27 Ocak 2022

Etli Şevketi Bostan - Reşat Akbaykal

 

Malzemeler - 1 adet yeşil acı biber. - Çeyrek soğan (Rendelenmiş) - 1 çorba kaşığı un - 1 çay bardağı zeytinyağı - 250 gr. kuşbaşılık dana eti. - 1kg. şevketibostan

Terbiye Malzemeleri - 2 çorba kaşığı yoğurt - Su - 1 adet yumurta sarısı - 1 çorba kaşığı un

Terbiyenin Yapılışı Terbiye malzemeleri birlikte çırpılır ve terbiye hazırlanır. 

 

• Yukarıda yemeğin malzemeleri olarak yazdığım kısımdaki malzemeler toprak güvece koyulur. (Şevketibostan hariç). 

• Güvece koyduğumuz malzemeler güveçte kavrulur. 

• Malzemeler kavrulduktan sonra, üzerine 2 su bardağı kaynar su dökülür. Et iyice pişirilir. 

• Kaynar su döküldükten sonra güvece şevketibostan da ilave edilerek pişirme işlemine devam edilir. 

• Şevketibostan güveçte pişince, yemeğin suyu birkaç kaşık terbiyenin içine atılır. Tek taraflı çırpılır.

 • Tek taraflı çırpmamızın nedeni yumurtanın kesilmemesi içindir. (Terbiyenin yumurtası katılaşmasın diye). 

• Terbiyemize yemeğin suyu ilave edilip karıştırıldıktan sonra güvecin içine dökülür. 

•Terbiye ilave edildikten sonra yemeğimiz pişerken, yemeğin üzeri krema gibi köpük köpük olur. Ben o köpükleri şişkinlik yaratmasın diye kaşık ile alır atarım ; ama siz kıvamlı olsun isterseniz, köpükten kimseye zarar gelmez. 

• Şevketibostan da iyice piştiğinde yemeği ateşten alırız. 

• Afiyet olsun. 


"Dünyada şu an Adem ve Havva hikayesine inanan zeki bir erkek veya kadın kaldı mı? Eğer ona inanan birini bulursanız kafasına hafifçe vurarak tıklatın ve bir yankı duyacaksınız. Kiralık boş bir oda var." Robert Ingersoll

 

 “Aşırı şüphe, aşırı kolay inanmadan daha iyidir.”

"Dünyada şu an Adem ve Havva hikayesine inanan zeki bir erkek veya kadın kaldı mı? Eğer ona inanan birini bulursanız kafasına hafifçe vurarak tıklatın ve bir yankı duyacaksınız. Kiralık boş bir oda var."
 
"Büyük Angelo'nun, bir kiliseyi dekore ederken, terlik giymiş birkaç melek çizdiği söylenir. Bir kardinal, resme bakıp sanatçıya sormuş: "Kim şu güne kadar terlikli melek görmüş?" Angelo, başka bir soruyla cevap vermiş: "Kim şu güne kadar çıplak ayaklı melek görmüş?"

"Bu benim inancım: Mutluluk tek iyilik; akıl tek meşale; adalet tek ibadet, insanlık tek din, ve sevgi tek rahip."

"Korku beyni felce uğratır. İlerleme cesaretten doğar. Korku inanır, cesaret şüphe eder. Korku yere düşer ve dua eder. Cesaret ayakta durur ve düşünür. Korku kaçar, cesaret ilerler. Korku barbarlıktır, cesaret uygarlık. Korku tanrılara, şeytanlara, ruhlara inanır. Korku dindir. Cesaret bilim."
 
"Çağlardan beri, bir tarafta aklın ve düşüncenin izinde birkaç cesur insan ve diğer tarafta cahil büyük bir dindar kitle arasında ölümcül bir çatışma devam ediyor. Bu, bilim ve imanın savaşı. Çok az insan mantığa, onura, adalete, özgürlüğe, bilinene ve bu dünyadaki mutluluğa; bir çoğu önyargıya, korkuya, mucizelere, köleliğe, bilinmeyene ve ölümden sonraki sefalete güvendi. Çok az kişi "Düşün", bir çok kişi "Diz çök ve iman et!" dedi. İlk şüphe ilerlemenin beşiği oldu, ve bu ilk şüpheden, insan ilerlemeye başladı." 

 “İncilin etkisi okuyan kişinin cahilliği ile doğru orantılıdır.”
 
"Dinsizler, tarihin her çağında insan hakları için savaştı, ve her zaman özgürlüğün ve adaletin korkusuz avukatı oldular."

