16 Haziran 2022

"Bilim, batıl inancın zehridir." Adam Smith

 

 

 

Başkaları için bu kadar çok, kendimiz içinse bu kadar az şey hissetmek ve bencilliğimizi baskılamak insan doğasının kusursuz tarafıdır.

 

 

"Yalnızlıkların en kötüsü, başkalarının arasında çekilen yalnızlıktır bence." Mina Urgan

 


Memleket Havası - Attila İlhan


Bu bizim gökler gibisi hiç bir dağda çatılmamıştır
Yıldızlarımızın titremesi yüreğine deprem indirir
Hiç bir yerde bu denize bu acı tuz katılmamıştır
Topraktan sağdığımız pekmez güneşin başını döndürür

 

Fesleğen Kokuluma - Fakir Baykurt

 

İlk yayımlanan şiirim Fesleğen Kokuluma adını taşır. Eskişehir’de yayımlanan Türke Doğru dergisinde çıktı. Dergiyi Ümit Yaşar’ın babası Lütfü Oğuzcan çıkarırdı. Köy Enstitüleri Dergisi’nde, Yücel’de, Varlık ve Fikirler dergilerinde şiirlerim, yazılarım çıktı.” 

 Gönen Köy Enstitüsü’ne gelen İsmail Hakkı Tonguç’un “Şiir yazan var mı içinizde?” sorusu karşısında arkadaşlarının da yönlendirmesiyle şiirlerini okuyan Baykurt’un yazdıkları Tonguç tarafından alınıp Köy Enstitüleri Dergisi’nde yayımlanır. Baykurt’un o dönemdeki şiirlerinin adları: Boşa Çıkan Beddualar, Vazgeçtim, Keziban Abam, Adı Batası Şiir, Gönen Mektubu’dur.


“Tek bir kişinin hayatı, dünyadaki en zengin insanın mal varlığından milyonlarca kat daha değerlidir.” Ernesto Che Guevara


Doğum tarihi:  14 Haziran 1928 Guevara'nın resmî doğum tarihi olsa da gerçek doğum tarihi olmayabilir. Resmî görüş anne ve babası evlendikten sekiz ay sonra doğduğudur, ancak bazı kaynaklar annesinin evlenirken hamile olduğunu ve doğum tarihinin 14 Mayıs olduğunu belirtir. 

Bask:  Guevara soyadının kökenleri-- "Bask: Bask Gebara adının ispanyolcalaştırılmış hali. Gebara, Bask eyaleti olan Araba'da bir yer adıdır. Bu adın kökeni ve anlamı bilinmemektedir. MS 2. yüzyılda coğrafyacı Batlamyus tarafından bu yerin adı Gebala olarak kaydedilmiştir. İspanya'da az bulunan bir soyadıdır." Dictionary of American Family Names (Amerikan Soyadları Sözlüğü), Patrick Hanks, London: 2003 baskısı, Oxford University Press. Annesi Celia de la Serna, Bask soyundan geldiği belgelenen Peru'nun son naib kralı General José de la Serna e Hinojosa'nın soyundan gelmektedir. 

Galway:  Lynch ailesi Galway'in ünlü 14 klanından biridir. Ana María Isabel Lynch'in İrlanda'da doğduğu genel bir yanlış anlamadır, aslında 1868 yılında San Fransisco, Kaliforniya, ABD'de doğmuştur. Babası Francisco Lynch Altına Hücum yıllarında Arjantin'den gelmiştir. Francisco yaklaşık 1860 yılında genç Kaliforniyalı dul Eloísa Ortiz ile evlendi ve Ana Isabael'den başka Amerika doğumlu çocukları da oldu. Ana Isabel'in evleneceği kişi olan Roberto Guevara Castro da Kaliforniya, ABD doğumludur. Babası Arjantinli, annesi de İspanyol Kralı tarafından büyük araziler verilmiş olan İspanyol soylusu Don Luís Peralta'nın torunudur. Ana Isabel ve Roberto aileleri Arjantin'e dönene kadar birbiriyle tanışmamıştır. Büyükannesi Ana Isabel'in o zamanlar Kaliforniya'daki yaşantısı üzerine anlattıklarını dinlemek, Che'nin çocukluğu sırasında en büyük zevklerinden biriydi. 

