26 Temmuz 2018

Aldous Huxley " İnsanların aynası kitaplardır."

Bilimin büyük trajedisi, güzelim hipotezleri çirkin bir gerçek yüzünden katletmek.

Dile, sezgilere, zekaya ve sempatiye rağmen, birisi asla gerçekten başkasıyla bir şey hakkında iletişim kuramaz.
    
Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim.

Hepimizin aynı fikirde olması iyi bir şey değildir. Yaratıcılığı ortaya çıkaran fikir ayrılıklarıdır.
    
İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır: Kendisi.   
    
Mutluluk, başka şeylerin yan ürünü olarak gelir.    
   
Siz görmezden gelseniz de gerçekler varolmayı sürdürürler.
    
Şans bukalemun gibidir; biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir.
    
Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.
    
Tecrübe insanın başına gelen şey değildir; o insanın o başına gelenle ne yaptığıdır.

 İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder.

Yapabileceğin kadar söz ver, sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap.
    
Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.

Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.

Kimi zaman içindeki o sessiz sese, uzmanlardan daha fazla güven.

Propagandanın amacı, bir grup insana, bir başka grup insanın insan olduğunu unutturmaktır.

Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan, bu belki bütün gün hırladığın içindir.

André Maurois - Sonbahar Gülleri

Sonbahar Gülleri : Andre Maurois, Samih Tiryakioğlu: Amazon.com.tr: Kitap

Aşkın dehayı ya da gençliği geri getirmeyeceğini kim iddia edebilir!

1949 yılında, tek başına bir Güney Amerika seyahatine çıkan André Maurois, bu seyahatte tanıştığı ve eserlerini İspanyolca’ya çeviren genç ve güzel Maria de los Dolores Checa Garçía y Rivera’ya aşık olur. Yirmi gün süren bu ilişkinin ardından Fransa’ya genç bir adam olarak dönen Maurois, “Marita” adını verdiği bu kadına elli dört mektup ve on bir şiir yazar. Bu mektup ve şiirler daha sonra karısının isteğine uyularak yayımlanır.

Maurois her ne kadar Sonbahar Gülleri’nin girişinde “Bu roman bir romandır; bu şahıslar da şahıslardır. Bunda ölü veya diri, gerçek yaratıklar bulup çıkarmaya çalışan kişi, bir romanın ne olduğunu, şahısların da neler olduklarını bilmediğini ispat etmiş olur,” dese de insan, romanın baş kişisi yazar Guillaume Fontane’ın hikayesinde André Maurois’yı aramadan edemiyor.

İklimler, Yaşama Sanatı ve Patronlar gibi hem Türkiye’de hem de dünyada severek okunmuş eserlerin yazarı Andre Maurois’nın son romanı Sonbahar Gülleri, ömrünün sonbaharını yaşayan ünlü bir yazarın, kendisini tepeden tırnağa dönüştüren “yasak aşkını” anlatıyor.