24 Şubat 2020

Günlükler - Stefan Zweig


İnsanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.

Gençlik yıllarımın en güzel çalışması, dönemin en yaratıcı kişileriyle kurduğum ilişkiler ve dostluklardır.

Stefan Zweig, uzun bir aradan sonra, 1912 yılının Eylül’ ünde yeniden Günlüklerini tutmaya başladığında, şöyle yazmıştı: Nedeni şu: – Eski günlüklerimden birini okurken, birden belleğimin ne kadar donuklaştığını, tehlikeli, hastalıklı derecede donuklaştığını hissettim.
 
Hastalıklı bir hal alan melankolisinden kaynaklanan tevekkülü içinde söylediği şuydu: İnsanın kendi hayatında unuttuğu her şey, içinden gelen bir güdüyle zaten çoktan unutulmaya mahkûm edilmiş olanlardır. Ama arkasından şunu ekliyor: Başkaları için saklanabilecek şeyler ancak benim de saklamak istediklerimdir.

Baruch Spinoza "İnsanlar, bize zarar verdikleri için değil; yaptıkları haksızlıklarla ruhumuzun ışığını söndürüp içimizdeki kötülüğün başkaldırmasına sebep oldukları için korkunçturlar."




Chuck Palahniuk - Anlat Bakalım


"Müstehcen bir yalan her zaman asil bir hakikate baskın çıkar."
 
 

Katherine Kenton, Houdini gibi yaşıyordu. Bir kaçış ustası gibi. Evliliklermiş, tımarhanelermiş, kaçarı olmayan Pandro Berman stüdyo sözleşmeleriymiş... fark etmez... Bayan Kathie kendini kapana kıstırıyordu çünkü son anda zincirlerinden kurtulmak ona muazzam bir başarı hissi veriyordu. 

Pek çok evlilik ve estetik operasyonundan sağ çıkmış Katherine Kenton, namı diğer Bayan Kathie, Altın Çağı’nı yaşayan 1960’ların Hollywood’unda yıldızı sönmekte olan bir aktristir. Hazie Coogan ise yaşlanan film yıldızının yardımcısı, sekreteri, hizmetçisi, aşçısı... her şeyidir. Hatta ona sorarsanız, Katherine Kenton’u o yaratmıştır. Bir gün Webster Carlton Westard isimli genç ve yakışıklı bir adam Katherine’in hayatına ve yatak odasına girince, Hazie için tehlike çanları çalmaya başlar. Ancak Hazie’nin hayatının başyapıtını korumak için yapmayacağı şey yoktur. 

Tabu konuları çarpıcı bir üslupla dile getirmesiyle nam salmış Palahniuk, bu sefer bizi Hollywood’un ışıltılı dünyasına ve bir o kadar da karanlık sahne arkasına götürüyor. Kısacık bir romana ustaca sığdırdığı çeşit çeşit senaryo ve zengin oyuncu kadrosuyla Palahniuk, okuru yine zekâsına hayran bırakıyor.

 Anlat Bakalım