Neruda:  Neruda'nın, daha sonraları düşmanı olacak olan Fulgencio Batista'yı övdüğü şiirlerini aşina olup olmadığı bilinmemekle birlikte, Bolivya'da yakalandığında sırt çantasından Neruda'nın bir şiir kitabı çıkmıştır. 

Diploma:  "12 de junio de 1953.- La Facultad de Ciencias Médicas de la Universidad de Buenos Aires le expide a Ernesto Guevara de la Serna el certificado de haber concluido la carrera de medicina. Esto se refleja en el legajo 1058, registro 1116, folio 153. Después participa en una fiesta de despedida que sus compañeros de la Clínica del doctor Salvador Pisani le hacen en la hacienda de la señora ." (12 Haziran 1953. Buenos Aires Üniversitesi Tıp Bilimleri Fakültesi, tıp eğitimini tamamlaması nedeniyle bu diplomayı Ernesto Guevara de la Serna'ya vermiştir. Bu diploma 1058 nolu dosyada, 1116 sicil nosu ile 153 nolu sayfada kaydedilmiştir. Daha sonra Duhaulu Amalia María Gómez Macías'ın evinde doktor Salvador Pisani'nin kliniğindeki arkadaşları tarafından verilen veda partisine katılmıştır.) Che en el tiempo

İber-Amerika:  24. yaşgünü nedeniyle Peru'daki San Pablo cüzzamlılar evinde yaptığı kısa konuşmada Guevara şöyle demiştir: "Böyle soylu bir davanın sözcüleri olmak için çok önemsiz de olsak, inanıyoruz ki bu yolculuk Amerika'nın dengesiz ve aldatıcı uluslara bölünmesinin tam bir kurgu olduğu görüşünü kanıtlamıştır. Bizler, Meksika'dan Macellan Boğazı'na kadar, etnografik yönden önemli ölçüde benzeşen tek bir mestizo ırkıyız. Bu nedenle tüm darkafalı taşralılık anlayışından kurtulma çabası adına Peru ve Birleşik Amerika şerefine kadeh kaldırmak istiyorum." Kaynak: Ernesto Che Guevara, Motorcycle Diaries, London: Verso Books, 1995. 

Sırt çantası:  "Quizás esa fue la primera vez que tuve planteado prácticamente ante mí el dilema de mi dedicación a la medicina o a mi deber de soldado revolucionario. Tenía delante de mí una mochila llena de medicamentos y una caja de balas, las dos eran mucho peso para transportarlas juntas; tomé la caja de balas, dejando la mochila ..." (Türkçesi: "Belki de bu tıbba olan bağlılığımı mı yoksa devrimci bir asker olmanın gereklerini mi yerine getirmeyi seçme konusunda hayatımda karşılaştığım ilk çelişkidir. Ayaklarımın dibinde tıbbî malzeme dolu bir sırt çantası ile bir cephane sandığı vardı. İkisini birden taşıyamayacağım kadar ağırdılar. Tıbbı geride bırakarak cephaneleri yakaladım...) İlk olarak 26 Şubat 1961'de Havana, Küba'da Verde Olivodaki bir makalede, daha sonra da bir kitapta yayınlanmıştır: Guevara, Ernesto Che. Pasajes de la Guerra Revolucionaria, Havana, Küba: 1963, Ediciones Unión. 

Comandante:  Türkçesi binbaşı olan "Comandante" rütbesi 26 Temmuz Hareketi'nin askerî yapılanmasındaki en yüksek rütbeydi.

Çocukları:  Hilda Gadea'dan (8 Ağustos 1955'te evlendi; 22 Mayıs 1959'da boşandı): bir kız çocuk, Hilda Beatriz Guevara Gadea, 15 Şubat 1956'da Mexico City'de doğdu; 21 Ağustos 1995'te Havana, Küba'da öldü.

Aleida March'dan (2 Haziran 1959'da evlendi):

  • Dr Aleida Guevara March,24 Kasım 1960'ta Havana, Küba'da doğdu.
  • Camilo Guevara March, 20 Mayıs 1962'de Havana, Küba'da doğdu.
  • Celia Guevara March, 14 Haziran 1963'te Havana, Küba'da doğdu.
  • Ernesto Guevara March, 4 Şubat 1965'te Havana, Küba'da doğdu.

Lilia Rosa López'den (evlilikdışı): bir erkek çocuk, Omar Pérez, 19 Mart 1964'te Havana, Küba'da doğdu.

