16 Kasım 2019

Bilinmeyen Adanın Öyküsü - José Saramago

 İşte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hâlâ, Geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikaye, diye homurdanıp dururuz. 

Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek.
 
 dedem hep derdi, denize açılmak isteyen hazırlığını karada tamamlar
 
çünkü işten evlerine dönen erkekler, midesi olan ve karnını doyurması gereken varlıkların sadece kendileri olduğunu zannederler
 
 işte göz yanılması, insanın yanı başında duran insanı görmemesi böyle olur
 
 teker teker saymamış olsa da sayılarının denizcilerin sayısına eşit olduğunu tahmin ettiği bir grup kadın, kendi işleriyle uğraşıyorlarmış, başkalarının işleriyle uğraşmalarına henüz sıra gelmemiş, bunun bir rüya olduğu kesinmiş artık, çünkü gerçek hayatta böyle bir şey hiç görülmemiş.
 
 Bilmiyor musun ki, Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin
 
 Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.
 
 Mühim olan varış değil, gidiştir
 
ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum, Bilmiyor musun ki, Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin

 rüya hünerli bir sihirbazdır, varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir, yan yana uyuyan kişileri ayırır, birbirine uzaktaki kişileri kavuşturur,

Kadının uykuya dalıp dalmadığını merak etmiş, sonra onu teknede aradığını ve hiçbir yerde bulamadığını, devasa bir gemide birbirlerini kaybettiklerini hayal etmiş, rüya hünerli bir sihirbazdır, varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir, yan yana uyuyan kişileri ayırır, birbirine uzaktaki kişileri kavuşturur, kadın birkaç metre ötesinde uyuyor olsa da adam ona nasıl ulaşacağını bilemez, oysa ne kolaydır iskele tarafından sancak tarafına geçmek.


Dünya Hoşgörü Günü

  
İnsanoğlunun vebası farklılıklardan korkması ve reddetmesi: tek tanrıcılık (mono-teizm), tek kral (mon-arşi), tek eşlilik (mon-agami), ve çağımızda tek Tıp (mono-medicine). Yaşamanın; dini, siyasi, cinsel, tıbbi olayları düzenlemenin tek doğru yolu olduğu inancı insanın ve kurtuluşunu, güvenliğini, ve ruh sağlığını korumak isteyen türdaşlarının yüzleştiği en büyük tehdinin kökünde yatan sebep. 
 
 
İnsanlığın belası, çeşitliliğin korkusu ve reddi: tektanrıcılık, monarşi, tekeşlilik. Yaşamanın tek bir doğru yolu olduğu inancı, dini, politik, cinsel konuları düzenlemenin tek yolu, insana yönelik en büyük tehdidin nedenidir: kendi türünün üyeleri, kurtuluşunu sağlamaya kendini adamıştır. onun güvenliği ve akıl sağlığı. 
 
Thomas Szasz
 
 

Sinan Cemgil

Şirin’in matemi
 
Bu ölüm ile birlikte Şirin’in kendi deyimiyle matem’i başlar. Acı da uğruna her şeyi göze aldığı devrim mücadelesi kadar yalın ve sahicidir çünkü.
Şirin, Sinan’ın ardından onun hiç okumayacağı mektuplar yazmaya başlar. Şirin ve Sinan’ın aynı ideoloji için farklı yöntemlere inanmışlıkları vardır. Ancak bu birbirlerinin hayatına müdahale edip, baskı kurmaya dönük olmamıştır hiç. 9 Ağustos 1971 tarihli mektupta, Sinan’ın ardından kendisini eleştiren hatta bunun da ötesine geçip onu dışlayan yoldaşlarına sitemini anlatır.
“Ben seni pasifize etmişim Sinancım. Şu işe bak sevdiğim…Benim devrimciliğime, beni tanımadan olaylara bakıp, değerlendirme yapmadan ucuza yapılan şu hareketlere bak…Bu kadınları ikinci derece vatandaş olarak görme eğiliminden başka bir şey değil…İnsan devrimciliğini yaptığı işlerle ortaya koyar, hayatıyla bir de.”


Claude Monet


 
Woman with a Parasol - Madame Monet and Her Son
 1875


Ağacım - Orhan Veli Kanık



Mahallemizde
Senden başka ağaç olsaydı
Seni bu kadar sevmezdim.
Fakat eğer sen
Bizimle beraber
Kaydırak oynamasını bilseydin
Seni daha çok severdim.

Güzel ağacım!
Sen kuruduğun zaman
Biz de inşallah
Başka mahalleye taşınmış oluruz.

Hegel "İnsanların kendi çıkarlarına, amaçlarına ve niyetlerine karşı bir şekilde yönetilmeye izin vermeleri akla aykırıdır."