14 Haziran 2016

Albert Einstein "Her Şey Enerjidir ve Her Şey Bundan İbarettir."

 
Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. İstediğin gerçekliğin frekansına uyumlandığında; bu gerçekliği yaşamaktan başka bir şey gelmez elinden. Başka yolu yoktur. Bu bir felsefe değil fiziktir.

”Everything is energy and that’s all there is to it. Match the frequency of the reality you want and you cannot help but get that reality. It can be no other way. This is not philosophy. This is physics”.

Her Şey Enerjidir ve Bu Enerji Her Şeydir: İstediğiniz Gerçekliğe Uyum Sağlayın !”

Enerji ve Gerçeklik Arasındaki Bağlantı

Her şey enerjidir. Evrenin temel yapısı, her varlıkta bulunan bu evrensel güçtür. Fiziksel dünya, atomların ve moleküllerin etkileşimiyle şekillenir ve bu etkileşimler enerji akışını oluşturur. Enerjinin doğası, gerçeklikle doğrudan bir ilişkiye sahiptir ve bu bağlantı, modern fizik ve kuantum mekaniği tarafından da desteklenir.

Enerji Frekansları ve Gerçeklik

Albert Einstein’ın ünlü E=mc^2 denklemi, enerjinin kütle ile ilişkisini açıklar. Aynı şekilde, enerjinin frekansı da gerçekliği etkiler. Düşüncelerimiz, hislerimiz ve inançlarımız, belirli enerji frekansları üretir ve bu frekanslar, çevremizdeki gerçekliği etkiler. İstediğimiz gerçekliği yaşamak için, o gerçeklikle aynı frekansı oluşturmalıyız.

Enerji Frekanslarını Anlama

Enerji frekansları, duygularımızın ve düşüncelerimizin kalitesiyle belirlenir. Olumlu düşünceler ve duygular, yüksek frekanslar üretirken, olumsuz düşünceler ve duygular düşük frekanslar yayar. Örneğin, sevgi, neşe ve şükran gibi olumlu duygular, yüksek frekanslı enerji üretirken, korku, öfke ve endişe gibi olumsuz duygular düşük frekanslı enerji üretir.

Kuantum Fiziği ve Gerçeklik Yaratma

Kuantum fiziği, gerçekliğin yaratılmasında düşüncelerin ve bilincin önemli bir rol oynadığını gösterir. Gözlemcinin bilinci, kuantum dünyasındaki parçacıkların davranışını etkiler. Yani, düşüncelerimizle çevremizdeki olayları etkiler ve gerçeklik yaratırız. İstediğimiz gerçekliği elde etmek için, pozitif düşünceler ve inançlar geliştirmeli ve bu enerji frekansını çevremize yaymalıyız.

Enerji Frekanslarının Hayatımıza Etkileri

Enerji frekanslarının hayatımıza olan etkisi oldukça derindir. Negatif düşünceler ve düşük frekanslar, sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilir ve stres, anksiyete ve depresyon gibi sorunlara neden olabilir. Pozitif düşünceler ve yüksek frekanslı enerji ise sağlığımızı destekler, mutluluk ve huzur getirir.

Enerji Frekanslarının İlişkilerimize Etkisi

Enerji frekansları, ilişkilerimizi de şekillendirir. Sevgi, anlayış ve hoşgörü gibi yüksek frekanslar, ilişkilerimizin güçlenmesine ve sağlıklı iletişim kurmamıza yardımcı olur. Düşük frekanslar ise çatışmalara ve anlaşmazlıklara yol açabilir. Kendimizi ve başkalarını anlamak için enerji frekanslarını dikkate almalı ve olumlu bir bağ kurmaya çalışmalıyız.

Enerji Frekanslarını Dengede Tutma

Titreşim seviyesini dengede tutmak, yaşamda sağlık ve başarının deneyimlenen bir gerçeklik olması için çok önemlidir. Olumlu düşünceler geliştirmek, hayatımızdaki enerji akışını olumlu yönde etkiler.

Gerçekliğinizi Değiştirin: İstediğiniz Hayatı Yaratın

Gerçeklik, içsel dünyamızdaki enerji frekanslarının yansımasıdır. Eğer istediğiniz bir gerçeklik yaşıyorsanız, frekansınız zaten uyumlu demektir. Eğer, yaşadıklarınızda hoşunuza gitmeyen ayrıntılar varsa, enerjinizin titreşim değerlerini değiştirmenin zamanı gelmiş demektir.

