Şermin, yaklaşık yüz yıl önce yayımlanmış bir kitap. Tevfik Fikret’in son eseri. Aradan geçen yıllara ve anlayış değişikliklerine karşın, neredeyse bugün yazılmış gibi şiirler. İlk yayımlanışından bugüne hemen her kuşakta iz bırakmış, şiir ezberlemenin “ezbercilik” sayılmadığı yıllarda yer ettiği belleklerde yaşamaya devam etmiş.
Eskimiş ama lezzeti de bu özelliğinde gizli güzel çocuk şiirleri…
“Yaprakları kıvır kıvır;
O da ayrı bir güzellik.
Boy bos, boyun ipincecik;
Hem güzel hem de nazlıdır
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.”
ŞERMİN’İN ELİFBESİ
“Elifbeni oku, cicim.”
“Elif, be, pe, te, se, cim, çim,
ha, hı, dal, zel, sin... Yok, zel, re,
ze, je, sin, şin, sad, dad, tı, zı,
ayın, gayın, fe, kaf, kef, lam,
mim, nun, vav, he, ye; bir de lam...
yok lamelif; bir de gef var.
Bir de üç noktalı kef var.”
“Hangi harfler kalındırlar?”
“Ha, hı, sad, dad, tı, zı, ayın,
gayın.” “Peki.” “Bir de kaf var.
En kalını ayın, gayın.
“Hangileri bitişmiyor
Kendisinden sonrakine?”
“Hoca yedi harf var, diyor:
Elif, dal, zel, re, ze... Nine,
Ben yoruldum artık!” “Peki,
Yalnız söyle: Hemze nedir?”
“Hemze... Hemze... evet, o bir
Küçük ayın başıdır ki
E okunur, i okunur,
Bazen eliflere konur.”
“Harf-i imlâ hangileri?”
“Bilmiyorum!” “Yok, bilirsin”
“Elif, vav, he, ye değil mi?..
Artık, nine, bana izin.”
“Peki, yavrum, haydi oyna;
Koca bir aferin sana!”