22 Ocak 2021

Ursula K. Le Guin - Şimdilik Her Şey Yolunda

 Şimdilik Her Şey Yolunda: Son Şiirler 2014-2018 , Ursula K. Le Guin -  Fiyatı & Satın Al | idefix Ursula K. Le Guin'in yayıncısına gönderdiği bu son şiirlerde, bitmekte olan bir hayata veda ya da hüzün duygusundan ziyade güzel yaşanmış bir ömrün sonunda olmanın bilgeliği sunuluyor okura. Değerli edebiyatçı, ömrü boyunca hep yaptığı gibi dünyaya, hayata ve ölüme merakla bakmayı, insanın ve doğanın türlü hallerine sevgi ve hayretle yaklaşmayı sürdürüyor.

Mevsimlerin bilgesiyim artık. Değişmeden biliyorum 
değişeceğini ışığın, izliyorum gün dönümünü, gün tün eşitliğini, 
huzur buluyorum bu büyük düzende. Kocadım. 
Yine de neşeleniyorum ansızın nehirden 
yükseldiğinde sessizce sis, sabah ışıltısı 
karıştığında hiç yaratılmamış şeylerin arasına.
 
Her Zaman Seni İzleyen Bir Şey Var

Kaplamanın çatlağında saklanan örümceğin

kafasındaki sekiz parlak kara amber damlası.

Kırmızı balığın gözü kendi duru dünyasından

bizim derinlik ve yok oluştan ibaret dünyamıza bakan.

Loş bir salonda üç parçalı bir ayna

çoğaldıkça küçülen kendi karanlığında.

Bir teleskop şehrin öbür ucunda ya da Eldebaran yıldızında.

İnandığın o kıkanç tanrı. Komşularının iflah olmaz hırsı.

Güneş, ta kendisi, dönmeye başladığında

yalnızca bir kez göz göze geldiğin.

Odandaki yaşlı hayalet

hiç görmediğin

o ürkek misafirin.

Yolunu kaybettiğin ormanlar,

nereye gittiğini senden iyi bilen.

   Bana Öyle Geliyor ki

Zaman başlamadan önceki sonsuz boşlukta

benlik yoktur ve ruh kaynaşmıştır

sisle, taşla, ışıkla. Zamanla,

ruh razı eder puslu benliği var olmaya.

Yavaş zaman benliği taş gibi sertleştirirken

ruhu giderek hafifleştirir, öyle ki ruh sonunda

endini tutmayı bırakır

özgürce sonsuzluğa döner ve ışığa

zamandan sonraki o uzun ışığa karışır gider.

   Dışgörü

Görünmezdir bir yarım

kendime,

içimdeki

her şeye bir örtüdür tenim.

Gözlerim yıldızları görür de

göremez zihnimi.

Düşündükçe daha da

yabancılaşırım kendime.

İçgörü içimin yarı körü:

sınırlanmış dış görünüşlerle.

Nerededir benin özü?

Neler var içimde

görülmemiş, söylenmemiş?

   Ölünün Ardından

Kedimin öldürdüğü fare

faraşla götürüp çöpe attığım

gri bir süprüntü

Derim ruhuna:

Koş şimdi

kimseden kaçmadan

dans et o büyük evin duvarları arasında

Ve derim vücuduna:

Dünyanın büyük

karnında

o sonsuz varoluşta

şimdi uyu rahatça

   Dön Toprağa

Ey ruh anlat bedenin 

yaklaşan serüvenlerini 

bir arada tutan maddenin hareketlerini.

Yüksel tütsü dumanlarıyla.

Dökül toprağa yağmurlarla.

İn köklerin en derinlerine.

Bin dallara tırmanan suya bir at gibi, 

çık en tepeye, yaprakların uçlarına.

Dön sonra toprağa sonbahar yaprakları gibi 

uzanıp kış boyunca beklemek için çürümeyi.

Yine yüksel ilkyazın taze pınarlarıyla.

Oradan oraya sürüklen güneşin altında 

kutsal polenlerle birlikte sen de dökül bereketle.

Toprak dediğin

Hayattı eskiden, canlıydı, kutsaldır.
 
   Yağmura
 
Yağmur ana, çoğaltıcı, sonsuz, 
boş topraklara yağıyor, tarlalara, ormanlara, 
evlerin çatılarına, alçak damlı ağıllara, yüksek burçlara, 
ey! Yer altında toplanan, her şeyi yıkayan, 
şehirlerden geniş, kız kardeşlerden şefkatli, 
kırlardan engin, rahatlatıcı, hatırlatıcı büyük su: 
dön bize, sonu gelmez yağışınla 
öğret sıkıntılı ruhlarımıza düşmeyi, 
öğret yoldaşlığı, kökleri anlamayı, 
suya batmayı, şifa dağıtmayı, denizi tatlandırmayı.

 İhtiyar Yazarın Ağıtı

Eskiden olduğum kadınları özlüyorum, 

âşık olanı, maceracı olanı, 

birlikte kutba gittiğim kadınları.

Neler benimdi, neler onların?

O zamanlar varsıldık hepimiz. Şimdi 

yoksulluğun korkaklığı tek paylaştığımız, 

özlüyorum bana eşlik eden cesareti.

Keşke o kadınlar dönüp kurtarsalar beni 

içinde kapalı kaldığım kendimden olma odadan, 

yaşlandıkça çöken yorgunluktan ve hastalıklardan, 

bildikleri yollara çıkarsalar beni 

tepelerin üstünden geçen, geçen göğün altından.

 

 Son Şiirler 2014 - 2018