03 Temmuz 2018

Epikür "Özgürlük efendisizdir."


Epicurus.jpg
Felsefe, mutlu bir yaşam sağlamak için tutarlı eylemsel bir sistemdir.

Evrende her şey insan için haz objesidir. Ancak erdemle gelen bilgi arttıkça haz da artar. Bu nedenle yönelim hazza değil bilgiye olmalıdır.

Zevk mutlu bir yaşamın başlangıcı ve amacıdır.

Mühür balmumunda nasıl iz bırakırsa, eşya da insanda öyle iz bırakır.

Tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor? Öyleyse o güçsüzdür. Yok gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor? Öyleyse o, kötü niyetlidir. Hem güçlü hem de iyi ise kötülük nereden geliyor?

Bilginin amacı; insanı bilgisizlik ve boş inançlardan tanrı ve ölüm korkusundan kurtarmaktır. Ve bu olmadan mutlu olmaya imkan yoktur.

Kanunlar bilgeler için konmuştur, ama haksızlık etmesinler diye değil, haksızlığa uğramasınlar diye.

Ölümden korkmak anlamsızdır, çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde ise artık biz yokuz.

Yaşlılar da gençler gibi felsefe ile kendilerini yetiştirmeliler. Birinci grup kaderin onlara sunduğu serveti hatırlayarak gençleştiğini hissetmek için, ikinci grup, gençliklerine rağmen gelecek karşısında yaşı ilerlemiş birisi kadar cesur olmak için.


Franz Kafka "Düşünceleri arasında sıkışıp kalmış bir eylemci o durağanlıktan çıkmadan asla mutlu olamaz"

Koca deniz, dibindeki küçücük taşı nasıl sararsa, benim de sevgim öylesine yığılıyor senin üstüne.

Bir dayanak olmaktan çıkınca özgürleşir ruh ancak.

İnsanların tüm kusurları sabırsızlık, yaptıkları işte usule vaktinden önce son veriş ve sözde bir sorunu sözde bir çit içine almaktır.

Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.


Charles Baudelaire - Paris Sıkıntısı


Pasta
Yolculuktaydım. Çevremdeki görünümün dayanılmaz bir büyüklüğü, dayanılmaz bir soyluluğu vardı. Hiç kuşkusuz ruhuma da bir şeyler geçti ondan. Düşüncelerim havanın hafifliğine eşit bir hafiflilikle uçuşuyordu; kin gibi, kutsallıktan yoksun aşk gibi bayağı tutkular, ayaklarımın altından, uçurumların dibinden sıra sıra geçen bulutlar kadar uzak görünüyordu şimdi bana; ruhum da beni saran gök kubbe kadar geniş ve arı gibiydi; yersel nesnelerin anısı zayıflayıp azalarak geliyordu, uzaktan, çok uzaktan, bir başka dağın yamacından geçen fark edilmez sığırların çıngırak sesleri gibi. Uçsuz bucaksız derinliğiyle kara, ufak, kımıltısız gölün üzerinden bir bulutun gölgesi geçiyordu bazı bazı, gökte uçan bir hava devinin mantosunun yansıması gibiydi. Tümüyle sessiz bir büyük devinimin doğurduğu bu görkemli ve ender rastlanır duyunun içimi korkuyla karışık bir sevinçle doldurduğunu anımsıyorum. Kısacası, çevremi saran coşturucu güzelliğin yardımıyla, kendi kendimle de, evrenle de tam bir barış içinde buluyordum benliğimi; hatta, eksiksiz mutluluğumun içinde, her türlü yersel kötülüğü tümden unutmuş durumdaydım, insanın doğuştan iyi olduğunu ileri süren gazeteleri pek de gülünç bulmamaya başlamıştım; bu sırada, iyileşmez bedenim isteklerini bir kez daha yineledi; böylesine uzun bir yokuş çıkmanın doğurduğu yorgunluğu gidermeyi, iştahımı dindirmeyi düşündüm. Büyük bir ekmek parçası, bir meşin kap, bir de o zamanlar turistler için eczanelerde satılan, gerekince karla karıştırılan iksirin şişesini çıkardım cebimden.
Sakin sakin ekmeğimi keserken, çok hafif bir gürültü üzerine başımı kaldırdım. Önümde üstü başı paramparça, saçı başı darmadağın, kara, ufak bir yaratık durmaktaydı, çökük, ürkek, yalvarmaklı gözleriyle ekmeğimi yiyordu. Sonra alçak ve boğuk bir sesle, içini çeke çeke pasta sözcüğünü söylediğini duydum! Neredeyse ak denilebilecek ekmeğime verdiği soylu adı işitince gülmekten kendimi alamadım, bir dilim kesip verdim. Can attığı nesneden gözlerini ayırmadan, ağır ağır yaklaştı; sonra, parçayı eliyle kaparak hızla geriledi, armağanımı gerçekten vermememden ya da birdenbire pişman olmamdan korkuyordu sanki.
Ama tam bu sırada bir başka küçük yabanıl yere devirdi kendisini, kim bilir nereden çıkmıştı, ilk gelene öylesine benziyordu ki ikiz kardeşi sanılabilirdi. Birlikte yere yuvarlandılar, değerli av için kavga ediyorlardı. Öteki de, beriki de kardeşi için ekmeğinin yarısından vazgeçmiyordu. Birincisi küplere binmişti, ikincisini saçlarından yakaladı; o da dişlerini onun kulağına geçirdi, ufak, kanlı bir parçasını da yerli ağzı bir zorlu küfürle yere tükürdü. Pastanın gerçek sahibi küçük pençelerini zorbanın gözlerine sokmaya çalıştı; öteki, bir eliyle savaş ödülünü cebine sokmaya çalışırken, öbür eliyle düşmanını boğmak için tüm gücünü harcadı. Ama yenik düşen kardeş umutsuzlukla canlanıp doğruluverdi, kafasını var gücüyle midesine indirerek yere yuvarladı yenmişi. Çocuk güçlerinden umulandan çok daha uzun süren çirkin çarpışmayı ne diye anlatmalı? Pasta elden ele dolaşıyor, her an cep değiştiriyordu; boyutları da değişiyordu işin kötüsü. En sonunda bitkin, soluk soluğa, kanlar içinde kalıp da kavgayı sürdürmenin olanaksızlığı nedeniyle durdukları zaman, savaşmak için de hiçbir neden kalmamıştı; ekmek parçası yok olmuş, içine karıştığı kum taneleri gibi birer kırıntı olup saçılmıştı.
Görünümü sislendirmişti bu gördüklerim, bu küçük adamları görmeden önce ruhumu şenlendiren durgun sevinç de tümden silinip gitmişti; uzun süre hüzünlendim bu yüzden, yineleyip duruyordum: “Ekmeğin pasta diye adlandırıldığı, tam bir kardeş kavgası doğuracak kadar ender bir katık olduğu görkemli bir ülke varmış demek!” 