INRA:  7 Ekim 1959'da National Institute for Agrarian Reform (Tarım Reformu Ulusal Enstitüsü Sanayileşme Direktörlüğü'ne atanmıştır.

BNC:  26 Kasım 1959'da Küba Merkez Bankası Başkanlığı'na atanmıştır.

MININD:  23 Şubat 1961'de Sanayi Bakanlığı'na atanmıştır.

Cezayir:  İspanyol Saharası diye bilinen bölgeyle ilgili anlaşmazlıklar nedeniyle Fas'ın savaş ilan etmesi üzerine 1962 Eylül'ünde Cezayir Küba'nın yardımını istedi. Küba, Cezayir kuvvetlerini desteklemek için 686 asker ve subay ile 60 tanktan oluşan bir birlik gönderdi. Küba birliklerinin Vahran'a inmesinin basına yansımasından kısa süre sonra Fas Kralı II. Hasan Cezayir Başkanı Bin Bella ile ateşkes imzalamayı kabul etti. Küba birlikleri altı ay boyunca Cezayir'de kalarak getirdikleri askerî ekipmanları kurarak Cezayirli meslektaşlarını eğittiler. Guevara Küba kuvvetlerinin konuşlanmasını örgütleme ve gerçekleştirmede önemli rol oynamıştır. Kaynaklar: Piero Gliejeses, "Cuba's First Venture in Africa: Algeria, 1961–1965", Journal of Latin American Studies, no. 28, London: Cambridge University Press, Spring 1996, s. 188 ve Castañeda, s. 244-245.

Kabila:  Mayıs 1997'de, Laurent-Désiré Kabila Mobutu Sese Seko hükûmetini devirdi ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başkanı oldu. 16 Ocak 2001'de suikasta kurban gidene kadar bu görevde kalan Kabila'nın yerine oğlu Joseph Kabila geçmiştir.

Kamp:  Eğitim kampının Ñancahuazú bölgesinde satın alınması Guevara'nın kampın Alto Beni bölgesinde alınmasına yönelik emrine doğrudan karşı gelmeydi. Bu fait accompli (oldu bittiyle) karşılaştığında başlangıçta şikayet etse de Bolivya Komünistlerinin Ñancahuazú bölgesinde aldığı kampı, Alto Beni'de yeni bir yer alınana kadar zaman kaybetmemek için kullanmaya karar verdi.

ABD Askerî yardımı:  "Bolivya'daki ABD askerî personeliı hiçbir zaman 53 danışman geçmemiştir. Bu danışmanların arasında Panama Kanal Bölgesi'ndeki Fort Gulick'te konuşlanmış olan 8. Özel Harekât Grubu'ndan on altı kişilik bir MobilEğitim Timi de bulunmaktaydı. Binbaşı Ralph ('Pappy') Shelton tarafından komuta edilen bu tim Santa Cruz yakınlarında eğitim kamplarını kurdular. 29 Nisan'da gelen danışmanlar Bolivya 2. Ranger Taburu için 19 haftalık bir isyana karşı koyma eğitim programı düzenlediler. Bu yoğun kursun içinde silah eğitimi, yakın dövüş, manga ve takım taktikleri, devriye ve isyan bastırma üzerine dersler verildi. Bolivyalılar eğitime çok iyi katılım sağlayarak kısa süre içinde kendine güvenen, cesaretli ve etkili bir kontrgerilla birimi haline geldiler." -- Che Guevara in Bolivia by Major Donald R. Selvage.

Mesaj:  Örneğin, 31 Ağustos 1967'de Che günlüğüne şöyle yazmıştı: "Hay mensaje de Manila pero no se pudo copiar.", yani "Manila'dan (Manila Havana'nın kodadıydı) şifreli bir radyo mesajı var ama bunu kaydedemedik." Bu mesajın içeriğinin ne olduğu açıklanmamıştır, ama kritik öneme haiz olduğu sanılmaktadır çünkü hemen sonra Castro ve gerillaların tedarik ağını yöneten Kübalılar, gerillaların düştükleri zor durumdan haberdar olmuştur.

