15. yüzyılda İtalya’da
başlayan bu aydınlanma dönemi Dünya’nın bilim, sanat, arkeoloji, tarih,
edebiyat, insan sevgisi (hümanizm), kültür ve daha birçok alanda
geliştiği bir dönemdir.
Bilgeliğin ve insan düşüncesinin ön planda tutulmasıyla birçok olgu değişmiş ve gelişmiştir. Matbaanın
yayılması ile birlikte ülkedeki okur, yazar sayısı artmış ve birçok
yabancı eserlerden yapılan çevirilerle halkın okuması desteklenmiştir.
Bu dönemin başlamasına neden olan en büyük avantajlardan birisi de,
Avrupa’nın sosyal ve ekonomik açıdan bir anda büyümeye başlamasıdır.
Avrupa’nın cehalet ve gericiliğinin son bulduğu dönem olmuştur. Peki,
İtalya’da başlayan bu dönem nasıl oldu da diğer Avrupa ülkelerine kısa
sürede yayıldı diye soracaksınızdır. Bu dönemde tüccarlar zekalarını
kullanarak birçok ülkeyi araştırmış ve hangi ülkenin neyi çok sevdiğini,
hangi milletin en çok nelere ihtiyacı olduğunu tespit ederek daha
sonrasında bu ülkelere gidip ticaret yapmışlardır. Ülkelerle yapılan bu
ticaret sonrası ekonomik hayatın düzene girmesiyle Edebiyat ve Bilim
dahil birçok alanda gelişme sağlamıştır. Rönesans başlangıç olarak
Floransa, Venedik’de başlamış sonra İngiltere, Portekiz, Hollanda gibi büyük ülkelere yayılmıştır.
Avrupa devletleri tarafından Müslümanlardan kurtulmak için yapılan Haçlı Seferleri
sırasında, yani 11. yüzyılda yapılan askeri seferlerde Avrupa, Doğu
medeniyetini ilk defa tanımış ve birçok şey öğrenmiştir. Endülüs
Emeviler’i döneminde medeniyet Avrupa’ya geçmiştir. Bu dönemde İslami
alimlerinin, bilim alanındaki birçok eseri çevrilmiş ve Avrupa’da
bilimsel ve sosyal alanda köklü bir gelişim sağlanmıştır. Rönesans’ın
ilk defa İtalya’da başlamasında Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in büyük bir payı vardır. Şöyle ki İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet, isteyen Bizans
bilim adamlarının Avrupa’nın herhangi bir ülkesine gitmelerine izin
verilmiştir. Bunun üzerine İtalya’ya giden birçok bilim adamı, Antik Yunan
ve Helenistik Çağa ait birçok eseri tercüme etmiş ve böylece aydınlanma
başlamıştır. Doğu ülkeleriyle çok sık ticaret yapan İtalyan gemiciler,
bu ülkelerdeki zenginlik, refah, adalet ve nizam unsurlarını öğrenerek
bu kavramaları ülkelerine kazandırmaları Rönesans Dönemi’nin başlamasına
katkıda bulunmuştur. Pusulanın keşfi ile Coğrafi Keşifler için en
önemli adımlar atılmıştır. Antik mısırın muhteşem tarih ve bilim
eserleri Arapça’dan
başka dillere tercüme edilmiştir. Tarihe baktığımız zaman İtalya
ekonomik yönden zengin bir ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun
sebepleri arasında Haçlı ordularının Cenova, Venedik, Piza, Floransa
gibi yerlerde konaklaması ve baharat ihtiyacının çoğunluğunun bu
yerlerden karşılanması da etkili olmuştur. Bu şehirlerdeki prens ve
zengin kesimler sanatı önemsemiş ve insanları sanata yönlendirmiştir.
Rönesans ile birlikte eski düşünceler değişmiş ve değersiz bir varlık
olarak görülen insan bir anda değer kazanmış ve düşünceleri
önemsenmiştir. Rönesans’tan önceki dönem, dinin insanlar üzerindeki
etkisi çok büyüktü, öyle ki kilisenin büyücülükle veya dinsizlikle
suçladığı herhangi bir insan kasaba meydanında yakılırdı. Böylesine
karanlık bir dönemde Papalar insanlara, para karşılığında cennette yer
satıyor ve onları kilisenin himayesine alarak dinsel iktidarlarını daha
da güçlendiriyorlardı. Kilise tarafından kurulan Engizisyon
mahkemelerinde, parası haksız yere alınan insanlar ve suçsuz yere mahkum
edilerek öldürülen insanlar bulunuyor ve bu durum insanların kiliseye
olan inançlarının yitirmelerine neden olmuştur. Galileo,
Dünya’nın döndüğünü iddia etmiş ve bu yüzden kilise tarafından yapılan
mahkemeden sonra suçlu bulunarak aforoz edilerek, işkencelerle hayatını
kaybetmiştir. Özetlemek gerekirse Rönesans; düşünsel, sosyal, ekonomik
ve kısacası hayatın her alanına getirdiği yenilikler ve adalet
anlayışıyla kısa sürede benimsenmiş ve bu karanlık dönemin kurtarıcısı
olmuştur. Rönesans’ın Avrupa ülkelerine yayıldıktan sonra getirdiği
yeniliklere kısaca değinelim:
Eğitim olağanüstü bir derecede önemsenmeye ve ilerlemeye başlamıştır.
