09 Haziran 2017

Yuval Harari - Homo Deus yarının kısa bir tarihi


 Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus’ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus’a evrildiği bir gelecek kurguluyor.
 
Yola “önemsiz bir hayvan” olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor?
 
Homo sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inandı?
 
Bu öğreti gündelik yaşantımızı, sanatımızı ve en gizli tutkularımızı nasıl şekillendiriyor?
 
İnsanı inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının tümünden ayıran yüksek zekası ve kudreti dışında herhangi bir alametifarikası var mı?
 
Tarih boyunca benzeri görülmemiş kazanımlar elde etmemize rağmen mutluluk seviyemizde neden kayda değer bir artış olmadı?
 
 “Tüm bunları anlamak için tek yapmamız gereken geriye dönüp bakmak ve Homo sapiens’in aslında ne olduğunu, hümanizmin nasıl dünyaya hakim bir din hâline geldiğini ve hümanizm rüyasını gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu getireceğini incelemektir. İşte bu kitabın temel meselesi budur.”
 
“Okurken hem eğlenecek hem de çok şaşıracaksınız. Her şeyin ötesinde, kendinizi daha önce hiç düşünmediğiniz şeyleri düşünürken bulacaksınız.” DANIEL KAHNEMAN, Hızlı ve Yavaş Düşünme’nin yazarı
 
Homo Deus’u okuduğunuzda uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından vardığınız bir uçurumun kenarında durduğunuzu hissedeceksiniz. Yolculuğun artık bir önemi kalmayacak, çünkü bir sonraki adımınızı engin bir boşluğa atacaksınız.” DAVID RUNCIMAN, The Guardian
 
 - - - -
19. yüzyılın ortasında çok az insan Marx kadar öngörülüydü; bu nedenle çok az ülke hızlı bir sanayileşme sürecini başarıyla at­ latarak dünyayı fethedebildi. Pek çok toplum ne olduğunu anla­ yamadığından ilerleme trenini kaçırdı. 
Dayananda'nın Hindistan'ı ve Mehdi'nin Sudan'ı buhar makineleri yerine Tanrı'yla meşgul ol­ maya devam ederken sanayileşmiş İngiltere tarafından işgal edilip sömürgeleştirildiler. Hindistan henüz son birkaç yıldır İngiltere'yle arasındaki siyasi ve jeopolitik uçurumu kapamak amacıyla adımlar atabilirken Sudan hala çok gerilerden geliyor.
...

21. yüzyılın başında ilerleme treni bir kez daha perondan ayrılmak üzere. Bu belki de Homo sapiens isimli perondan yapılacak son se­ fer olacak ve treni kaçıranların ikinci bir şansı olmayacak. Trende bir yeriniz olsun istiyorsanız bu yüzyılın teknolojisini, özellikle de biyoteknolojiyi ve bilgisayar algoritmalarının gücünü kavrayabil­ meniz gerekiyor. Buhar makinelerinden ve telgraftan çok daha etkili olacakları gibi kullanım alanları da yiyecek, tekstil, araç ve silah üretimiyle sınırlı kalmayacak. Beden, beyin ve zihin, 21. yüzyılın te­ mel ürünleri olarak konumlanırken bunları üretmeyi bilenlerle bil­ meyenler arasındaki fark Dickens İngiltere'siyle Mehdi'nin Sudan'ı arasındakinden çok daha derin olacak. Hatta Sapiens ile Neander­ taller arasındakinden bile daha büyük bir farka şahit olacağız. 21. yüzyılda ilerleme trenine yetişenler, yaratmanın ve yok etmenin ilahi kudretini elde ederken, geride kalanlar yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacaklar.
...

Homo Sapiens'in yazarı Harari: 'Gereksizler' diye yeni bir sınıf doğuyor. Yuval Norah Harari'nin ilk kitabı 'Homo Sapiens: Hayvanlardan ...hikayelerdirgeriyekalan: Gereksizler...


Göbeklitepe Dünyanın İlk Tapınağı – Belgesel filmi

  
“Herkesin ve herşeyin anlatacak bir hikayesi vardır. Bu hikayelerden bazıları hiçbir zaman günışığına çıkmaz, sonsuza dek birer sır olarak kalırlar.” Film, yaygın inanışları sorgulayan hikayesi ile izleyiciyi günümüzden 12.000 yıl geriye, Göbeklitepe’ye götürüyor. Yeryüzündeki ilk tapınak, Antikçağ bilgeliğinin sembolü olan İngiltere’deki Stonehenge anıtlarından veya Mısır Piramitleri’nden binlerce yıl daha öncesine ait. Göbeklitepe Belgeseli, yüzeydeki bilgilerin üzerini biraz kazıdığımızda bile tabuların nasıl yıkılmaya başladığını ortaya koyuyor. Uçsuz bucaksız evrendeki bu ufacık gezegende yer alan ilk tapınağın, Göbeklitepe’nin hikayesi, zihnimizi farklı olana açarak, keşfedecek ve öğrenecek daha pek çok gizemin varlığını hatırlatıyor. Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Klaus Schmidt, filozof ve mistik Metin Bobaroğlu, astronomi ve fizik profesörü B.G.Sidharth, duayen arkeolog Prof. Mehmet Özdoğan, ejiptolog Wafaa El-Sadık bu belgeseldeki fenomeni anlamamıza yardımcı olan uzmanlar.

İki yıl süren yoğun araştırma ve planlama sonrasında 4 ülkeye toplam 17.500 km’lik yolculuk yapılarak iki sene süren çekimler tamamlandı. Kazı alanını yeniden canlandırmak için kullanılan görsel efektler, 2D ve 3D animasyon çalışmaları ve mitolojik hikayelerin izleyiciye ilüstrasyonlar ile aktarılabilmesi için 1.200 saatlik çalışma gerçekleştirildi.

* * *

 Göbeklitepe UNESCO'ya Yeni Yüzüyle Hazırlanıyor
Dünyanın en eski tapınak kalıntıları olarak kabul edilen Göbeklitepe ören yeri, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası asıl listesine yeni çatı korumasıyla girmeye hazırlanıyor. UNESCO adaylığı için son hazırlıkların yapıldığı Göbeklitepe'nin uzun yıllar daha iyi korunması ve sağlıklı kullanılması için de yürütülen yaklaşık 4 bin metrekarelik çelik çatı çalışmaları tamamlanmaya çalışılıyor.