Barrientos:  Barrientos Guevara'nın bulunduğu yerde öldürülmesini emretmesinin ardındaki nedenleri açıklamasa da, onunla çalışanlar bu kararın nedenleri olarak Bolivya'nın üzerine istenmeyen uluslararası ilgiyi çekecek bir mahkeme şovunu engellemek, Bolivya hapishanelerinde uzun süreli hapis cezası alabilecek olan Guevara'nın kaçması ya da (Fidel Castro'da olduğu gibi) salıverilmesi sonucu tekrar gerilla eylemlerine dönmesini engellemek olabileceğini gösterdiler.

Ampütasyon:  Castañeda, Jorge G., Che Guevara: Compañero, New York: 1998, Random House, pp. xiii - xiv; pp. 401-402. Guevara'nın kesilmiş elleri formaldehit içinde saklandı ve birkaç ay sonra Fidel Castro'nun eline geçti. Castro'nun kesik elleri sergilemek istediği ama Guevara'nın ailesinden gelen şiddetli tepki sonucu vazgeçtiği söylenir.

Anıtmezar:  30 Aralık 1998'de Bolivya'da Guevara'nın yanında çarpışmış on gerillanın gömüldüğü yerler bulunmuş ve cesetlerinden artakalanlar Santa Clara'daki "Che Guevara anıtmezarına" defnedilmiştir. Anıtmezarın içinde Guevara'nın Castro'ya yazdığı ünlü "Veda mektubunun" aslı da bulunmaktadır.[1] Bu mektupta Guevara, devrim uğruna savaşmak için Küba'dan ayrıldığını, tüm parti, askerî ve hükûmet görevlerinden istifa ettiğini ve Küba vatandaşlığından vazgeçtiğini yazmaktadır. 

 tr.wikipedia.org

"İnsanları yönetme sanatının temelinde iki ilke yatar: Onları baskı altında tutmak ve aldatmak." Fernando Pessoa



Varoluşçu Psikoterapi - Irvin D. Yalom

"Four givens are particularly relevant for psychotherapy: the inevitability of death for each of us and for those we love; the freedom to make our lives as we will; our ultimate aloneness; and, finally, the absence of any obvious meaning or sense to life." 

“Dört veri, psikoterapi için özellikle önemlidir: her birimiz ve sevdiklerimiz için ölümün kaçınılmazlığı; hayatımızı istediğimiz gibi yapma özgürlüğü; nihai yalnızlığımız; ve son olarak, yaşamın herhangi bir açık anlamının veya anlamının yokluğu.” 

 

 Yalom birinci bölümde ayrıntılı bir şekilde ölüm, ölüm anksiyeteleri, çocuklarda ölüm ve psikoterapik yöntemler üzerinde durmaktadır. Ölüm hayatın bir gerçeğidir. Manilius “Doğumda bile ölürüz; son başlangıçta vardır” demekte ve ölüm gerçeğine dikkat çekmektedir. Hiedegger ise var olmayı unutma durumu ile var olmayı düşünme durumu olarak nitelendirdiği dünyada iki varoluş olduğunu vurgulamaktadır. Ölüm insan için var olmayı düşünmeye sevk eden en önemli kaynaklardan bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yazar kitabında ölüm kadar hayatımızı anlamlı kılan ve eşi benzeri olmayan
bir şey daha yoktur demektedir. Ölümün fizikselliği insanı tahrip etse de ölüm
fikri onu korumakta, hayatının amacını kavratmakta ve yaşamı güzelleştirmektedir.


Yalom’un üstünde dikkatle durduğu bir diğer konu ise ölümle yüzleşmenin kişisel değişime olan katkısıdır. Ölüme yaklaşmak insanlar üzerinde olumlu etkiler yapmaktadır. Hayat önceliklerini yeniden düzenlemek, özgürlük, yapmak istemediklerini yapmamak, hayatı güçlü bir şekilde yaşamak, hayatın
gerçeklerini kabul etmek bunların sadece bazılarıdır. Yalom burada şu soru ile
ölümün insanlar üzerindeki etkisine de dikkat çekmektedir: “Olumlu bir kişisel
değişimin ölümle yüzleşmenin ardından gelmesi ne kadar da yaygın?

Gerçekten de yaşamak için ölmek gerekir fikrine katılmamak imkânsız gibi görünüyor. Schmitt’in de dediği gibi “yaşamaya başlamadan önce ölümün gözlerinin içine bakmak zorunda kaldım. Yaşamak için ölmek gerekiyordu”.

