30 Eylül 2013

Yol Arkadaşım (Öyküler) - Maksim Gorki

Durmadan gideceksin. Ne varsa bundadır. Bir yerde uzun süre kalma. Niye kalasın ki? Geceyle gündüz nasıl birbirlerini kovalayarak dünyanın çevresinde dolaşıyorlarsa; sen de hayattan soğumamak istiyorsan, düşüncelerini onun üzerinde toplamaktan kaçın. Hayat üzerine düşünmeye başladın mı, bil ki soğursun ondan.
 
"Makar Çudra" 

Şölen - Platon

 Platon (Eflatun, İÖ yaklaşık 428 / 7-İÖ yaklaşık
348 / 7); Bugünkü üniversitenin atası sayılan Akademia’nın kurucusu (İÖ 387) ve hocası Sokrates’i konuşturduğu "diyaloglar"la felsefeyi yazıya en iyi aktarmış olan ustalardan biridir.
En tanınmış diyaloglarından Şölen ve Dostluk’ta ise Platon, denebilirse, İnsanlığın anlamaya çalıştığı en temel duygu "sevgi"nin izini sürmektedir.

Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973); Hasan Âli Yücel'in kurduğu Tercüme Bürosu'nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biridir.
Azra Erhat (1915-1982); Tercüme Bürosu'nun en önemli çevirmenlerindendir. Ortaklaşa yaptığı Homeros ve Hesiodos çevirilerinin yanısıra, dilimize bir de telif Mitoloji Sözlüğü kazandırmıştır.
. . . . . . . . . . . .
 
Platon’a göre ancak felsefi bir dürtüye sahip olan kimse ideaların bilgisine giden yolu geçebilir. Bu felsefi dürtünün adı "eros"tur. Yunan Aşk Tanrısı’nın adı da "Eros"tur. Platon, Yunanca’da Aşk, (üreme dürtüsü) anlamına gelen bu kavrama yüceleştirici bir içerik kazandırır. Eros, ölümlü insanın duyumsal dünyanın sınırlarını aşıp zihinsel dünyaya, ölümsüzlüğe çıkma ve bu dürtüyü başkalarının içinde de uyanık tutma itkisidir. Güzel bir bedene duyulan haz, "eros"un en alt düzeydeki tezahürüdür. Güzel ile kurulan bütün ilişkiler bizi "eros"a yaklaştırır; en başta da felsefeye giriş olarak gördüğü müzik ve duyusal olandan (geçici nesnelerden) yüzümüzü çevirip salt biçimlere bakmamızı öğreten matematik "eros"a giden yolun kilometre taşlarıdırlar.

Şölen: Bilgi sevgisi. 
 
* * *
 
Şölen‟de, Diotima, Sokrates‟in bildik görevini üstlenmiştir : bir bakıma Sokrates ‟ tir – Sokrates‟in düşüncelerini doğurtan Diotima‟dır . Hatta Katleen Wider‟a göre (1986: 44),Sokrates, Sokratik yöntemi de Diotima‟dan aldığını ima eder. Diotima ‟nın şu sözleri (Platon, 2000: 44) bilgiyi yücelten en güzel tirat lardan biri değil midir? 

Yalnız beden değil, ruh da değişir. Tabiat, huy, inanışlar, arzular, zevkler, dertler, kaygılar; bunların hiçbiri aynı kalmaz; biri ölürken, bir yenisi doğar. İşin en tuhafı, bilgilerimiz bile bir yandan doğar, bir yandan ölür, hiçbir zaman aynı kalmaz, bildiklerimiz hep değişir. Bilgi yitirildiği için, öğrenme diye bir şey vardır … Öğrenmek, gidenin yerine bir yenisini koymakla bilgiyi yaşatır, böylece bilgi hiç değişmemiş gibi görünür. Bütün ölümlü varlıklar, bedeniyle, her şeyiyle ölümsüzlüğe bu yoldan erişir.



 
...Sokrates:
Benim bir ebenin, Phaenarete adında güçlü, soylu bir kadının oğlu olduğumu duymamış mıydın?
Theaetetus:
Evet, duydum.
 Sokrates:
Ve benim de aynı zanaatı, ebelik yaptığımıda duydun o zaman.
Theaetetus:
Yoo, hiç duymadım.
 Sokrates:
Seni temin ederim ki doğru. … Ebelerin zanaatı ne denli önemli olsa da benimkinden daha az işleri olur … benim zanaatım şu üçü dışında her açıdan kadın ebelerin zanaatına benzer: birincisi ben kadınlara değil erkeklere ebelik ederim; ikincisi bedenlerle değil akılla ilgilenirim. Üçüncüsü en önemli  noktadır; genç erkeklerin düşüncelerinin yalan ve sahtekârlığa mı yoksahakikat ve asalete migebe olduğunu test ederim.
 Platon‟un
Theaetetus adlı yapıtında Sokrates kendini „akıl ebesi‟ olarak resmeder.