20 Şubat 2021

Günlerden Sevdalardan - Ülkü Tamer


Nereden geliyorsun?

Sessizliğin başkentinden geliyorum
Durgun göller ülkesinden
Pınarın büyüsünden

Hışırtısından geliyorum yaylanın
Bir dağın bir ağaca söylediği şarkıdan
Ovadaki tek çiçekten

Bir yayın yelesinden geliyorum
Yeraltında koşuşan kökler arasından

Açılmamış bir kitaptan geliyorum
Yalın bir şiirin güzelliğinden

Güzellikten geliyorum, güzelliklerden
Yürekteki kuş tüyünden, balkondan
Camın buğusundan
Çarşafın ütüsünden
Tabağın beyazından
Bir ihtiyarın gülümseyişinden geliyorum
Bir annenin dalgınlığından

Kedilerin gözlerinde okunan
Tarihinden geliyorum kuyumculuğun

Karın arkasındaki maviliğe
Gökyüzüne boydan boya kazınmış
Bir mühürden geliyorum

Uzak bir yıldızdan geliyorum
Geceleri geliyorum, sabahları
Gündüzün ortasında, ikindinin içinde

Savrularak geliyorum, fırtınayla
Elinden tutup bir kasırganın, onu da getiriyorum

 

Dünya Sosyal Adalet Günü

Nesillerin iyi dünya vatandaşları olmalarını istiyorsak, onlara sadece okumayı ve yazmayı öğretmekle yetinmek yerine, eğitimlerine etik ve insani değerleri dahil etmeliyiz...Hanan Al-Hroub, 2016 Küresel Öğretmen Ödülü Sahibi


Altmış  derslik  bu  program,  çocukların  okula  adım attıkları andan mezuniyetlerine kadar, bağımlılık, çeşitlilik ve  ortak  insanlık  değerlerine  dair  zihinlerini  kademeli olarak  açacak  etkinlikler  yoluyla,  küresel  vatandaşlık bilinciyle  hissetmeyi,  düşünmeyi  ve  hareket  etmeyi öğrenebileceklerini  göstermektedir.  17  Sürdürülebilir Kalkınma  Hedefiyle  ilişkili  hale  getirilmiş  bu  öğretim programı, insani koşulların iyileştirilmesi ve gezegenimizin korunması  sorumluluğuyla  hareket  eden,  odaklanmış, anlayışlı ve adanmış yeni kuşak liderler yetiştirmek için pratik bir rehber sunmaktadır...Irina Bokova, UNESCO Genel Müdürü

Bir  eğitimcinin  görevinin  en  temel  bileşeni    öğrencilerini  farklılıklarla  dolu  ve  birbirine  bağımlı bir  dünyada  başarılı  olmaları  için  hazırlamaktır. “Dünyayı  İyileştirmek  için  Öğrencileri  Altmış  Ders  ile Güçlendirmek”,  anaokulu  evresinden  lise  mezuniyetine kadar  bu  çalışmanın  amaca  yönelik  olarak  hayata geçirilmesine  inanan  eğitmenlerin  yalnız  olmadıklarının bir  kanıtıdır.  Bu  kitap,  öğrencilerimizin  dünyalarını genişletecek  ve  toplumsal  ilişkilerini,  öz-düşünümlerini ve  hayal  güçlerini  gerçek  birer  sorun  çözücü  olmaları yönünde geliştirecek önemli bir eğitim aracıdır. Böylece eğer evrenin ahlaki terazisinde adalet, barış ve mutluluğun ağır  basmasını  istiyorsak,  ortaklaşarak  harekete  geçme sorumluluğumuzun ve hepimizin aynı dünyanın vatandaşı olduğumuzun bilincine varacaklardır...Lily Eskelsen Garcia, Ulusal Eğitim Derneği Başkanı

Fernando ve öğrencileri, deyim yerindeyse dünyayı değiştirmenin yol haritasını çıkartmışlar. Derinlikli olduğu kadar tutkulu, basit olduğu kadar da anlamlı bir sonuç elde etmişler - eğitimin dönüştürücü gücünü keşfetmek ve daha ileriye götürmek isteyen herkes için istisnai bir kitap...Fakülte Dekanı Jim Ryan ve Profesör Charles William Eliot, Harvard Lisansüstü Eğitim Birimi

