04 Nisan 2021

" İlkokuldan beri meşeyi çok seviyorum. Bize öğretmenler ağaçları anlatıyorlardı.O ağaçlar meşeydi ve oradan başladı iş." Hayrettin Karaca


   🎂
Ben sanayici olmak istemiyordum. İstediğim edebiyatla ilgilenip kalan zamanımı doğayla iç içe geçirmekti. Fakat o günlerde babamıza karşı çıkmak söz konusu değildi.
 
İlkokuldan beri meşeyi çok seviyorum. Bize öğretmenler ağaçları anlatıyorlardı.O ağaçlar meşeydi ve oradan başladı iş...

Yaşamak istiyorsan yaşatacaksın. Kimi? Sana hayat vereni. Ağacın, eko sistemin ne olduğunu bilmeden tüketmeye devam edersen, sen kaybedersin.

Hep beraber çalışacağız. Elimizdeki her imkanı yaşamak için, yaşatmak için kullanacağız. Bir araya geleceğiz. Bir halk hareketi olmamız lazım.

İhtiyacımız onunla denk olacak. İhtiyacımızdan fazla tüketmeyeceğiz. Yaşamamız için ne lazımsa hepsini yapacağız. Doğa için şahsen de toplumlar olarak da hizmet edelim.

Dünya barışının temeli Anadolu’da atılacak. Anadolu kültürü bizi buraya kadar getirdi. Ben demedik, biz dedik bu çok önemli.

 🌲🌳

Palamut ilk açıldığında, toprak üzerindekilerin haberi bile olmaz. Şanslı palamudun bir yaprak yığını altında olması yüksek ihtimaldir. Gelecekteki gövde henüz toprak üzerinde belirmemişken, kök aşağı doğru hızlı yolcululuğuna başlamıştır. William Bryant Logan – Meşe -Medeniyetin Çerçevesi

Hakiki manada toprak yalan söylemez,insan soyunun üzerine yazdığı kaydı barındırır. Geniş manada, bir ulus kaydını toprak üzerine yazar ve bir medeniyet de kaydını toprak üzerine yazar, öyle bir kayıt ki toprağın basit dilinden birazcık anlayanlar için kolayca okunabilen...Toprağın 7000 Yıllık Öyküsü

"Toprağın 7000 Yıllık Öyküsü", Dr. Lowdermilk’in 1938-1939 yılları arasında yaptığı araştırmaların bir raporu niteliğindedir. Araştırmalarını daha uzun bir süreye yaymayı planlamış olan Dr. Lowdermilk, 2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi yüzünden, çalışmalarına kısa sürede son vermek zorunda kalmıştır. Bu rapor, ilk kez savaşın bitiminden sonra, 1953’de, Amerikan Tarım Bakanlığı’nca yayınlanmıştır. O zamandan günümüze kadar geçen sürede, ülkelerin adları ve sınırlarındaki değişikliklere, teknolojideki ve uygulanan tarım politikalarındaki gelişmelere rağmen, bu eserdeki bilgiler hala geçerliliğini korumaktadır.

Dr. Lowdermilk, yüzlerce, hatta binlerce yıldır tarım yapılan toprakları incelemiş; toprak erozyonu ve arazi kullanımı konularında, bu topraklarda eskiden yaşamış olan medeniyetlerin birikiminden faydalanmanın yollarını aramıştır. 

Araştırmaları sonucunda, toprak erozyonu, ormansızlaşma, aşırı otlatma, ihmal ve çiftçilerle çobanlar arasındaki çatışmaların, imparatorlukların yıkılmasına ve medeniyetlerin yok olmasına neden olduğunu saptamıştır. Aynı zamanda, teraslama, ürünlerin dönüşümlü ekimi ve diğer toprak koruma yöntemleri gibi araçların yardımıyla, kaynaklar dikkatli kullanıldığında, toplumların zenginleştiğini gözlemlemiştir.

İlk kez 1953’de yayınlanan bu rapor, 1975 ve 1994 senelerinde tekrar basılmıştır. Amerikan Tarım Bakanlığı tarafından, hala bir referans kaynağı olarak kullanılmaktadır. 

Beş yıldır erozyonla mücadele konusunda halkımızı eğiten ve göreve çağıran TEMA Vakfı, bu eserin dilimize kazandırılması ve bütün doğa severlere ve toprakla uğraşanlara ulaştırılması gereğine inanarak bu kitapçığı oluşturmuş ve bastırmıştır.  Hayrettin Karaca,22 Mayıs 1998

 

M. Luther King

https://www.onyxtruth.com/wp-content/uploads/2017/01/martin-luther-king-jr.-onyx-truth-620x400.jpg

 


Şu anda yarının artık bugün olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Çok geç kalmış olmak diye bir şey vardır. Sayısız uygarlığın beyazlamış kemikleri üzerinde şu acıklı sözcükler yazılı: Çok geç. Eyleme geçmezsek, merhameti olamadan güce, ahlaklı olamadan kudrete, kavrayışı olamadan kuvvete sahip olanlar için ayrılmış zaman koridorlarına sürükleneceğimiz kesin.

