Kendindendir çektiklerin gölgenden değil...Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin?
Ne ektin de ektiğini biçmedin? Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar...Sonra
da çocuğun gibi gelip eteğinden tutar..
Acı suda tatlı suda berraktır. Sakın görünüşe aldanma...Görünüşte herkes
insandır ama gerçek insan hal ehli olandır!
Haydi şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş geçin. Sen kendine
kaldıkça bir habbesin, bir zerresin, fakat herkesle birleştin kaynaştın mı, bir
ummansın, bir madensin!
Sen benim gönlümde oldukça, Yemen'de de olsan benim yanımdasın. Eğer sen benim
gönlümde değilsen, yanımda da olsan Yemen'de sayılırsın.
Olumsuzlukları hoş görmek ne iyidir. Zira bütün ırmaklara su veren deniz bile
her çöpü başının üstünde taşır, ama deniz bu kereminden dolayı eksilmez. Zaten
sevgi ve hoşgörü insanlık, hiddet ve şehvet hayvanlık vasfıdır.
İnsan, büyük bir şeydir ve içinde her şey yazılıdır. Fakat karanlıklar ve
perdeler bırakmaz ki insan içindeki o ilmi okuyabilsin. Bu perdeler ve
karanlıklar; bu dünyadaki türlü türlü meşguliyetler, insanın dünya işlerinde
aldığı çeşitli tedbirler ve gönlün sonsuz arzularıdır.
Kardeşim, sen düşünceden ibaretsin... Diken düşünürsün dikenlik olursun. Gül
düşünürsün gülistan olursun.
Aşık sevdiğinin kapısını çalar, içerdeki ses "kim o!" der. Aşık: "BEN" der.
İçerdeki ses:'' aşkta BEN yok'' der. Yıllar geçer sonra aşık yine aynı kapıyı
çalar içerideki yine "kim o!" der. Bu sefer aşık "SEN" der ve kapı sonuna kadar
açılır...
Üzülme, kaybettiğin herşey başka bir surette geri döner...
Güçlük, kolaylıkla beraberdir; kendine gel, umidi sakın bırakma! Akıllı insan
bilir ki ölümün arkasında bile daha güçlü bir hayat beklemektedir..
Sen yine sükutu giyin! Dilersen hiç konuşma. Ben kelamlarımı çürüttüm yolunda.Çarpsada
bir tokat gibi yüzüme, her harfi yoluna heceledim. Ve bilesin üstüne aşkı
giydirdiğim, Söz verdim ben bu yüreğe, Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban
etmedim.
Kırılmış, iki yüz parça olmuş gönlü tamir etmek, Allah katında birçok hayır
hasenâttan daha yeğdir... Sus! Her kılında iki yüz dil olsa da söylesen, gönül,
yine de anlatılamaz.
Taş yeşermez, geçmiş olsa da nevbahar, Toprak olda bak, nasıl güller açar Taş
gibi idin çok gönül kırdın! Yeter! Toprak ol, üstünde hoş güller biter.
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır.
Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan
revan içinde kaldıysa, güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.
Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.