Bilim, sanat, edebiyat, tarih ve daha birçok alanda hızlı ve olumlu
değişimler yaşanmıştır. Ekonomi canlanmış ve yeni kazançlar elde
edilmiştir. Skolastik (kilisenin dar görüşü) önemini yitirmeye başlayıp
yerini Pozitif (bilimsel) düşüncelere bırakmıştır. Reformu ve gelişimini
hızlandırmıştır. Avrupa’da Mesen (aydın) sınıfı ile halk arasından
birçok kişi, sanata değer veren sınıflar oluşturmuşlardır. Din adamları
eski güçleri yitirmeye başlamıştır.
Rönesans dönemindeki değerli eserleri ve çeşitli alanlarda oluşan
ilerlemeler. Rönesans döneminin yazar, düşünür, mimar ve birçok güzel
sanatlar alanında, günümüzde dahi olarak bilinen ve bazı sanat
eserlerinin halen bile sırrını koruduğu sanatçılar yetişmiştir. Bu
dönemde dünyanın en iyi sanat görüşlerine ve tekniklerine sahip olan
kişilerin tarih sahnesine çıktığı dönemdir. Mimaride Gotik tarzın terk
edilip Barok ve Rokoko üslubuna geçilmesiyle estetik ve yaratıcı yapılar
görülmeye başlanmıştır. Bu dönemin eserlerinin genel özelliği
Mimarisinin sadeliği ve doğallığı yansıtmasıdır. Rönesans ruhunu yaşayan
sanatçılar ülkeler bazında çeşitli dallarda Dünya Kültür Mirasına
katkıda bulunmuşlardır. Bu ülkelerden Fransa sanat, Almanya dini tablo ve resimler, İngiltere edebiyat, İspanya
resim alanında çok değerli eserler kazandırmışlardır. Günümüzde dünyada
evrensel olarak değerli sayılan birçok eser bu dönemde ortaya konulmuş,
bu eserler mükemmel perspektif ve sanatsal teknik ile etkileri
yüzyıllar boyunca sürecek şaheserlerdir. Eski Yunan ve Roma düşünür ve
sanatçılarından; Virgil, Domestan, Platon, Çiçero, Sophokles, Tacitus’un eserleri tanıtılmış ve yayılmıştır. İtalyan yazar ve düşünürlere baktığımızda; Machiavelli, Tasso, Rafael, Ronsard, Leonardo da Vinci,
Mikelanjelo, Monteigne, Aristo, Jean Bullant, Pierre Locot, Rabelais
gibi isimler bulunmaktadır. Almanya daha çok insan düşünce ve insan
sevgisi (hümanizm) üzerine çalışmıştır. Sanatçıları; Erasmus, Röklen,
Luther, Elbrecht Dürer. Tiyatro alanında ise, William Shakespeare,
Cervantes, Velasguez, Rembrandt, Kopernik gibi sanatçılar ve daha
birçoğu bulunmaktadır.
Gördüğünüz gibi Rönesans Avrupa’yı tamamıyla değiştirmiş ve
gelişmiştir. Peki, bu yeniliğin yani Rönesans’ın oluşumdaki temel
düşünceler neydi? İşte Rönesans’ın oluşumuna etki eden düşünceler; insan
güçlü bir varlıktır ve başarabilir. Gerçek güzeldir. Bu anlayışlara
bağlı olarak da yaşadığımız dünya o kadar ilgi çekici bir yerdir ki,
'Başka dünyaları düşünmenin hiçbir anlamı yoktur' anlayışı hakimdir. Yer
yüzü çok güzel ve ilgi çekici olup araştırılmaya değerdir. Hümanizm
yani insan sevgisi daha ön plandadır. İnsan düşünen bir varlık olarak
şartlarını ve çağını ileriye taşımak zorundadır. Bunun için bilimsel
yöntemlerin, evrenin bilinmeyen sırlarının ve çağının en büyük korkusu
olan başarısızlığın üstüne giderek yeni rotalar çizmek
mecburiyetindedir. İnsan bir varlık olarak nasıl ki Mısır
Medeniyetinde mumyalamayı, Anadolu da Medeniyet kurmayı ve okyanus
ötesine uzanarak yeni kıtalar keşfetmeyi başarabiliyorsa günümüzde uzay
teknolojisi ve bilimsel terminolojideki ilerleyiş ve başarıları asla
tesadüf değildir. Çağın bir parçası olmak isteyen bilim adamları
tarihten ders almak zorundadırlar, tarih hiç kuşkusuz tekerrürden
ibarettir. Bilim adamlarının buluşları açıklandığında hiç kuşkusuz Nikola Tesla’dan bir dokunuş veya gözlerini kapattıklarında hayal dünyalarında patlayan o şimşeklerin izlerini taşımalıdır.