25 Haziran 2019

Kazım Koyuncu "Çocukken şiirle güzel oynuyordum. Şairlerle çok uğraşıyordum. Bir ceket yaptırmak istedim o zamanlar İstanbul'a gelirken, şair ceketi."

 


 

Michel Foucault " İktidara aşık olmayın! "


Politik eylemi, birlik ve bütünlük paranoyalarından kurtarıp özgürleştirin;

1. Eylem, düşünce ve arzuları, bir tür dallanıp budaklandırarak ve piramit şeklindeki hiyerarşileştirme yoluyla değil;çoğalma, yan yana koyma ve birbirinden ayırarak birbirine bağlama (disjunction) yoluyla arttırın;

2. Batı düşüncesinin, iktidar biçimi ve gerçeğe erişme kipi olarak uzun süre kutsallaştırdığı olumsuzun eski kategorilerinden (yasa, sınır, iğdiş etme, yokluk, boşluk) kendinizi kurtarın. Pozitif ve çoğul olanı tercih edin, farklılığı tekbiçimciliğe, akımları birliklere, hareketli düzenleri sistemlere tercih edin. Üretken olanın yerleşik değil, göçebe olduğunu kabul edin;

3. Dövüşülen şey iğrenç bile olsa, militan olmak için asık suratlı olmak gerekmediğini kabul edin. Devrimci bir güce sahip olan şey, arzunun gerçeklikle bağıdır (yoksa, temsil biçimlerine sığınışı değil);

4. Düşünceyi siyasi bir pratiğe hakikat değeri vermek için kullanmayın; siyasi eylemi bir düşünceyi gözden düşürmek için, bu sanki katışıksız bir spekülasyondan başka bir şey değilmiş gibi kullanmayın. Siyasi pratiği düşüncenin yoğunlaştırıcısı olarak kullanın ve analizi de, siyasi eylemin müdahale biçim ve alanlarının çoğaltıcısı olarak kullanın;

5. Bireyin “haklar”ını, felsefenin tanımladığı şekilde iyileştirilmesini siyasetten talep etmeyin. Birey iktidarın ürünüdür. Aslolan şey çoğalma ve yer değiştirme yoluyla çeşitli düzenlemeleri “bireysizleştirmek”tir. Grup, hiyerarşileştirilmiş bireyleri birleştiren organik bir bağ olmamalı, sürekli bir “bireysizleştirme” kaynağı olmalıdır.

6. İktidara aşık olmayın!


George Orwell - Neden Yazıyorum

en çok yapmak istediğim şey, politik yazarlığı sanata dönüştürmekti. Başlangıç noktam hep bir partizanlık hissi, bir adaletsizlik duygusu oldu. Kitap yazmaya koyulduğumda, kendime, ‘bir sanat eseri üreteceğim’ demiyorum. Yazmak istiyorum, çünkü ortaya çıkarmak istediğim bir yalan, dikkat çekmek istediğim bir olgu var ve başlangıçtaki kaygım, sesimi duyurmak.


Para kazanmak dışında, bana kalırsa yazmak için dört büyük sebep vardır.

I) Katıksız Egoizm: Zeki görünme, hakkında konuşulma, ölümden sonra hatırlanma, sizi hiçe sayanlardan intikam alma arzusu vesaire. Bunun bir sebep olmadığını söylemek düpedüz riyakârlıktır, hem de en güçlüsünden. Yazarlar bu özelliği bilim insanları, sanatçılar, politikacılar, avukatlar, askerler ve başarılı iş adamlarıyla – kısaca insanlığın en üst tabakasıyla –  paylaşırlar. İnsanlığın büyük bir kısmı aslında bencil değildir. Yaklaşık otuz yaşından sonra birey olma duygusunu neredeyse kaybederler ve başkaları için yaşayıp angarya işlerin altında ezilip giderler. Ancak yetenekli ve hayatlarını doyasıya yaşamaya kararlı insanların oluşturduğu bir azınlık vardır ve yazarlar bu gruba dâhildir. Ciddi yazarlar – diyebilirim sanıyorum – gazetecilerden daha boş ve ben -merkezli ancak daha az para düşkünüdür.

II) Estetik Çoşku: Dış dünyaya ait güzellik algısını kelimelere dökme heyecanı. Bir sesin diğeri üzerindeki etkisinden duyulan keyif, iyi yazıların istikrarı ya da iyi bir hikâyenin ritmi. Bir başkasının deneyimini paylaşma arzusu oldukça kıymetlidir ve bu arzu kaybedilmemelidir. Estetik sebep pek çok yazar içinde nadiren ya da güçsüz bir şekilde bulunur; ancak bir broşür yazarı yahut ders kitabı yazarları dahi faydacı olmayarak sözcükleri ya da ifadeleri güzelleştirecektir kendine göre ya da en kötü ihtimalle tipografi ve kenar boşluklarının genişliği konusunda endişelenecektir. Hiçbir kitap estetik değerlendirmeden tam anlamıyla muaf değildir.

III) Tarihsel tepi: Şeyleri olduğu gibi görme, gerçekleri keşfetme ve onları gelecek nesiller için depolama arzusu.

IV) Politik Amaç: Dünyayı belli bir yöne doğru çekme, insanların düşüncelerini değiştirme arzusu. Tekrar edelim, hiçbir kitap politik bir görüşten tam anlamıyla muaf değildir. Sanatın politika ile hiçbir işinin olmaması gerektiğine dair düşünce de politik bir tavırdır.

Şimdi bu çeşitli tepilerin birbirleriyle nasıl bir savaş içinde olduğu ve kişiden kişiye zaman içinde değişim gösterdiği daha net görülebilir.