Dünyayı  anlayan,  değerini  bilen  ve  daha  iyiye götürmek için ortaklaşa çalışabilecek dünya vatandaşları yetiştirmeyi tutkuyla amaç edinmiş okullara yönelik pratik ve kolay erişilebilir içeriğiyle yüksek kaliteli, mükemmel bir  kaynak.  Bu  kitap,  öğretmenlerin  ve  öğrencilerin dünyayı  uzaydan  bakarcasına  geniş  bir  perspektiften kavramalarına  ve  herkesin  küresel  toplumun  bir  parçası olduğunu fark etmelerine yardımcı olacaktır...Colleen  Henning,  Bilim  Bölüm  Başkanı,  St.  John’s Üniversitesi, Güney Afrika

Küresel  ortamdaki  güncel  gelişmeler,  uluslar  ve toplumları bölen fay hatlarındaki çatlakların yol açacağı tehlikeler konusunda bizi uyarmaktadır. Küresel vatandaşlık hiçbir  dönemde  bu  kadar  gerekli  olmamıştı.  Fernando, Harvard’daki parlak bilim insanlarından oluşan ekibiyle, küresel  zihniyete  sahip  yeni  nesillerin  inşa  edilmesiyle ilgilenen herkes için elzem olan bir öğretim programına dair  kaynakları  bir  araya  getirmiş.  Resmedilen  13  adım zekice sentezlenmiş, basit olduğu kadar da tazeleyici...Oon-Seng  Tan,  Yönetici,  Ulusal  Eğitim  Enstitüsü, Nanyang Teknoloji Üniversitesi

Ben  ne  Atinalıyım  ne  de  Yunanlı.  Ben  bir  dünya vatandaşıyım”.  Sokrates’in  sürdürülebilir  bir  evren kurmayı hedefleyen kavrayışı, aşamaları gösteren, ilham veren ve pratik bir rehbere ustaca tercüme edilmiş. Hayali ders  planlama  fikirleriyle  dolu  ve  dünya  vatandaşlığı eğitimi  için  tüm  öğretim  programı  alanlarından  ve  yaş gruplarından  öğretmenleri  besleyebilir.  Öğrencilerinin, hepimizin  dünyada  görmek  istediği  gibi  “Değişimin Kendisi” olmalarını hedefleyen tüm eğitmenlere yönelik nadir ve elzem bir araç,"...Aggeliki  Pappa,  “Disleksiyi  Seviyorum”  EFL  Okulu Kurucusu ve CEO’su, 3DlexiaCosmos NPO Başkanı, 2016 Küresel Öğretmen Ödülü ilk 10 Finalisti

Fernando  Reimers  öğrencileriyle  birlikte,  dünyanın neresinde olursa olsun tüm eğitimcilerin mutlaka okuması gereken bir kaynak üretmiş. Öğrencilerin gücüne inanan, dünyayı  iyileştirmek  için  okulunda  dünya  vatandaşlığı eğitimini  geliştirmek  isteyen  eğitmenler;  bu  kitap  sizin için...Hiroshi Kan Suzuki, Eski Milli Eğitim Bakanı, Japonya Eğitim Bakanlığı Japon Bakan Müşaviri, Profesör, Tokyo Üniversitesi

Bu kitap sayesinde, öğrencilerimin dünya vatandaşı olmaları hayalim gerçeğe dönüştü...Joe  Fatheree,  2016  Küresel  Öğretmen  Ödülü  ilk 10 Finalisti, NEA 2009 Eğitimde Mükemmellik Ulusal Ödülü, 2007 İllinois Yılın Öğretmeni

