28 Ağustos 2017

Melatonin Nedir?

MELATONİN NEDİR?
Melatonin denilen hormon beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur. Hormonun temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamak. Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu hormon. Hormon diger aktioksidan tesirlerini de güçlendiriyor, kanserli hücrelere karşı koruma saglıyor, üreme sistemiyle bağlantısından tutun da yorgunluk , isteksizlik gibi durumların nedenlenlerini de oluşturabiliyor. Şu anda bu hormon yaşlanmayı geciktirici etkisinden dolayı da üzerinde önemle durulan bir hormon. İşin can alıcı noktalarından birisi hormonun çocuklar üzerindeki tesiridir. Avrupada lösemili ve kanserli çocuk sayılarının artmasından ötürü yapılan araştırmalar sonucunda ailelerden istenen bir hususda çocukların kesinlikle karanlık ortamlarda yatırılmaları. Çünkü melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Ancak bu hormon ışığa duyarlı. Deneylerde uyuyan kisinin hormon salgısı izlenirken ışığın açıldığında hormonun azaldığı , karanlıkta yoğun olarak saldılandığı tesbit edilmiş. Bilimsel bir gerçek. Lütfen karanlıkta yatın ve çocuklarınız uyurken ışığı kapatın. Unutmayın körlerde kanser olma oranı yok’a yakındır.


Osho -Yaratıcılık - İçindeki Güçleri Sebest Kılmak

Yeni Bir Yaşam Biçimini Kavramak
Hayatın kendi başına bir anlamı yok. Hayat bir anlam yaratma fırsatıdır. Anlamın keşfedilmesi değil, yaratılması gerekir. Anlamı, ancak onu yaratırsan bulursun. Orada bir çalının arasında durmuyor. Yani sağına soluna bakınca, biraz arayınca bulamazsın. O bulunacak bir kaya gibi durmuyor. O, yaratılacak bir şiir, söylenecek bir şarkı, edilecek bir danstır.

Anlam bir danstır; taş değil. Anlam müziktir. Onu ancak yaratırsan bulursun. Bunu unutma.

Tanrı, bir nesne değil, bir yaratımdır. Onu ancak yaratanlar bulur. Bence anlamın keşfedilecek bir şey olmaması çok güzel. Aksi halde, insan onu keşfederdi ve sonra başkalarının keşfetmesine gerek kalmazdı.

Neale Donald Walsch

 ANNEM. WALSCH 

Sadece Tanrı'nın varolduğunu değil, Tanrı'nın benim en iyi arkadaşım olduğunu öğreten; bana anne olmaktan öte Tanrı sevgisini içimde doğurtan ilk tanıştığım melek olan annem için. 

ALEX M. WAl_SCH 

Hayatım boyunca, "Hiçbir şey zor değildir: "Hayır diye bir yanıtı kabul etmek zorunda değilsin." "Kendi şansını kendin yaratırsın." "İstediğin her şey dünyada bol miktarda var. gibi sözlerle beni büyüterek bana korkusuz olmayı ilk öğreten kişi olan babam için.

 Sonsuzluğun ötesi içinizdedir

 Olağanüstü bir deneyim yaşamaya hazır olun. Tanrı'yla sohbet etmeye başlayacaksınız. Evet, evet. Biliyorum... bu mümkün değil. Bunun imkansız olduğunu düşünüyorsunuz belki, ya da size böyle öğretildi. İnsan Tanrı'yla konuşabilir elbette ama Tanrı ile değil. Yani Tanrı söylediklerinize yanıt vermez,değil mi? En azından bildiğimiz günlük konuşmalara. 

Ben de sizin gibi düşünüyordum. Ama bu kitap bana geldi. Sözcüğün tam anlamıyla bana geldiğini söylüyorum. Bu kitap benim tarafımdan yazılmadı, bana geldi. Siz okuduğunuzda size de gelecek. Çünkü her birimiz hazır olduğumuz gerçeklere doğru yönlendiriliriz. 

Hayatım büyük olasılıkla, yaşadıklarımdan kimseye söz etmeseydim çok daha kolay olacaktı. Bu kitabın bana getireceği zorluklar ne olursa olsun (kafir, sahtekar, bu gerçekleri geçmişinde yaşamayan bir hipokrat veya daha da kötüsü ; ermiş kişi konumunda görülmek) artık süreci durdurmak imkansız hale geldi. Ayrıca durdurmayı da istemiyorum. Tüm bu olan bitenden uzaklaşma şansım vardı ama uzaklaşmadım. İnsanların (bu kitapta okuyacakları şeyler için) hakkımda söyleyeceklerini dinlemek yerine sezgilerimin bana söylediklerini dinlemeye karar verdim. Sezgilerimin bana söylediği; bu kitabın, spiritüel hayal gücü gelişmiş bir insanın hezeyanları ya da sağlıksız yaşam sürdüren bir insanın öfke dolu bir arayışla kendini haklı çıkarma çabası olmadığı. Oh, tüm bunları ben de düşündüm; her bir karşı çıkışı. Yazdıklarımı, henüz daktilo edilmiş haldeyken birkaç kişiye okumaları için verdim. Duygulanmışlardı... Gözyaşlarına boğulmuşlardı... Gülmüşlerdi... Ve hayatları değişmişti, değişmişlerdi ve güçlenmişlerdi. 

