24 Aralık 2014

Eric Hoffer - Kesin İnançlılar

 "Kesin inançlı" kendi siyasi, dini, felsefi inancının "mutlak gerçek" olduğuna, bunu başkalarına zorla uygulamak gerektiğine bağnazca inanır. Hiç şüphesi, hatta merakı bile yoktur. Bu yüzden, okumuşlarında bile "cehalet havası sezilir."

Bu kitapta, ister dini hareketler olsun, ister sosyal devrimler veya milliyetçi hareketler olsun, bütün kitle hareketlerinde ortak olan bazı özellikler incelenmiştir. Bu kitap, bütün kitle hareketlerinin birbirinin aynı olduğunu iddia etmemektedir, fakat bazı temel karakteristikler kitle hareketlerinde öylesine ortaktır ki, bu onların aynı familya içinde görünmesine imkân vermektedir.

Bütün kitle hareketleri, taraftarlarında ölümü göze almak ve birlikte eyleme geçmek duygusu yaratır: ortaya koydukları program ve telkin ettikleri öğreti ne olursa olsun, bütün kitle hareketleri aşırılığı, gayreti, parlak umudan, nefreti ve hoşgörüsüzlüğü körükler: bütün kitle hareketleri hayatın belirli bölünmelerinde güçlü bir faaliyet akışı yaratmaya muktedirdir ve körü körüne bir inanç ve sadakat ister.

Öğreti ve ilham yönünden ne kadar farklı olurlarsa olsunlar, bütün kitle hareketleri ilk taraftarlarını aynı tip insanlar arası ndan seçer ve aynı düşünce tarzındaki insanlarla ilişki kurar.

Her ne kadar aşırı Hıristiyan, aşırı Müslüman, aşırı milliyetçi, aşırı Komünist ve aşırı Nazi arasında belirgin farklar bulunmaktaysa da, bunları harekete geçiren aşırılığını aynı kökten geldiği kabul edilebilir. Bunların etki alanını genişletmeye ve dünya egemenliğini ele geçirmeye doğru iten güç için de aynı şekilde düşünülebilir. Kendini adamak, inanç sahibi olmak, iktidar peşinde koşmak, birleşmek ve nefsinden feragat etmek gibi duyguların ortak noktaları vardır. Kutsal amaçların ve öğretilerin içyapısında büyük farklar mevcut olmasına rağmen, bunları etkili hale getiren etkenlerde büyük benzerlik vardır. Hıristiyan öğretisinin etkisine ait nedenleri gören bir kişi aynı zamanda komünist, Nazi ve milliyetçi öğretinin etkisine ait nedenleri de görmektedir. İnsanların uğrunda öldükleri kutsal amaçlar birbirinden çok farklı olsa bile, o insanlar esas itibarıyla aynı şey için ölmektedirler.

Bu kitap temel olarak, kitle hareketlerinin aktif olan dönemiyle ilgilenmektedir. Bu dönem, kesin inanç adamının (diğer bir deyimle, hayatını kutsal saydığı bir amaç uğruna feda etmeye hazır olan kişinin) yürüttüğü dönemdir ve bu kişinin nasıl doğduğu ve karakterinin ne olduğu incelenmeye çalışılmıştır. Bunun için geçerli bir kuramdan yararlanılmıştır. Bütün kitle hareketlerinin ilk taraftarları arasında hayal kırıklığına uğramış kişilerin çoğunluğu oluşturması ve bunların genellikle kendi gibi olanlarla birleşmesi gerçeğine dayanarak farz edilmiştir:

1) Hayal kırıklığının bizzat kendisi, kışkırtıcı hiçbir dış etkiyi gerektirmeksizin, kesin inanç adamının kendine özel karakteristiklerinin çoğunu yaratmaya yeterlidir;

2) Etkili bir saptırma tekniği, temel itibarıyla, hayal kırıklığına uğramış kişilerdeki kolayca eğilim gösterme ve uyma yeteneğini, istenilen yönde eğitmek ve o yönde tespit etmekten ibarettir.

Bu varsayımların gerçekten geçerli olup olmadığını denemek için, hayal kırıklığına uğramış kişiyi etkileyen kötü durumları, bu tepkilerin kesin inanç adamının tepkilerine uygunluk derecesini ve nihayet, bu tepkilerin bir kitle hareketinin doğuşu ve yayılışını ne şekilde kolaylaştırdığını incelemek gerekmiştir. Ayrıca, saptırma tekniğinin geliştirildiği ve fiilen uygulandığı çağımızdaki kitle hareketlerinin geçtiği yolları incelemek ve bu suretle bu saptırıcı kitle hareketlerinin taraftarlarını kasten hayal kırıldığına sevk ettiği ve böylece onların eğilimlerini otomatikman kendi çıkarları yönünde geliştirdiği görüşünün doğru olup olmadığını araştırmak gerekmiştir.İçinde yaşadığımız bu günlerde, kesin inanç adamının tepkilerine uygunluk derecesini ve nihayet, bu tepkilerin bir kitle hareketinin doğuşu ve yayılışını ne şekilde kolaylaştırdığını incelemek gerekmiştir. Ayrıca, başarılı saptırma tekniğinin geliştirildiği ve fiilen uygulandığı çağımızdaki kitle hareketlerinin geçtiği yolları incelemek ve bu suretle bu saptırıcı kitle hareketlerinin taraftarlarını kasten hayal kırıklığına sevk ettiği ve böylece onların eğilimlerini otomatikman kendi çıkarlan yönünde geliştirdiği görüşünün doğru olup olmadığını araştırmak gerekmiştir.