Bu kitap, günümüzün sorunlarıyla ilişkili bir eğitim öğretim  programını  oluşturmak  isteyen  öğretmenler için  bir  rehber.  Sürdürülebilir  Kalkınma  Hedefleri  ile uyumlu pek çok işlevsel ders önerisiyle, okulları dünyaya açmanın  en  iyi  yolunun  öğretmenlerin  işbirliğinden geçtiğini  kanıtlıyor.  Öğretmenler  burada  her  sınıf  için farklı  konuların  işlenebilmesi  için  isteğe  bağlı  olarak değiştirilebilir yapıda beş derslik planlar bulacak. Kitapta ayrıca öğretmen ve öğrenciler için ek kaynakların yanı sıra önemli notlar, anahtar sorular, video linkleri, kitaplar ve etkileşimli alıştırmalar da mevcut...Jolanta  Okuniewska,  13  numaralı  İlkokul,  Olsztyn, Polonya

Öğretmenlik  mesleğinin  günümüzdeki  en  temel görevlerinden  biri  dünya  vatandaşları  yetiştirmek. “Dünyayı  İyileştirmek  için  Öğrencileri  Altmış  Ders  ile Güçlendirmek”, öğretmenlere dünya vatandaşlığı eğitimi vermelerinde yardımcı olacak mükemmel bir araç olmanın ötesinde, aynı zamanda insani ve demokratik değerlerin yegane  koruyucusunun  okullar  olduğunun  da  kesin  bir kanıtı...Fred van Leeuwen, Uluslararası Eğitim Genel Sekreteri

Öğrencilerini  küresel  vatandaşlar  olmaları  yönünde geliştirmeyi isteyen, işi başından aşkın öğretmenler burada sunulan  yenilikçi  ve  ilham  verici  dersleri  kullanarak amaçlarına  kolayca  ulaşabilirler.  Profesör  Reimers  ve öğrencileri,  biz asli  “öğretmenlik”  görevimizi  yerine getirebilelim diye, işin ağır kısmını tamamlamışlar. Her sınıf için 5 ders ve okullar için 13 adımlık plan sayesince, mesleğe yeni başlayan öğretmenler bile küresel eğitimcilere dönüşebilir...Elisa Guerra, Kurucu ve Öğretmen, Colegio Valle de Filadelfia, Meksiko

Küresel   ısınmadan   ekonomik   eşitsizlikteki büyümeye, en acil sorunlarımızın hepsi küreseldir. Eğer bu  sorunlarla  etkin  bir  şekilde  mücadele  edeceksek, gençlerimizin dünya vatandaşlığının gücünü ve bu güçle birlikte  gelen  sorumluluğu  anlaması  gerekmektedir. Dünyayı  Güzelleştirmeleri  için  Öğrencileri  Hazırlamak, öğretmenlere 21. yüzyılın dünya vatandaşlarını yetiştirmek için  sınıflarında  kullanabilecekleri  öğretim  programı, eğitim  stratejileri  ve  ders  planları  gibi  pratik  araçlar sunuyor...Randi   Weingarten,   Amerikan   Öğretmenler Federasyonu Başkanı

Bu kitap vatandaşlık becerilerini geliştirmek isteyen öğretmenlere,  öğrencilere  ve  eğitim  camiasına  yol gösteren araçlar sunuyor. Dünya vatandaşları yetiştirmeyi hedefleyen bu öğretim programı, dünyanın mevcut siyasal durumunun yol açtığı pek çok sorunla baş etmeye yardımcı olabilir. Ayrıca bu nesli eğitmek için geliştirmemiz gereken düşünce biçimi konusunda da bize yardımcı oluyor...Cecilia  Maria  Velez  White,  Jorge  Tadeo  Lozano Üniversitesi Rektörü ve Eski Eğitim Bakanı, Kolombiya

Okulları  dünya  vatandaşlığı  eğitimi  yönünde  acilen harekete geçmeye çağıran bu kitap, her sınıf seviyesindeki öğretmen için uyarlanabilir derslerden oluşan, anlaşılır bir seçki sunuyor...Noah Zeichner, Toplumsal Araştırmalar Öğretmeni ve  2015 Küresel Öğretmen Ödülü ilk 50 Finalisti, Seattle Devlet Okulu

Öğrencilerin  doğal  kaynaklara  -özellikle  de bitki  kullanımına-  dair  farkındalıklarını  geliştirme yaklaşımının, etkin bir iletişim ve öğrenci tercihleri eğitimi uygulamasına ustaca dahil edilmiş olduğunu görmek çok güzel! Bu dersler öğrencileri, çevre problemlerine yönelik çözümleri  tetikleyerek  dünyayı  iyileştirmeleri  yönünde güçlendiriyor...Naomi Volain, 2015 Küresel Öğretmen Ödülü ilk 10 Finalisti, NASA Eğitmenler Ağı Astronot Öğretmeni