Martin Heidegger - Olmaya bırakılmışlık

Okumaları, dayanakları, eleştirileri ve hesap-dışı tartışmalarına bakıldığında Heidegger’in düşünce hareketi, Sokrates öncesi filozoflardan Platon ve Aristoteles’e, Descartes, Kant, Leibniz, Hegel, Schelling, Nietzsche, Brentano, Lotze, Natorp, Lask, Rickert, Dilthey ve Husserl’e uzanan bir felsefe tarihinde zikzaklar çizer. Garp felsefesinin Yunan başlangıçlarının latinleştirilmesine yönelik köklü genel eleştirisine rağmen Heidegger, Orta Çağda Augustinus, Thomas ve Luther düşüncesine ve bilhassa Meister Eckhart mistiğinin "gelâzenheit" kavramına büyük önem vermiştir. Felsefesinin anlam alanına giren bu Orta Çağ sükûnet terminolojisini aşacak şekilde Heidegger Olmaya Bırakılmışlık kavramını, Heraklitçi etken, hareket edici anlamında "yakınlaşan yakınlık" [agchibasíe] ile birleştirir. Özneyi aşan, hitap ettiği insanı gizlenmemişlik sayesinde ait ve açık kılan varlığın anlamına "dönüş" hareketi ve metafizikçi tasavvurdan uzak bir ‘başka başlangıç’ ile Heidegger, varlığa yakınlığı hatırla[tı]r; şiirleyen düşünmeyi, düşünen şiire vardırır. 1955’te ünlü komponist Conradin Kreutzer’e adanan ve bir söyleşiden ibaret Olmaya-Bırakılmışlık metni, hesaplayan, nesneyi öznenin önüne koyan, yani tasavvur eden düşünmenin 20. yüzyıldaki biricikliğine karşı bu düşünmeden kurtulup salıver(il)meyi vurgular. Bu vurguların yansıması olarak Heidegger’in Almancaya yabancı neologizmleriyse elinizdeki fark çevirisinde, nadasa bırakılmaz, aksine karşı[da] olan bir karış Türkçenin kendi yabancılığının ters dünyasına bırakılır

- - -

"Kendimizi kandırmayalım. Adeta işimiz gereği düşünen biz hepimiz, sıkça düşünceden-kıtız, pek de kolayca, düşünce-siziz. Düşüncesizlik, günümüz dünyasında her yere girip çıkan garip bir misafirdir. Çünkü günümüzde her şey en hızlı ve ucuz yolla bilgiye ulaşılır ve aynı anda hızlıca unutulmuştur."

 

Latin Atasözleri

 

Quidquid latine dictum sit, altum videtur.
Latince söylenen söz kulağa derin gelir.

Amor omnia vincit.
Aşk her güçlüğü yener.

Sic transit gloria mundi.
İşte böyle geçip gider dünyanın ihtişamı.

 

Divide et Impera
Böl ve Yönet!

Nil novi sub sole.
Güneşin altında yeni bir şey yok.

Veni, vidi, vici.
Geldim, gördüm, yendim.

Alea iakta est.
Zarlar atıldı. (Ok yaydan çıktı!)
 
Ars Artis Gracia
Sanat, sanat içindir.

Solvitur Ambulando.
Sorun yürüyerek çözülür

Tertium non datur  Üçüncü bir yol yoktur.

Memento mori.
Ölümü hatırla.

Carpe diem, quam asgari credula postero!
Anı yaşa, yarına olabildiğince az güven!

Dum spiro spero.
Nefes aldığım sürece umuyorum.

Errare Humanum Est.
Hatasız Kul Olmaz.

Ego sum, qui sum!
Ben neysem oyum!

Festina Lente.
Yavaşça acele et.

Iustitia Omnibus.
Herkese Adalet

Medice, cura te ipsum!
Doktor, sen önce kendini iyi et!

Magnum opus!
Şaheser!

Labor omnia vincit.
Emek her şeyin üstesinden gelir.

Sol lucet omnibus.
Güneş herkes için parlar.

Si vis pacem para bellum!
Barış istiyorsan savaşa hazır ol!

Vox populi, vox dei!
Halkın Sesi Tanrı’nın Sesi!

Silent leges, inter arma!
Savaş sırasında kanunlar susar!

Veritas vos liberabit.
Gerçekler seni özgür kılar.

Ne Jupiter quidem omnibus!
Jüpiter bile herkesi memnun edemez!

Vi veri veniversum virus vici!
Gerçeğin gücüyle, yaşarken, evreni fethettim!  

 De facto...
Uygulamada, gerçekte, pratikte...

De Jure...
Yasal olarak, haklı olarak...

O Fortuna!
Ey Talih!

E’i silentio ancor suole, haver perigee a parole...
Ve susmada bile, sözler ve yakarışlar vardır...