İçinde yaşadığımız bu günlerde, kesin inanç adamının içgüdü ve tepkileri hakkında bir bilgi sahibi olmak çoğumuz için gerekli bir durum almıştır. Her ne kadar içinde yaşadığımız çağ, dinsiz bir çağsa da inançsız olma yönünden durum tam tersinedir. Kesin inanç adamı her yerde yürüyüşe geçmiştir ve gerek saptırma ve gerekse düşmanlığı tahrik etme yoluyla dünyayı kendi hayaline uygun bir hale sokmaktadır. Bizler onun tarafına geçecek de olsak, o nun karşısına çıkacak da olsak, kesin inanç adamının bünyesini ve potansiyelini elimizden geldiği kadar tanımak bizim yararımızadır.

İhtiyatlı olmak yönünden bir konuyu daha eklemek herhalde gereksiz sayılmamalıdır. Kitle hareketlerinin familya benzerliği nden söz ettiğimiz zaman, “familya” kelimesini, canlıların tasnifi anlamında kullandık. Domates ve köpek üzümü aynı familyadandırlar. Her ne kadar bunlardan biri besleyici, diğeri zehirliyse de her ikisinde de aynı olan birçok morfolojik, anatomik ve fizyolojik özelliklerdeki benzerlikleri, biyoloji bilgini olmayan bir kişi bile görebilir. Kitle hareketlerinin birçok ortak özelliği olduğu varsayımı, bütün kitle hareketlerinin aynı eşitlikte yararlı veya yıkıcı olduğu anlamına gelmez. Bu kitap ne bir yargıya varmakta, ne de bir tercih yapmaktadır. Bu kitap sadece açıklamaya çalışmakta ve her biri bir kuram olan açıklamalar kesin bir tonda yazılmış izlenimini verseler dahi, birer tarif ve tartışma niteliği taşımaktadır. Bu konuda Montaigne’in bir sözünü benimserim. “Bütün söylediklerim karşılıklı bir sohbettir ve hiçbiri öğüt niteliğinde değildir. Bu kadar serbest konuşabiliyorsam bu, başkalarını kendime inandırmak zorunda olmadığım içindir.”         

Çevirmen: Erkil Günur 

Özdemir Asaf - Çizgi

Kendimi sileceksem, bilirim sende varım.
Senin ben yarısıyla seni ben tamamlarım.
Seni sende bütünler, sana sende inanır,
Seni sende silerim, seni bende yazarım.
 

Lao Tzu - Bilinmeyen Öğretiler

 

“Bıçağı tutan, parmak uçlarında Tao’yu bulacaktır” M.Ö VI. Yüzyıl civarında Çin’de yaşamış olan Lao Tzu’nun Kaknüs Yayınları’ndan çıkmış Öğretiler (Tao Te King) adlı kitabı, en çok çevirisi yapılan ve üzerinde en fazla konuşulan yapıtlardan biridir. Kültürel sınırların ötesine geçmiş olduğu için saygı duyulan bu kitabın Lao Tzu’nun tek kitabı olduğuna inanılır. Ancak Lao Tzu’nun, aydınlanma ve üstadlık konulu sözlü öğretileri Bilinmeyen Öğretiler (Hua Hu King) adlı bu kitapta toplanmıştır.

Bu kitaptaki son derece güçlü ve önemli öğretiler, sıradan insanlar için kutsal diyarlara gitmekte kullanılacak sözlü bir yol haritasıdır. Kitap, Çin’deki politik kargaşa döneminde yasaklanmış ve tüm nüshalarının yakılması emredilmiştir. Kutsal metinlerin öğretmenden öğrenciye sözlü olarak aktarımı geleneği olmasaydı, bu öğretiler belki de tamamen kaybolacaktı. Tao’cu üstad Ni Hua King, 1976’da Çin’den göç ettikten sonra, bu öğretilerin elindeki nüshasını Batı dünyasıyla paylaşmıştır.

“İlâhlara ve dinî kurumlara
Lâtif hakikatin kaynağı olarak tapınma!
Böyle yapmak
Tanrı ile kendi arana aracı koymaktır.
Ki bu seni
Göğsünde saklı olan hazineyi
Elde etmek için
Dışarıya göz diken dilenciye benzetir.
Tao’ya tapınmak istiyorsan
Önce onu kalbinde keşfet!
O zaman tapınman anlam kazanacaktır.”

Bu kitap, bilgelik yolunda ilerlemek isteyenlere çok şey vaat ediyor