Uluslararası  sorunlarla  ilgili  küresel  farkındalığın ve  eleştirel  düşüncenin  her  zamankinden  daha  önemli olduğu bu zamanda, Dr. Raimers mükemmel bir kaynak geliştirmiş. Bu kitap, küresel sorun çözücüler yetiştirmek ve tüm öğrencilerin dünyayı iyileştirmede eğitimin gücünü görmelerine yardımcı olmak isteyen eğitimcilere ihtiyaç duydukları şeyi sunuyor...Michael A. Soskil, Wallenpaupack South Bilim İlkokulu Baş Öğretmeni, 2017 Pennsylvania Yılın Öğretmeni ve 2016 Küresel Öğretmen Ödülü ilk 10 Finalisti


Kırmızı Kitap - Engin Geçtan

Yakıcı sıcak bir yaz günü öğleye doğru. Bir kaldırım kahvesinde birbirinden uzak masalarda kendi başlarına oturan bir kadın ve bir erkek. Masa örtüleri, duvarlar, her şey beyaz. Arada bir görünen uzun boylu, sıska garsonun gömleği ve papyonu da öyle. Beyaz ve tenha kahvenin önündeki kaldırım ise her türden, her sınıftan, çeşitli kıyafetlerde insanlarıyla rengârenk bir mozaik.

Te, yirmi sekiz yaşında, çocuksu yüzü, yumuk gözleriyle, yakışıklı sayılabilecek bir genç. Üzerinde kısa kollu, beyaz bir gömlek, yüzünde düşünceli bir ifadeyle, sürekli uzaktaki masada oturan Ra'ya bakıyor. Ra, kırk beş yaşlarında, esmer, tombulca bir kadın. Beyaz elbisesinin açık, yuvarlak yakasının kenarı küçük ve renkli işlemelerle süslenmiş. Dudakları kalp şeklinde boyanmış, belirgin bir kırmızıyla. Kulaklarının ardından omuzlarına inen kuzguni siyah saçları dağınık. Yüzünde huzurlu bir ifadeyle büyük bir bardaktan renksiz bir içki yudumlarken, Te'nin bir ara taktığı güneş gözlüklerinin ardından sürdürdüğü gözaltından habersiz.

Yine de çok zaman geçmedi böyle ve bir süre sonra, Ra hesabını ödeyerek gitmeye hazırlandı. Te, kadın ayağa kalktığında, elinde taşıdığı kırmızı ciltli kitabı fark etti, cildin bir yüzü eksik. Bir de, sol bileğinde taşıdığı, değerli olduğu belli ve gösterişli bileziğe gözü takıldı. Ra kahveden ayrılmak üzere masaların arasından geçerken, Te yerinden fırlayıp hızlı adımlarla ona yaklaştı, heyecanlı olduğu belli.

— Sizi bir yerden tanıdığıma eminim!

Ra bir an Te'ye baktı ve başını hafifçe eğerek onu selamladı. Sonra zarif bir el hareketiyle yolundan çekilmesini belirtti ve bir şey söylemeden yoluna devam etti.

Te, uzaklaşan kadının ardından bir süre baktıktan sonra, yerine dönüp masasının üzerinde gazetesine bir göz atmak istedi ve gözleri iyice açılmış halde gazetenin ilk sayfasında bir yere takılıp kaldı. Tekrar yerinden fırladı ve Ra'nın gittiği yöne doğru koştu. Caddeye çıkınca durup, gözleriyle her yönü dikkatle taradı, ama kadın sırra kadem basmıştı. Düşünceli bir yüzle kahveye döndü ve gazetenin birinci sayfasındaki habere bir kere daha baktı: "Kimliği meçhul bir kadının cesedi Eski Kent'in dar sokaklarından birinde bulundu." Altındaki fotoğrafta Ra'nın maskeleşmiş yüzü ve biraz önce kahvede otururken üzerinde olan, yakası işlemeli beyaz elbise kana bulanmış. Haber Te'nin çalıştığı gazetenin o günkü nüshasında.

