Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milletimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.
Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milletimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.
-Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları. (Afrika)
-Birleşmek başlangıçtır, birliği sürdürmek gelişmedir; birlikte çalışmak başarıdır. (Amerikan )
-Fareye “aslan nedir” demişler, kediyi göstermiş. (Arnavut )
-Bir yerde küçük insanların gölgeleri büyüyorsa orada güneş batıyor demektir. (Çin )
-Kavga eden iki köpek, kurt gelince müttefik olur. (İngiliz )
-Sorun kuyunun derinliği değil, hedefe ulaştırmayan ipin kısalığıdır. (Çin)
-Oyun bitince, şah da piyon da aynı kutuya konur. (İtalyan )
-Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İki kez aldatırsa suç sizindir. (Romanya)
-Hak yenir, ama hazmedilmez. (Yunan)
-Yatağa yattığın zaman, problemlerini elbiselerinde bırak. (Hollanda)
-Ömrünün sonuna kadar eşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir. (Hollanda)
-Akıl insanın külahında bir çividir. Yumruk yemeden içeri girmez. (Arnavut)
-Gülerken göbeği oynamayan adama güvenmem. (Çin)
-Bir gün su içeceğin çeşmeye, çamur sıçratma. (İsrail)
-Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma. (Rus)
-Duymak istemeyen kadar kötü sağır yoktur. (İtalyan)
-Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar. (Tolstoy)
-Sonuçları değil, başlangıçları değiştirmek gerekir. (Alain/Émile-Auguste Chartier)
-Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın. (Victor Hugo)
-Körlerin ülkesinde tek gözlü adam kral olur. (Desiderius Erasmus)
-Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi vardır. (John Lyly)
-Böcek olmayı kabullenenler, ezilince şikayet etmemelidirler. (Friedrich Schiller)
-Başlayan her şey biter. (Seneca)
-Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsan, neden bugünden başlamıyorsun. (Epiktetos)
-Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider. (C. Bruno)
-İstemek, “istiyorum’’demek değil, harekete geçmektir. (André Maurois)
-Az anlamak, ters anlamaktan iyidir. (Anatole France)
Güneş biterse elbet ertesi kalır
Ya perşembe kalır ya pazar kalır
İncelir bir zincirin bir halkası
Bir tutam su kalır azar azar kalır
Bir mavi yaz gömleği azar azar incelir
Bir adam mavi yaz gömleksiz gezer kalır
Ve okuyan ve güldüren ve savaşan
Ey okuyan ey güldüren ey savaşan
Çözülür sağlam sanılan simyası bir duruşun
Sesini yitirmeyen bir güçlü hızar kalır
Bir akşam bir bulgu gibi sunulur bize
Oysa bir yanlışlık birini ezer kalır
Oysa kimi su kemerlerine kimi bir iç denize
On bin dirim taşıyan bir kanal
Ve eski tulumları ve kötü şarapları vurunca size
Bir adam otelleri ve yanlışlığı sezer kalır
Ey eşim ey sevişim ey bende yaşıyan
Bir adam gelir bir düzeni bozar kalır
Üç seçeneğimiz var;
Ya olup bitenleri yok sayacağız.
Şikayet edeceğiz.
Ya da bir ucundan tutmak üzere
İşin içine gireceğiz...
Temel yaklaşımımız; "Sorunun
değil, Çözümün bir parçası olmak"
"..Her ne kadar parlamenter sistemlerde, en fazla temsilciyle parlamentoya giren partiye hükümeti kurma yetkisinin tanınması gelenek sayılır ise de laikliği ve özgürlükçü demokrasiyi yok etme amacına dayalı bir partiyi iktidara getirmek diye bir şey yoktur; olsaydı Batı dünyasının hiçbir ülkesinde demokrasi ve uygarlık oluşmazdı...
Kendi kendimizi 'Gerici parti iktidara gelsin de foyasını ortaya vursun, halk da onu tanısın, bir daha seçmesin' diyerek avutmak saflık olur. Çünkü hükümeti kurma fırsatını bulduğu an bu parti, tahmin ve tasavvur edemeyeceğimiz usullerle devlet çarkının tümünü yavaş yavaş ele geçirme olasılığını kazanmış olacaktır. Unutmayalım ki şeriâtçının başlıca özelliği kurnazlıktır; şeriâtçı, güçsüz iken kuzu postuna bürünmüş olarak hoşgörendir, sabredendir, kötülüğü iyilikle karşılar gibi görünendir, şiddete ya da saldırganlığa yönelmezmiş gibi hareket edendir, demokrasiye bağlı imiş gibi görünendir. Fakat bu davranışlarının hepsi kurnaz hesaplara, yani güçlenip şiddete başvurabileceği ve şeriât düzenini gerçekleştireceği günlerin gelmesi umutlarına dayalıdır. Güçlenebilmek için her türlü aracı meşru saymaya hazırdır; fakat güçlendiği an kuzu postunu çıkarıp kurt kılığına bürünmekte gecikmez ve bu postu çıkardığı an cellat kesilir. Okuyunuz şeriât tarihini; bunun nice örnekleriyle şaşkına dönersiniz..."
İlhan Arsel
Cumhuriyet, 8 Ocak 1996