İstediğiniz Gerçekliği Belirlemek

İlk adım, istediğiniz gerçekliği net bir şekilde belirlemektir. Hedeflerinizi ve hayallerinizi tanımlayın. Ne tür bir yaşam istediğinizi ve hangi alanlarda başarıya ulaşmak istediğinizi düşünün. Bu, enerji frekanslarınızı hedefe yönlendirmek için önemlidir.

Olumlu Düşünceler ve İnançlar Geliştirin

Olumlu düşünceler ve inançlar, yüksek frekanslı enerji üretmeye yardımcı olur. Kendinize güvenin, başarabileceğinize inanın ve olumsuz düşüncelere kapılmaktan kaçının. Kendinize olan inancınızı güçlendirmek için olumlamalar kullanabilirsiniz.

Negatif Düşüncelerle Başa Çıkma

Negatif düşünceler her zaman kaçınılmazdır, ancak onlara takılıp kalmak zorunda değilsiniz. Negatif düşünceler geldiğinde farkındalık geliştirin ve bunları olumlu düşüncelerle değiştirin. Kendinizi eleştirmeden, kendinizi anlamaya ve affetmeye odaklanın.

Duygularınızı Yönetin

Duygularınız da enerji frekanslarınızı etkiler. Olumsuz duyguların sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Stres, öfke veya kırgınlık gibi duygularla başa çıkmak için meditasyon, spor yapmak veya doğa ile zaman geçirmek gibi yöntemler deneyebilirsiniz.

Hayatınızı Çevreleyin

İstediğiniz gerçekliği yaratmak için çevrenizi de ona uygun şekilde düzenleyin. Pozitif, destekleyici ve ilham verici insanlarla zaman geçirin. Negatif etkilerden uzak durun ve kendinizi olumlu enerjilere açın.

Enerji Frekanslarınızı Yükseltmek İçin İpuçları

  • Düzenli olarak meditasyon yapın ve zihninizi sakinleştirin.
  • Olumlu düşünceler geliştirmek için olumlamaları kullanın.
  • Sağlıklı beslenme ve egzersiz yapmaya özen gösterin.
  • Yaratıcılığınızı keşfedin ve hobiler edinin.
  • Sevdiklerinizle zaman geçirin ve onlarla bağlarınızı güçlendirin.

Enerji ve Gerçeklik Arasındaki Sonsuz Bağlantı

Unutmayın, her şey enerjidir ve enerji frekanslarınız gerçekliğinizi belirler. İstediğiniz hayatı yaratmak için enerjinizi doğru yönlendirin ve frekanslarınızı yükseltin. Fiziksel dünyanın ötesinde, düşüncelerinizin gücünü ve gerçeklik yaratmadaki etkisini keşfedin. Hayal gücünüzün sınırı yoktur ve istediğiniz gerçekliği yaratabilirsiniz.

 

The Motorcycle Diaries – Motosiklet Günlüğü (2004)

 

Bu film dünyanın en bilinen isimlerinden biri olan Che Guevara’ nın gençlik yıllarında arkadaşıyla yaptığı uzun bir yolculuğu konu alıyor. Bu film birçok insanın hayatını değiştirmiş Che Guevara’ nın filmi değil. Bu film tıp öğrencisi olan Ernesto Guevara de la Serna’ nın nasıl yollardan geçerek devrimci bir lider olduğunun filmidir. Bir nevi Ernesto’ nun kendi içinde yaşadığı devrimin filmidir.


Yaşar Nuri Öztürk ‘İndirilen din’ ve ‘uydurulan din’

Başlık, İslam düşünür ve aksiyoneri İbn Teymiye’nin ‘münzel din ve müevvel-mübeddel din’ deyimlerinin bugünkü dile aktarılmış şeklidir. Kelimelere bağlı kalırsak, deyimin tam karşılığı şu olur: ‘Allah tarafından vahyedilen din, insanların tevil ve uydurmalarıyla oluşmuş din.’ Kısacası, gerçek din ve sahte din.
 