Te, gazetedeki çalışma arkadaşı Taos ve bir görevli ile birlikte şehir morgunun koridorunda yürürken Taos anlatıyordu:

— Oraya polisten biraz sonra ulaştım. Öleli birkaç saat olmuş dediler. Sanırım öğleden sonra beş sıralarında.

— Güpegündüz ve sokakta!

— Biliyorsun, o sokaklardaki evler yüksek bahçe duvarlarının gerisindedir. Dükkân ya da benzeri yerler de yoktur. Bu sıcakta öyle sakin bir sokakta kim dolaşır ki?

Te birden durdu, o durunca diğerleri de.

— Onu orada kim bulmuş?

— Şehirdeki eski yapıları dolaşan bir çevreci grup. Dün gazeteden izin almamış olsaydın oraya sen gitmiş olacaktın.

— Havaalanına gitmem gerekti, birini karşılamak için.

Tekrar yürümeye başladılar ve bir başka koridora saparak geniş bir kapının önüne geldiler.

Ra'nın, yüzünden örtüsü çekilmiş cesedi çevresinde Te gözlerini cesede dikmiş ve suskun. Taos arkadaşının yüzüne merakla baktı.

— Bu o mu? Fotoğraftaki kadın tanıdığım birine benziyor demiştin.

Te bir süre tereddüt etti, sonra başını iki yana salladı.

— Hayır!.. Hayır o değil... Yanılmışım.

Kendini toparlamaya çalışarak gülümsedi.

— Şu anda bir ölüye bakıyor olmaktan etkilenmiş olmalıyım. Benimle buraya kadar geldiğin için teşekkür ederim.

Sonra morg görevlisine döndü:

— Size de!

Caddede Taos'un arabasına doğru yol alırlarken yaşanan suskunluğun ardından Te'nin sesi duyuldu:

— Bıçaklanarak öldürüldüğü anlaşılıyor. Katile karşı koymaya çalışmış mı?

— Sanırım. Cinayetin hırsızlık amacıyla işlenmemiş olduğu kesin, çünkü bileziğine dokunulmamış. Oysa çok değerliymiş. Ama bana tuhaf gelen bir şey var.

— Ne gibi?

— Kadının elinde kırmızı bir kitap cildinin tek bir yüzü vardı. Kitabın kendisi zorla elinden alınırken yırtılmış gibi.

— Kalan parçanın üzerinde yazı var mıydı?

— Hayır yoktu! Polisin tahminine göre kadın, bir evin bahçe kapısından içeri girmek üzereyken ya da oradan çıkar çıkmaz saldırıya uğramış.

— Evde yaşayanlar kadını tanıyorlar mı?

— Yıllardır terk edilmiş bir ev olduğu sanılıyor. Polis bunları da araştırıyor.

— Kapıdan söz ettin, nasıl bir kapı o?

— Anlamadım.

— Kadını önünde buldukları kapı.

— Mavi bir kapı, oldukça harap ve rengi solmuş. Bunları neden soruyorsun?

— Bilmiyorum! Sanırım merak, yalnızca merak. Hikâye ilgimi çekti. Bu konuda bir gelişme olursa bana da bildirir misin?

— Tabii!

Taos'un arabasının yanına gelmişlerdi. Taos direksiyonun bulunduğu tarafa doğru gelirken Te seslendi:

— Seninle birlikte gelmesem! Yapmam gereken bir şey olduğunu hatırladım. Gazetedekilere bir saat kadar gecikeceğimi söyler misin?

— Tabii!

Bir an durup Te'ye baktı.

— Bugün sende bir tuhaflık var.

Sonra dostça gülümsedi.

— Hoşça kal!

— Sen de!

Taos arabasına binmek üzereyken birden duraksadı.

— Bana kimi karşılamak için havaalanına gittiğini söylemedin.

— Önceden tanımadığım biri. Bir dostum onunla ilgilenmemi istemişti.

— Umarım buna değmiştir.

Te gülmeye başladı.

— Gelen bir erkekti, yaşlı bir arkeolog, adı Ho!.. Seni düş kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.