Çoğu temel bir dönüşüm yaşadıklarını söylüyordu. İşte o zaman, bu kitabın herkes için olduğunu anladım. Basılmalıydı; gerçek yanıtları işitmek isteyenler için harikulade bir armağandı ve de soru sormayı bilenler için, açık yürekle, ruh ve zihin açıklığıyla gerçeğin arayışını benimseyenler için. Bu tarif hepimize uymuyor mu? 

Bu kitap, yaşam ve sevgi; amaç ve işlev; insanlar ve ilişkiler; iyi ve kötü; suçluluk duygusu ve günah; affetmek ve kurtarılmak; Tanrı'ya giden yol ve 'Cehennem'e giden yol... hemen her şeyi içeriyor. Seks, güç, para, çocuklar, evlilik, boşanma, yaşam amacı, sağlık, yaşamın öncesi ve sonrası... her şeyi kapsıyor. Savaşı ve barışı; bilmeyi ve bilmemeyi; vermeyi ve almayı; hazzı ve acıyı araştırıyor. Somut ve soyut; görünen ve görünmeyen; gerçek ve gerçek olmayan her şeyi... 

Bu kitabı Tanrı'nın son günlerdeki düşünceleri olarak da algılayabilirsiniz. Onun iki bin yıl önce son konuşmasını yapıp sustuğunu düşünenleriniz de olabilir. Tanrı'nın yalnızca bilge insanlar aracılığıyla ya da otuz yıldır meditasyon yapan kişilerle, en azından yaşamlarının son on yılını dürüstçe yaşayan insanlar aracılığıyla iletişim kurabileceğini de düşünebilirsiniz. Bu kategorilerin hiçbirine dahil değilim. 

Gerçek şu ki, Tanrı herkesle konuşuyor. İyiyle de kötüyle de, azizle de hırsızla da. Ve bu tariflerin arasında kalan herkesle. Kendinizi düşünün; yaşamınız boyunca Tanrı sizinle çok kez konuştu. Bu da onlardan biri. Şu deyimi kaç kez işittiniz? "Öğrenci hazır olduğunda, öğretmen gelir." Bu kitap bizim öğretmenimiz.

 Bu kitabın bilgileri bana geldiğinde Tanrı'yla konuştuğumu biliyordum. Doğrudan öznel olarak. Yanılmasız. Tanrı sorularımı, anlayabilme yeteneğimle doğru orantılı olarak yanıtlıyordu. Yani sorularıma anlayabileceğim kapasitede ve dilde yanıt veriyordu. Artık, yaşamımda bana gönderilen her deneyimin Tanrı'dan geldiğini biliyorum. 

Bütün sorularımın yanıtlarını, harikulade deneyimlerin ve mesajların içinden gelen verilerle aldığımı biliyorum. 

Bu yazı yolculuğunda öyle bir an geldi ki, bir kitap oluştuğunun farkına vardım: yayınlanması gereken bir kitap. Gerçekten de diyaloğun son bölümlerinde üç kitabın oluşacağının bilgisini aldım. 

Birinci kitap, bireysel konuları, bireyin yaşam mücadelesini ve olanaklarını inceleyecekti. 

İkinci kitap, gezegenimizin jeopolitik ve metafizik yaşamı, dünyanın şu anda yüz yüze olduğu sorunlar gibi global konuları içerecekti. 

Üçüncü kitap, üst düzenin evrensel gerçekleri, ruhun dersleri ve gelişim olanaklarını paylaşacaktı. 

Elinizde tuttuğunuz kitap, birinci kitap olarak 1993 Şubatı'nda tamamlandı. Bazı sözcükler ve cümleler farklı tonda geldiğinden daha net anlaşılması için onları italikle belirttim. 

Bu kitaptaki bilgeliği tekrar tekrar okudum. Kendi yaşamımdan utanç duyduğumu itiraf etmeliyim. Yaşamım hatalar ve yanlışlarla dolu. Başkalarının zarar gördüğü seçimler yaptım ve kararlar aldım. Bu kararlardan bazıları toplum tarafından affedilemez nitelikteydi. Verdiğim acılardan anlatılmaz pişmanlıklar duymama rağmen, öğrendiklerim ve öğreneceklerim için şükran duygumu sözcüklerle ifade edebilmem olanaksız. Yaşamıma giren herkesten bir şeyler öğrendim. Bazı derslerde yavaş bir öğrenci olduğum için herkesten özür diliyorum ve hatalarım için özür dilerken, korku ve suçluluk duymak yerine, kendimi affederek daha büyük bir vizyonu yaşama arzusuyla Tanrı'nın teşvikini her an içimde hissediyorum. Hepimiz için Tanrı'nın isteğinin de bu olduğunu biliyorum. Neale Donald Walsch

 PDF  

 

Adorno &Horkheimer - Aydınlanmanın Diyalektiği



Felsefi Fragmanlar'ın yazarları, Max Horkheimer ve Theodor W. Adorno, Toplumda özgürlükle aydınlatan düşünme'nin birbirinden ayrılamayacağını biliyoruz,  ne var ki, bu düşünme kavramının, somut tarihsel biçimlerden, iç içe geçtiği toplumsal kurumlardan daha az olmamak üzere, bugün her yerde meydana gelen gerilemenin nüvesini kendinde barındırdığını açık seçik görmüş olduğumuza inanıyoruz. Aydınlanma, bu gerileme momenti üzerinde düşünüp taşınmazsa, o zaman kendi kaderini tayin eder.