1848
işçi devrimlerimi, Fransa’da 1830 ve 1848 yılları arasında işçilerin
öncülüğünde başlatılmış özgürlük ve devrim hareketleridir. Birçok Avrupa
devleti bu dönemde büyük sarsıntılar geçirmişlerdir. 1848 devrimi
öncelikle 24 Şubat günü Fransa’da patlak vermiş ve tüm Avrupa kıtasına
yayılmıştır. 13 Mart’ta Viyana, 18 Mart’ta Berlin ayaklanmış, 10
Nisan’da İngiltere’de Çaristler büyük bir gösteri düzenlemiş, Mayıs
başında İtalya’da bir halk ayaklanması kopmuştur.
Fransa’da
1830’lu yıllarda sanayi, ticaretin burjuvanın tekelinde gelişmesi ve
sömürgeciliğe dönüşmesi ile birlikte işçi sınıfı ezilmeye ve yozlaşmaya
başlamıştı. İşçilerin durumunu açıklamak gerekirse işçi sınıfı
kalabalıklaşmasına rağmen bu emekçi kesim siyasi, ekonomik ve sosyal
hakların çoğundan mahrumdu. Fakat buna rağmen işçiler ülkedeki vergi
yükünü taşıyor ve günlük 15 saatlik çalışma yükü altında eziliyordu.
Fakat 1830’lu yılların ardından işçiler birleşerek sendikalar ve
dernekler oluşturmaya başladılar. Kendi aralarında oluşan bu
topluluklara “İnsan Hakları Topluluğu”, “Halkın Dostları”, “Aileler
Topluluğu”, “Mevsimler Topluluğu” gibi isimler verdiler. 1845-46’lı
yıllardaki Fransa’da ortaya çıkan tarım ürünlerinin düşüklüğüyle
birlikte işsizlik hat safhalara ulaştı ve işçi ücretleri %50-60 oranında
düştü. İşsizlik ve kıtlık artmasına rağmen, siyasi haklar halen
kullanılmamakta ve işçi kesimi sesini duyuramamaktaydı. Ekonominin
temelini oluşturan Bankacılar artık toplumun bütün üstünlüklerine
sahiptiler. Sanayici burjuvalar ne kadar güçlü olsalar da mecliste
sadece bir iki kişi ile temsil ediliyor ve toplumun bütün kesimleri
artık bankacılara bağımlı hale geliyordu. Fakat beklenen oldu ve bu kaos
ortamında bütün sınıfların katılımıyla bir “Halk Cephesi” oluşturuldu.
Bu birleşimin amacı seçim sisteminde köklü ve eşitlikçi bir reform
yapabilmekti.
22
Şubat 1848 tarihine gelindiğinde amaçlarına uygun olarak seçim
sisteminde yapılacak reformun ayak sesleri olan bir gösteri düzenlemek
istediler. Fakat bu gösteri bir gün önce hükümet tarafından
yasaklanmıştı. Sadece reform lehine bir gösteri ve basın toplantısı
şeklinde konuşmaların yapılacağı bu gösteri girişimine burjuva
katılmazken işçi ve öğrenci kesimi büyük ilgi göstermişti ve girişim
23-24 Şubat gecesi hükümet birliklerinin bu gösterici kitlesi üzerine
ateş açmasıyla birlikte artık devrimci bir harekete dönüşmüştü. Gösterinin
sabahı şehirdeki kışla ve mühimmat depolarının çoğu bu halk grubunun
eline geçmişti. Kral Louis-Philippe, altı yaşındaki torunu için tahtan
elini çekmiş ve Paris’e kaçmıştı.
Kısa
zamanda iktidarı ele geçiren işçi temsilcileri yeni yönetim kademesini
kurmakta kararsız kaldılar. Hareket genel hatlarıyla sosyalist bir
hareketi temsil ediyorken aslında özel mülkiyet ve burjuvazinin büyük
bir hayranı olan Louis Blanc’ın yönetim kademesine getirilmesiyle
hareket çoktan kendi kendisini yok etmeye başlamışdı. İşçilerin yanında
bulunmasına rağmen halkın içinden olan Lamartine’de burjuvanın
taraftarıydı. Kurulan geçici hükümet ilk iş olarak bir bildiri
yayınladı. Bildiride, Fransız hükümetinin işçilerin devamlılığını
garanti ettiği ve bütün işçilere iş imkanı sunularak çalışma şartlarının
düzeltileceği taahhüt edilmekteydi. Bu bildirinin ilk adımı olarak
hemen ulusal atölyeler kurulmaya başlandı. Bu arada işçi hareketinin
biraz daha durgunlaşması için Louis Blanc’ın başkanlığında işçiler için
hükümet komisyonu kuruldu.
Kurulan komisyonun Lüksemburg Sarayı’nda çalışmalara başlamasına rağmen sonu gelmez bir tartışma başlamıştı. Bu arada geçici hükümet, muhafız birliği mantığıyla işçi düşmanı 24 taburdan meydana gelen bir geçici muhafız birliği oluşturmuştu. Bu birliğin erleri günlük 1,5 frank alıyordu ve yeni kurulan Ulusal Atölyelere ilk olarak 100.000 den fazla işçi alındı. Geçici işlere gönderilen bu işçilerin çalışması uzun sürmedi ve işçi düşmanı olan iktidar, köylüleri işçilere karşı kışkırttı. 1848 yılında toplanan meclisin çoğunluğu eski kralcı ve burjuvalardan oluşuyordu. Ve en sonunda kurucu meclis istifa ederek yerine beş kişilik bir yürütme kurulu geçti. 22 Haziran 1848’de de ulusal atölyeler kapatıldı. En sonunda işçiler tekrar güçsüz kalmıştı ve köylülerin desteğinden de yoksundular. Askeri birliklerin başına acımasız General Cavaignac getirildi ve işçilere hükümet birliklerinin yanında 24.000 kişilik seyyar muhafız birlikleri de saldırmaya başlamıştı. General Cavaignac tarafından verilen emirle işçi mahalleleri topçu bataryaları tarafından bombalanarak yerle bir edildi. İşçiler tamamen susmuşlardı. Yapılan saldırılar sonucu binlerce işçi hayatını kaybetmişti. İşçilerden teslim olan 25.000 kişi tutuklanarak hapsedilirken oluşumun liderliğini yapan ve kışkırtan 3.500 kişi ise ülkeden kovularak sürgün edildiler. tarihiolaylar.com