06 Nisan 2022

Atatürk Diyor ki !


Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer bir vatandır. İşte bu memleketi böyle bayındır hale, cennet haline getirecek olan, ekonomik etkenler ve ekonomik faaliyettir. Bu sebeple, öyle bir ekonomi devri lâzımdır ki, artık milletimiz insanca yaşamasını bilsin, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrensin ve o gereklere başvursun. Hepimizin arzusu şudur ki, bu memleketin fertleri ellerinde örnekleriyle tarımın, ticaretin, sanatın, çalışmanın, hayatın bir temsilcisi olsun. Ve artık bu memleket böyle fakir ve bu millet yoksul değil, belki memleketimize zengin memleketi, zenginler memleketi, bu yeni Türkiye’nin adına da çalışkanlar diyarı denilsin. İşte millet böyle bir devir içinde bulunuyor ve böyle bir devre yükselecektir. Ve böyle bir devrin tarihini yazacaktır. Ve böyle bir devirde, böyle bir tarihte en büyük yer, en büyük hak çalışkanlara ait olacaktır.  
 
 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 108)

 
 

Sen Seni Bil - Cem Karaca

 


Cem Karaca - Sen Seni Bil - LP - YouTube

 

Sadri Alışık

 



Uygarlığın yolunu seçmişti...Aydınlanmanın simgesi, güzel insan İlhan Arsel. Seni çok özleyeceğiz... - Hikmet Çetinkaya (Arsel'in ölümünün ardından yazdığı bir yazısından.)

 


 

Ingmar Bergman şöyle demişti: "Tarkovsky benim için [hepimizin] en büyüğü, yeni bir dil icat eden, yaşamı bir yansıma, hayatı bir rüya olarak yakaladığı için filmin doğasına sadık."

 


 

Anatole France, cenazesinde Émile Zola için “İnsan bilincinde evrensel bir anı teşkil ediyordu,” demiştir.

 


 

Ortak Varoluş - Rene Char

Hemen yazmak zorundasın, 

Hayat karşısında geç kalmışsın gibi.
Böyleyse eğer yanında ol kaynaklarının.
Çabuk ol.
Çabuk ilet o
Tansıklı, başkaldırı ve yardımseverlik payını.
Gerçekten de gerisindesin yaşamın,
Dile sığmaz yaşam,
Birleşmeyi kabul edeceğin tek şey önünde sonunda
Seni hergün geri çeviren nesneleriyle, varlıklarıyla
Etsiz parçalarını güçlükle ele geçirebilirsin
şurada burada
Amansız savaşların sonunda.
Onun dışında her şey katı son, boyun eğmiş bir
can çekişme.
Uğraşın sırasında rastlarsan eğer ölüme,
Kuru mendilden hoşlanan terli ense gibi
karşıla onu, Boyun eğerek.

Gülmek istersen,
Bağlılığını sun,
Silahlarını değil.
Ender anlar için yaratıldın.

Değiş, kaybol pişman olmaksızın
isteğine uyarak o tatlı acımasızlığın.
Parça parça sürdürüyor yokoluşunu dünya
Kesintiye uğramadan,
Yanılmadan.

Yayılsın dört bir yana toz
Hiçbir şey elevermeyecek birliğinizi.

Çeviri: Özdemir İnce

 

Halil Cibran

Zincir

Bir zincir olsanız, onun da en zayıf halkası olurdunuz, denmiştir sizlere.Bu deyişin ancak yarısı gerçektir. Çünkü sizler aynı zamanda halkalarınızın en güçlüsü kadar da güçlüsünüz.Sizi en küçük çabanızın boyutlarına bakarak ölçmek, okyanusun gücünü dalgalarının köpüklerine bakarak tahmin etmeye benzer.Sizi başarısızlıklarınıza bakarak yargılamak, mevsimleri değişkenlikleri nedeniyle suçlamak olur.

