30 Eylül 2018

Sevgi Soysal - Tante Rosa

- Bir elmanın bir meyve olduğu, bir babanın baba, bir savaşın savaş olduğu, bir gerçeğin gerçek olduğu, bir yalanın yalan olduğu, bir aşkın aşk olduğu, bir bıkmanın bıkma olduğu, bir başkaldırmanın başkaldırma olduğu, bir sessizliğin bir sessizlik olduğu, bir haksızlığın bir haksızlık olduğu, bir düzenin bir düzen ve bir evliliğin bir evlilik olduğu, olacağı günler gelecekti, inanıyordu Tante Rosa.

- İnsan hiçbir şeylere aldırmamaya bir basladı mı. Ne kendi durumunu, ne de bütün durumları, üstünde durulmaya değer bulmadı mı? Bu bir kış uykusudur ki hiçbir yaz sökemez.

- Herkesle alay edilebilir. Ama kendi alaylarını yöneltmek yüceltmek elindedir kişinin.

- Tante Rosa buzdolabını açtı. Bir kavanoz ekşi yoğurt buldu, batı batı denen uygarlık bu işte, buzdolaplı açlıklar var burda.

- Bir insan erken gelen yaşlılıklarından sorumludur.

- Suluboya kır çiçekleri ölebilen şeylerdendir.

- Tutamıyordu beynini, cümle yapmaktan alıkoyamıyordu. Arada sırada usanıyordu o da, pineklediği yerde düşünmekten. Pinekleyerek düşünmek gerçek düşünmek değildir biliyordu. Düşünce eylemlidir, bir eylem sonucu, ya da öncesidir, yok böyle bütün gün pineklerken düşünmediğini biliyordu. Yine de cümleler yapıyordu beyni.


Münir Özkul’un ardından…


12 Eylül darbesi henüz gerçekleşmişti. İstanbul Belediyesi’ne de zorla el konuldu. Seçilmiş belediye başkanı CHP’li Aytekin Kotil yerine hava tümgeneral İsmail Hakkı Akansel atandı. Akansel’in hafızalarda kalan bir girişimi Fenerbahçe’ye savaş ilan etmesi ise, diğeri de Şehir Tiyatrolarının dağıtılmasıydı. İşte hikâyemiz de sabahın erken saatlerinde Şehir Tiyatrolarına giren genç subayların çekingen bir sesle, kendilerine verilen emri tebliğ etmeleriyle başlıyordu.

“Bundan böyle Kanlı Nigâr oyununda sürekli kullanılan 'paşam da paşam’ repliğinin yasaklanmasına…'

Şehir Tiyatroları ekibinin uzun bir aradan sonra, yeniden repertuara aldıkları Kanlı Nigâr’ın daha Temmuz ayının ilk günlerinde, 8. Uluslararası İstanbul Festivali kapsamında Rumeli Hisarı’nda verdikleri 5 özel temsilde seyircinin gözdesi oldukları yeniden tescillenmişti.

Tiyatronun sanat yönetmeni dahil, oyuncuların ve ekibin hazır olduğu ortamda herkes hayretler içindeydi. Tiyatrosu, sineması halk tarafından çok sevilen, her dönem kapalı gişe oynanan Kanlı Nigâr da 12 Eylül’ün dar kafalı generallerinin hışmına uğramıştı!

Sessizliği bir oyuncunun yumuşak ama kararlı sesi bozdu:

“Siz benim yatak odama izinsiz nasıl giriyorsunuz? Bu kelimelerin çıkmasına karşıyım ve ısrar ederseniz istifa ediyorum!' Nitekim, olayı izleyen günlerde, bu protestonun sahibi Şehir Tiyatroları’ndan istifa eden tek sanatçı olacaktı. İşte o kişi, Münir Özkul’du…

Ali Rıza Özkan