Yalom, ölüm anksiyetelerinin insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Hayatın büyük bir kısmı ölümü inkâr etmek ile geçer demektedir. Aslında insan yaşarken ölümden o kadar çok korkmaktadır ki ölümsüzlük fikrine ulaşabilmek için her yolu denemektedir. Biyolojik olarak var olma çabası, dinsel olarak ölümden sonraki yaşam arzusu, sanat eserleri ile var olabilme gayreti, yaşamın aşkınlığı fikri gibi tezahürleri bunun en açık göstergesidir de denilebilir.

Yazar tüm bunlardan hareketle ölümle nasıl baş edilebileceğini gösteren bir terapi yöntemi uygulamak istemektedir. Her ne kadar baş edilmesi zor bir mesele olsa da insan hayatını anlamlı kılabilmek için, bastırılmış ölüm korkusu ve anksiyeteleri ile baş edebilmek için varoluşçu terapiye ne kadar ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekmektedir.

İkinci bölümde ise özgürlük konusuna değinmekte, sorumluluk ve irade kavramlarını ele alarak bunları bireyin varoluşsal problemleri açısından değerlendirmeye tabi tutmaktadır. Bir kişinin özgür olabilmesi kendi sorumluluğunu üstlenebilmesi, davranışlarına kendisinin yön vermesi, dilediğini ve istediğini yapabilmesi, başkasından sorumluluğunu almasını istemenin dahi bir sorumluluk olduğunu vurgulamaktadır. Kendilerini “istemiyorum ya da yapamam” şeklinde ifade eden hastalarına “yapmayacağım” kelimesini kullan- malarının sorumluluk açısından daha doğru bir kavram olduğunu hatırlatmak- tadır. Özgürlük ve dahi sorumluluktan kaçış bireyin kendinden ve dünyadan kaçması anlamına gelmektedir. Sartre’nin de dediği gibi: “İnsan kendi hayatından tamamen sorumludur. Yalnızca hareketlerinden değil hareket etmediklerinden de sorumludur” der. Sorumluluğun kapsamını net bir şekilde göstermesi bakımından bu söz önem taşımaktadır. Zorlantı, inkar, sorumluluğun yer değiştirmesi, sorumluluktan kaçma, karar verme bozuklukları; bunların hepsi sorumluluk anksiyeteleridir ve bireye bunlarla nasıl baş edilmesi gerektiğini göstermek gerekmektedir.

Sorumluluk kadar önemli bir diğer konu ise dilemek ve istemektir, çünkü bu kavramlar sorumluluk ile doğrudan bağlantılıdır. Bir eylemi yapmayı dilemeden ya da istemeden onu gerçekleştirmek imkânsızdır. Aritoteles “isteme eylemden önce gelen arzudur” der. Dileme ve isteme, kararlılık ve bağlılık açısından önem taşımaktadır. Bazı kişilerde istence karşı var olan direnç ya da sorumluluk üstlenmeme arzuları ile terapist doğru bir şekilde baş etmesini bilmelidir. Hastanın istencini kırmada, sorumluluk almaya istekli olmada, ona yol göstermede, karasızlığının ya da istençsizliğinin bedelini yine kendisinin ödeyeceğini göstermede rehber olmalıdır. 

Üçüncü bölümde ise Yalom varoluşsal yalıtım kavramı üzerimde durmaktadır. İnsanın doğuştan varoluşsal yalnızlık içine doğduğunu, bu yalnızlık duygusu ile baş edebilmek için çeşitli anksiyeteler geliştirdiğinin altını çizmektedir. O, bireyin yaşamının gayesine varmasını sağlamaya yardımcı olacak ve yalıtılmışlık duygusundan kurtaracak yegâne gücün sevgi olduğunu belirtmektedir. 

Sevgi, bebeklikten itibaren en yoğun hissedilen duydudur. Sevilme ile başlar, sevme ile sonuçlanır. Birey yalnız olmadığını ilk ailesi sayesinde algılar, arkadaşları, çevresi, komşuları, eşi, çocukları ve mesai arkadaşları bu durumu pekiştirir. Ancak insan olgun sevgi kabiliyetine ulaşabilirse mutlu olabilir. Aksi takdirde narsizmden hiçbir farkı kalmaz, bencil yönelimler hayatı ele geçirmiş olur. Yalom, varoluşsal yalıtımın altını çizerken en çok da ölüm, sorumsuzluk, yalnızlık, intihar vb. şekilde kendini ortaya çıkardığını vurgulamaktadır. Birey hayatının anlamını kavrayabilmek için kendi sorunları ile nasıl baş edebileceğini öğrenmesi gerekmektedir. İşte burada terapist devreye girerek hayatı anlamlı kılmaya çalışır.