Taos arabasıyla uzaklaşırken, Te bir süre bulunduğu yerde durup onun gözden kaybolmasını bekledi, sonra bir taksi bulabilmek için bakınmaya başladı.

İki yanında yüksek bahçe duvarları ve ahşap dış kapılarıyla eski tarz evlerin sıralandığı bir sokak, yakıcı güneşin kimsesizliğinde sessiz. Sokağın caddeyle buluştuğu yerde Te taksiden indi, sürücüden parasının üstünü alırken gözü sokakta. Gizli bir iş yapanların ürkekliğiyle sokağa girdi ve yavaş adım yürümeye başladı. Sokağı yarılamak üzereydi ki gözleri birden az ötesinde ve yolun sağındaki bir yere sabitleşti. Mavi kapı!

"Gerçek bilim, imlerden başka bir şey olmayan kavramlarla yetinmemeli, nesneleri kendilerine özgü gerçekleri içinde ortaya çıkarmalıdır." Umberto Eco


  

Çünkü bilim, yalnızca insanın yapması gerekeni ya da yapabileceğini bilmesinden ibaret değildir; yapabileceğini, ama belki de yapmaması gerekenin bilinmesini de içerir. 

 

Vatikan Zindanları - Andre Gide

Tasarlamak ile yapmak arasında dağlar var! Satrançtaki hamleyi baştan alma hakkı da yok. Adam sen de! Bütün tehlikeler önceden görülse oyun bütün ilginçliğini yitirirdi.

 

1900 yılının ilk baharında Urla’da doğan Yorgos Seferis

 

1900 yılının ilk baharında Urla’da doğan Yorgos Seferis, Birinci Dünya Savaşı’nın başında on dört yaşında; 1921 yılında Florina’da doğan Necati Cumalı da 1923 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sırasında ata topraklarını terk ederler. Yazarlarımız sırasıyla 1971 ve 2001 yıllarında hayata gözlerini yumduklarında, ne Türkiye ne de Yunanistan’ın asla hak iddia edemeyeceği ebedi topraklardadırlar artık.

Bir dönemin en ünlü futbolcuları cennette buluşmuşlar. Yorgos ve Necati de oradalarmış. Fıkra bu ya, cennetin baş meleği azılı bir futbol taraftarı. Çağırmış şeytanı, o da futbol delisi bu arada, demiş oynatalım şu Yunanlılarla Türkleri bakalım ne olacak. “Boşuna oynamayalım biz kazanırız!” demiş Yorgos, takımından emin. “Olur mu en iyi futbolcular bizde!” demiş Necati gerine gerine. Melekle şeytan birbirlerine bakıp pek eğlenmişler, şad olmuşlar: “Ama bütün hakemler bizde naber!”

 Bu fıkra sayesinde literatürümüze yeni bir deyim kazandırmış olduk mu dersin, meleklerin ve Moiraların maskarası olduk mu?

  

Yorgos doğumundan elli yıl sonra, ata topraklarına kısa süreli bir ziyarette bulunur:

Sabah saat 08.00. Seferis, yanındakilerle birlikte İzmir’den İskele’ye gitmek üzere cipe binip yola çıkıyor. İskele’ye doğru yol alırken, Seferis hissettiklerini şöyle yazmıştır “Günlük”e:

“…Aklımda sabit bir fikir halinde Scala. Sanki anlayamadığım bir büyü ayinine katılmış gibiyim. Neticesinde nelerin olacağını hesaplayamadığım bir krizin eşiğinde bulunduğumu hatırlıyorum. Bilinçsizce bunu nasıl hazırladım, belki yaptığım ölüleri tahrik etmek, doğal düzeni ihlal etmek gibi ahlaksızca bir hareketti.

Geri dönmek için artık geç. Makine çalışmaya başlamıştı: diğer ucundan birisinin düzenli bir şekilde, ısrarla sardığı o sahilin ipliği ile bağlanmışım. Fakat hava, renk, gökyüzü ebediyen muzaffer, gözlerin gerçekten görüyor mu, görmeyi arzuluyor mu, bilemiyorsun”

  

Seferis’in Urla İskele’daki Aile Evi

 hayatevi