Rabindranath Tagore - Bırakırım şarkımı

Bırakırım şarkımı eğer istersen.
Kaçırırım gözlerimi yüzünden,
yüreğini titretirse.
Dolaşırken ürkütürsem ansızın,
çekilip başka yola saparım.
Çiçek örerken tedirgin edecekse seni,
bahçene girmem.
Suyu kabartırsa eğer, dalgalandırırsa,
yüzdürmem kayığımı senin kıyında...



Çeviri : Ülkü Tamer


Jacques Brel "Je Vous Souhaite D'être Vous" 'Size siz olmayı diliyorum'

Size, bitmeyen rüyalar ve
birkaçını gerçekleştirme isteğini diliyorum

size, ne sevmek gerekiyorsa sevmenizi
ve ne unutmak gerekiyorsa unutmanızı diliyorum

size ,tutkular diliyorum

size, sessizlikler diliyorum
size ,kuşların cıvıltılarıyla uyanmanızı
ve çocuk kahkahaları diliyorum

size, ilgisizliğe ve zorluklara
çağımızın olumsuz erdemlerine dayanmanızı diliyorum

size, özellikle siz olmanızı diliyorum

Orijinali

Jacques Brel - Je Vous Souhaite D'être Vous

Je vous souhaite des rêves à n'en plus finir,
et l'envie furieuse d'en réaliser quelques-uns.

Je vous souhaite d'aimer ce qu'il faut aimer,
et d'oublier ce qu'il faut oublier.

Je vous souhaite des passions.

Je vous souhaite des silences.
Je vous souhaite des chants d'oiseaux au réveil
et des rires d'enfants.

Je vous souhaite de résister à l'enlisement,
à l'indifférence,
aux vertus négatives de notre époque.

Je vous souhaite surtout d'être vous.

* * *

Je vous souhaite des rêves à n'en plus finir et l'envie furieuse d'en réaliser quelques uns. Je vous souhaite d'aimer ce qu'il faut aimer et d'oublier ce qu'il faut oublier. Je vous souhaite des passions, je vous souhaite des silences, Je vous souhaite des chants d'oiseaux au réveil et des rires d'enfants. Je vous souhaite de respecter les différences des autres, parce que le mérite et la valeur de chacun sont souvent à découvrir. Je vous souhaite de résister à l'enlisement, à l'indifférence et aux vertus négatives de notre époque, Je vous souhaite enfin de ne jamais renoncer à la recherche, à l'aventure, à la vie, à l'amour, car la vie est une magnifique aventure et nul de raisonnable ne doit y renoncer sans livrer une rude bataille. Je vous souhaite surtout d'être vous, fier de l'être et heureux, car le bonheur est notre destin véritable.
Jacques Brel

Size sonsuz hayaller ve bazılarını gerçekleştirmek için şiddetli arzu diliyorum.  

Sevilmesi gerekeni sevmeni, unutulması gerekeni unutmanı dilerim. 

Size tutkular diliyorum, sessizlikler diliyorum, uyandığınızda kuş cıvıltıları ve çocuk kahkahaları diliyorum.  

Başkalarının farklılıklarına saygı duymanızı dilerim, çünkü her birinin değeri ve değeri genellikle keşfedilir. 

Çağımızın durgunluğuna, kayıtsızlığına ve olumsuz erdemlerine direnmenizi diliyorum, son olarak araştırmaktan, maceradan, hayattan, aşktan asla vazgeçmemenizi diliyorum çünkü 

Hayat muhteşem bir macera ve mantıklı hiç kimse vermemeli zorlu bir savaşa girmeden ayağa kalkın.

Her şeyden önce kendin olmanı, kendinle gurur duymanı ve mutlu olmanı diliyorum çünkü mutluluk bizim gerçek kaderimizdir.

Je vous souhaite - Vidéo Dailymotion