Dördüncü bölümde Yalom, anlamsızlık kavramı üzerinde durmaktadır. İnsanın modern dünyada baş etmek zorunda kaldığı pek çok problemle karşı karşıya kalmasına rağmen hatta anlamsızlık duygusunun bütün bedenini kaplamasına rağmen hayat amacının farkına varmasının ve anlamlı bir yaşam sürmesinin kişiyi hayata bağladığına değinmektedir. Kozmik bir dinsel amacın ya da dünyevi bir anlam ihtiyacının bireyi anlamsızlıktan kurtardığını ifade etmektedir. Varoluşçu bir terapist olarak Yalom, anlamsızlık kaygısıyla baş etmeye çalışan hastalarına, hayatın anlamını kavratabilmeyi ve onları bu yaşamda mutlu edebileceğini düşündüğü alanlara yönlendirerek rehber olmaktadır.

Kitap, genel hatları ile değerlendirilecek olursa, dört nihai varoluşsal kaygıya karşı terapi yöntemleri ve çözüm önerileri gösterilmeye çalışılmaktadır. Yalom, her ne kadar iyi bir terapist olsa da ve varoluşsal kaygılardan olan ölüm, özgürlük, yalıtım ve anlamsızlık ile nasıl baş edilmesi gerektiğini açıklasa da terapisinde dini göz ardı etmesi ve insanın yüce bir varlığa bağlanma ihtiyacını dikkate almaması bir eksiklik olarak değerlendirilebilmektedir. Varoluşsal kaygıların başında olan ölüm; ahret hayatı, cennet ve ce- hennem olgusu, bu dünyada yaptıklarının hesabını vereceği düşüncesi ile şekillenirse bireyi anlamlı bir yaşama hazırlamaktadır. Ancak Yalom, varoluşsal bu problem karşısında yine varoluşsal bir çözüm önerisi olan dini görmezden gelmektedir.

Aynı şekilde özgürlük, sorumluluk, istenç, yalnızlık ve anlamsızlık gibi kaygılar da din ile birlikte düşünüldüğünde anlamlı hale gelmektedir. Yalom, iyi bir terapist ve bireyi içinden çıkılması pek çok problemden ustaca kurtar- masına karşı bu din konusundaki eksikliği ve görmezden gelme düşüncesi, onun tedavi yönteminin eksikliğini göstermektedir.

Yalom, varoluşsal kaygıları felsefik temellerinden koparmadan ele almaktadır. Aynı zamanda bir ruh sağlığı uzmanı olması nedeniyle de varoluşsal kaygıları daha çok psikoloji bilimi bağlamında incelemekte ve çözümler üretmeye çalışmaktadır. 

Burada şunu da izah etmek gerekir ki hiçbir terapist hastalarına herhangi bir din, dini tutum ya da davranışla ilgili olumlu ya da olumsuz telkinde bulunamaz ve bulunmamaları da gerekmektedir. Yalom da mesleği gereği bu hususta tarafsız kalmayı tercih etmektedir. Ancak inanılan ve belli bir kutsallığı olan şeyin de bu şekilde görmezden gelinmemesi gerekir. 

Ancak Yalom’un kullandığı dil, hastaları ile olan iletişim biçimi, ne olursa olsun dürüstlükten ayrılmama prensibi, terapide olaya müdahale etmeyip sadece rehber konumunda kalabilmesi, hastalarının kendi çözüm yollarını kendilerinin bulmasına liderlik yapması onu kendisi gibi olan diğer terapistlerden ayrıcalıklı bir konuma yükseltmektedir.    

Tuğba Bakırtaş

çev: Zeliha İyidoğan Babayiğit 

Zafer - Oktay Rifat

 

Cümlesi bizden yana ağaçların
Bulutlar ve yağmur bizden taraf
Dört gözle bekliyor güneş
Karıncalarla zaferi

Bir haber tek bir haber
Başlaması için bayramın
Bütün yıldızlarım davetli
Fener alayına

Boyum devrilsin diyor baca
Böyle sevinçle tütersem eğer
Bahçeler bahara tövbeli
Zafere kadar.