Doğa

Doğa, ‘hoş geldin’ diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükûnetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız.

Despot

Ve devirmek istediğiniz bir despot varsa , önce onun sizin içinizde kurduğu tahtı devirmeye bakın. Bir zorba, özgür ve gururlu olana, eğer özgürlüğünde zulüm ve gururunda utanç taşımasaydı, nasıl hükmedebilirdi? Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlersiniz; Yüce Yaratan alnınıza diktatörleri yazmamıştı, bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz.

İnsanları Birleştirmek İçindir Şarkımız - Yannis Ritsos

"Tarlaların üzerinde gölgemizin kalacağını biliyoruz
yoksul evin kerpiç duvarı üzerinde
yarın örmeye başlayacakları büyük evlerin çatılarında
taze fasulye ayıklayan annenin eteğinde
serin avluda kalacak gölgemiz. Biliyoruz bunu.
Kutlu olsun acımız.
Kutlu olsun kardeşliğimiz.
Kutlu olsun doğan dünya.
Bir zamanlar kurumluyduk, kardeşim,
çünkü hiçbir güvencemiz yoktu.
Büyük laflar ederdik
süslerdik dizelerin kollarını altın sırmalarla

bir uzun sorguç dalgalanırdı şarkımızın alnında
gürültü ederdik-korkardık, işte bu yüzden gürültü ederdik
korkumuzu sesimizle kaplardık
topukları kaldırıma çalardık
uzun adımlar, çalımla,
insanların pencerelerden izlediği
ve kimsenin alkışlamadığı
içi boş topların geçiti gibi geçerdik.
O zamanlar tahta kürsülerde, balkonlarda söylevler duyulurdu
radyolar gümbür gümbür tekrarlardı söylevleri
korku bayrakların berisinde gizliydi
davulların içinde ölüler sabahlardı
aşkolsun anlayana
belki borular uyum sağlıyorlardı adımlara
ama yüreğe uyum sağlamaktan uzaktılar. Biz uyumu arıyorduk.
Silahların, camların parıltısı bir an bir şey verir gibi oluyordu göze -tek bu
sonra hiç kimse tek bir sözcük anımsamıyordu
                              anımsamıyordu tek bir söz ya da ses.
Akşam ışıkları sönüp rüzgar sokaklarda kağıt bayrakları sürüklerken
ve dururken kapının önünde silindirin ağır gölgesi
uyumuyorduk bizler
serpilmiş sesini topluyorduk sokakların
uyumu buluyorduk, yüreği, bayrağı.
İşte bak, kardeşim, sonunda öğrendik konuşmayı
tatlı tatlı ve yalın konuşmayı.
Anlaşabiliyoruz şimdi  - fazlası da gereksiz.
Ve yarın diyorum, daha da yalın olacağız
tüm yüreklerde, tüm dudaklarda aynı ağırlığı edinen sözleri bulacağız
adıyla anılacak her şey,
ve ötekiler gülümseyip "böyle şiirleri
biz de yüzlerce yazabiliriz" diyecekler. Bizim de isteğimiz bu işte.
Çünkü şarkımız insanlardan ayrı sivrilmek için değil, kardeşim,
insanları birleştirmek içindir şarkımız.
 

Jehan Barbur & Ceylan Ertem - Ütopyalar Güzeldir

 

Düşten de mor bir aşkı yaşadın da gittin yar
Bir gittin ki sus oldu Pusa büründü hisar

Bir vapur dumanıyla sanki gelecek gibi
Bir gün gelecek elbet, ütopyalar güzeldir

Onu bana verseler, vermeseler ne yazar
Ben bir kadın sevdim ki, evim artık gül kokar

Bir vapur dumanıyla sanki gelecek gibi
Bir gün gelecek elbet, ütopyalar güzeldir

 

Söz: Ferhan Şensoy

 Jehan Barbur & Ceylan Ertem - Ütopyalar Güzeldir (Live) - YouTube