25 Haziran 2018
Bir Bestenin Hikayesi: “Concierto de Aranjuez”
Aşk, ümit, savaş, korku, hüzün… “Gitar Konçertosu” adıyla bilinen
ünlü beste “Concierto de Aranjuez”… Ve hepsini tek bir eserde buluşturup
dinleyicilere hissettirebilen ünlü İspanyol besteci Joacquín Rodrigo.
Üç bölümden oluşan bir şaheser… Kimi klasik müzik besteleri ile
yıldızımız pek barışmasa da bu parça ile ayrı bir bağımız olduğuna
inanıyorum. Dinleyen hemen herkes, ismini bilmese de besteyi, özellikle
ikinci bölümünü mutlaka tanıyacaktır. Gerek eserin arka planı, gerekse
yapım çalışmaları, bizi bize anlatan en iyi eserlerden biridir. Belki de
aramızdaki bağın önemli bir sebebi de eserin ortaya çıkmasında bir Türk
kızının inkâr edilemez katkılarıdır. Hâl böyle olunca, söz konusu
bestenin bizdeki yeri de farklı olmuştur. Eğer esere etki eden faktörler
ve bestenin bize anlattıkları bilinirse, eserin daha bir değer
kazanacağını düşünüyorum. Bu nedenle öncelikle besteci Joacquín
Rodrigo’nun hayatını, daha sonra da besteye etki eden faktörleri ve
bestenin bize anlattıklarını sizinle paylaşacağım.
Ünlü İspanyol besteci Joacquín Rodrigo, 22 Kasım 1901 tarihinde
İspanya’da doğmuştur. Daha hayata adımını atar atmaz büyük bir
talihsizlikle karşılaşan Rodrigo, difteri hastalığına yakalanmıştır. Bu
amansız hastalık, üç yaşındaki çocuğun dünyaya açılan pencerelerini
kapatmış ve Rodrigo’nun gözlerini kaybetmesine neden olmuştur. Hayatın
bu acımasızlığı karşısında büyük bir başarı hikâyesi yazmaya adım adım
yaklaşan Rodrigo, müzik eğitimleri almaya başlamıştır. Başarılı bir
eğitim hayatı geçiren Rodrigo, kazandığı burslar sayesinde eğitimine
Paris’teki ünlü müzisyenler eşliğinde devam etme fırsatı yakalamıştır.
Paris’te geçirdiği yılların hayatının dönüm noktalarından birisi
olduğundan habersiz olan Rodrigo, hayatının aşkını orada bulmuş ve
Seferad Yahudilerinden olan İstanbul doğumlu bir Türk kızı ile
tanışmıştır. İspanyol besteci Rodrigo ile bir aşk hikâyesi yazmaya
hazırlanan Victoria Kamhi, Paris’te sahip olduğu şöhreti ve kariyerini
bir kenara bırakıp Rodrigo ile beraber İspanya’ya dönmeyi kabul
etmiştir, gözleri görmeyen Rodrigo’ya gören göz olmak üzere. Beraberce
ortaya koyacakları bir eserin hikâyesini yazmak üzere…
Her sanatçının ortaya koyduğu eserinin arkasında bazı
etmenler mevcuttur ve bunlar temelde ikiye ayrılabilir: sanatçının
yaşadığı sosyal çevre ve sanatçının özel hayatı. Joacquín
Rodrigo’nun söz konusu besteyi yazmasında da bazı faktörler etkili
olmuştur, tıpkı her sanatçının eserlerine etki eden birtakım hatıraları
olduğu gibi. En başta, ünlü müzisyen Rodrigo’nun yaşamının büyük kısmını
geçirdiği topraklar olan İspanya’nın içinde bulunduğu duruma göz atmak
gereklidir çünkü her gerçek sanatçı gibi o da mutlaka yaşadığı çevreden
etkilenmiştir. O yıllarda İspanya her ne kadar güçlü bir ekonomiye sahip
olsa da siyasi açıdan bir hayli huzursuz zamanlar yaşamaktadır. İspanya’da süren iç savaşın izleri Rodrigo’nun “Concierto de Aranjuez” adlı eserinde de görülmektedir.
Picasso’nun en ünlü tablolarından birine konu ettiği Guernica
bombardımanı, tüm dünyayı etkilediği gibi İspanyol besteciyi de derinden
etkilemiştir. Ünlü besteci, “Concierto de Aranjuez” adlı eserini yazma
kararını da bu bombardımanın yaşandığı günlerde vermiştir.
Rodrigo’nun dünyaca ünlü bu bestesinin arkasında yatan bir diğer
etmen ise bestecinin özel hayatıdır. Paris’te tanıştığı Victoria Kamhi,
sırılsıklam âşık olduğu Rodrigo’ya bir ömür vermeye karar vermiş ve
sahip olduğu tüm şöhret ve kariyerini Paris sokaklarında bırakarak
Rodrigo ile İspanya’ya yerleşmiştir. Bu çiftin İspanya hayatının
başlamasıyla Victoria Kamhi, Rodrigo’nun asistanlığını yapmayı seve seve
kabul etmiştir çünkü bu genç kızın gözü artık Rodrigo’dan başka bir şey
görmez olmuştur. Bu denli birbirine düşkün olan Victoria ve Rodrigo,
tam da anne ve baba olmaya hazırlanırken ilk bebeklerini
kaybetmişlerdir. Birlikte geçirdikleri yılları bir bebek ile
taçlandırmanın hayallerini kuran çift, yaşadıkları bu acı olaydan çok
etkilenmiştir. “Concierto de Aranjuez”in en çok bilinen kısmı olan ikinci bölümünün, çiftin yaşadığı bu travmayı anlattığı söylenmektedir. Eserin bu bölümünün dinleyicileri duygusal bir atmosfer içine çektiği de apaçık ortadadır.
Konfüçyüs " Üstün bir insan üç şeyden kaçınmalıdır. "
1- Gençken hırstan
2- İhtiyarken açgözlülükten
3- Kuvvetli iken kavgacılıktan.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)