İbn Teymiye’nin savaşı, Allah’ın tekelinde olan yaradılış dininin, hurafelerini Allah’a ve peygambere fatura eden birtakım sapık veya hesapçı zümreler tarafından yozlaştırılması ve bir tür örtülü putperestlik haline getirilmesine karşı olmuştur. Kutsalın sömürülmesine en uygun zemin olan tasavvufa çok ağır ithamlar yöneltmesi de bundandır. Ancak şunu unutamayız: İbn Teymiye, bir tasavvuf düşmanı değildir, tarikatlar tasavvufuna düşmandır.
 
Daha doğru bir ifadeyle, tasavvuf adı altında türbeperestlik, şeyhperestlik yapanlara karşıdır. Tasavvuf tarihinin ‘önder’ diye andığı Bağdatlı Cüneyd (ölm. 298/910) ve ekolünce temsil edilen ruhsal hayat anlayışını takdir etmiştir. Ona göre, tasavvuf, Kur’an’a dayandığında Allah dostu, Kur’an’dan koparıldığında şeytan dostu yetiştiren nazik bir kurumdur. Bu nazik kurumu, indirilen dinin kaynağı Kur’an’daki boyutlarıyla korumak, Kur’an dininin selameti bakımından çok hayatî bir önem taşır.
Dinin kurucusu ve koyucusu Allah’tır. Peygamberler kurucu değil, tebliğ edici, tanıtıcıdırlar. Din gönderme, din adına emir ve yasaklar belirleme, kısaca, dinde hüküm Allah’ındır. Kur’an burada tam bir tekelden bahseder. Bu tekele şöyle veya böyle, şu veya bu gerekçeyle burnunu sokan, Allah’a ortak koşmuş yani şirke batmış olur. Bu noktada şu ilkenin altı doğrudan ve dolaylı, defalarca çizilir:
“Saf, temiz ve erdirici din Allah’ın tekelindedir.” (Zümer, 3)
Buna bağlı olarak, haram kılma yetkisi de Allah’ın faaliyetlerinden biri olarak ilan edilir. Peygamberlerin bile bir şeyi haram ilan etme yetkileri yoktur. (Tahrîm, 1; En’am, 119, 140; A’raf, 32; Mâide, 87) Haram ilan etme yetkisini kullanmaya kalkmak da Yaratıcı din koyucu kuvveti ikileştirir, din adı altında şirke götürür. Varlık ve oluşta esas olan mubahlık yani serbestliktir. Bu yaradılış kuralına istisna getirmek, yani bazı şeyleri haram ilan etmek, sadece Allah’ın elindedir ve bunu benimseyip yaşatmak tevhidin gereğidir.

DİNDE VAHYÎLİK İLKESİ
Dinin içeriği ve çerçevesi vahiy tarafından belirlenecektir. Ben buna ‘Kur’an dininin vahyîlik ilkesi’ diyorum. İslam’da bu belirlemeyi, ilahî kelam adını taşıyan Kur’an yapar. Kur’an, Yaratıcı Kudret tarafından din adına insanlığa ulaştırılan mesajların toplamıdır. Bu mesajlar, zaman tarafından aşındırılamıyacak bir içerik ve tertiptedir. Onlarda zamana yenik düşecek, değişmeye cevap veremeyecek düzenlemeler yoktur. Onlar evrensel ilkelerdir.
Zamanüstülüğün insana dayalı faaliyetinin adına, Kur’an düşüncesinde içtihat denir. İçtihat, Kur’an’ın hayat damarlarından biridir.
İndirilen dine bağlı iman adamının her devirde bir numaralı işi, indirilen dinin kaynağı olan Kur’an denetiminde, uydurulan din kalıntılarını temizlemek olmuştur. Bu yapılmazsa uydurulmuş din, indirilmiş dini örter ve kitle, Allah’ın dini adı altında geçmiş asırların eskimiş kabullerine teslim olmak gibi bir talihsizliğe itilir.
Ne acı kaderdir ki uydurma dini sömürmede din yobazıyla dinsizlik yobazı, esrarlı bir paralellik içindedir. İkisinin de saltanatı, uydurulmuş dinin canlı tutulmasına bağlıdır. İndirilen din, ikisine de yaramaz. Çünkü ikisinin de referansları uydurulmuş dine çıkar. Biri “Din budur” diye saldırırken uydurma dine sığınacak, ötekisi hesaplarına çarpanları cehennemlik ilan etmek için uydurma dine sarılacaktır. Kısacası, sermaye aynı, sermayenin kullanımı farklıdır.