 

Zaman Zaman İçinde - Andrey Tarkovski

https://pbs.twimg.com/media/Etao_ODWQAUuuEj?format=jpg&name=large 

Kötü bir düşünce: Kimsenin sana ihtiyacı yok, kendi kültürüne tamamıyla yabancısın, onun için hiçbir şey yapmadın, sen hiçbir şeysin. Ama Avrupa’da ya da başka bir yerde SSCB’de en iyi yönetmen kim diye sorulduğunda, cevap Tarkovski. Fakat burada tek kelime edilmiyor. Ben sanki yokum, yaşamıyorum, boşlukta yer kaplamayan bir şeyim. Hiç kimsenin sana ihtiyaç duymaması, baş edilmesi çok zor bir duygu. Ben de daha aşağı birinin gücüyle ayakta durmaktan nefret etmeliyim. İsteğim, bir insanın hayatını doldurmak, ya da değişik hayatları...Kendimi çok kısıtlanmış hissediyorum. Ruhum içime sıkıştırılmış durumda, başka bir hayat alanına ihtiyacım var... Kendimle ilgili anıları okuyorum da ne üzücü, tam bir Rus öyküsü. Tatmin olmamış bir hırsla kendini yiyip bitirmiş çocuksu, saf bir kişilik. Mutsuz, çok mutsuz bir adam!.. Oysa benim tek isteğim, bir şeyler yaratmak...

Günlükler 

Kendinizi,kendinizle vakit geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.

İyiyle kötü arasındaki mücadele insanoğlu yeryüzünde var oldukça sürecektir. İnsanoğlu ne yapıp edip karşı kıyıya geçmelidir. Deniz suyu kötü, kayık ve kürekler iyidir. Neye layıksan onun için çek kürekleri, başaracaksın. Kürekleri bırakırsan yok olursun. 

İnsan bunca uzun zamandır var olmasına rağmen hala en önemli şey olan, varlığının anlamı konusunda emin değildir; şaşırtıcı olan budur işte.

Bir insan eğer kendi ruhu özgür değilse, tüm dünyanın bağım­sız olmasından ne fayda sağlayabilir?


Kafesteki Kuşun Şarkısı - Maya Angelou


Özgür bir kul atılır terkine rüzgarın
ve süzülür akıntıyla beraber sonuna kadar
ve daldırır kanatlarını
gün rengi ışığına güneşin
ve sahiplenmek ister
cesaretle gökleri.

Fakat daracık kafesinde
durup dolanan bir kuş
görebilir mi hiç
gazap parmaklarının ötesini
kanatları yolunmuştur
ve zincirlidir ayakları
bundandır şarkı söylemek için
gırtlağını hazırlaması.

Söyler şarkısını
kafesteki kuş
sesi bilinmezliğin
korkusuyla titrer
o kadar çok ister ki
duyulur uzak tepelerden
kafesteki kuşun
özgürlük şarkısı.

Özgür kuş başka bir meltemi kovalar
ve güçlü rüzgarlarla süzülür arasından hışırdayan ağaçların
ve iştah açan yiyecekler onu bekler şafak gülümserken çimenlikte
ve ilan eder kendisine ait olduğunu göklerin.

Fakat kafesteki kuş mezarını bekler hayallerin
bir kabus çığlığına ses olur gölgesi
kanatlar yolunmuştur ve zincirlidir ayakları
bundandır şarkı söylemek için gırtlağını hazırlaması.

Söyler şarkısını
kafesteki kuş
sesi bilinmezliğin
korkusuyla titrer
o kadar çok ister ki
duyulur uzak tepelerden
kafesteki kuşun
özgürlük şarkısı.

☆☆☆

Maya Angelou (1928-2014) Siyah özgürlük hareketinin son güçlü temsilcilerinden olan kadın şair ve aktivist Maya Angelou, çağdaş Amerikan edebiyatı ve siyaset sahnesinin en tanınmış isimlerindendir. Afrikalı köklerine sahip çıkan somut dil arayışları ve izlek bütünlüğü içinde samimi, canlı bir üslubun takipçisi olmuştur. Blues şiirinin doğaçlamacı yalınlığından beslenen Angelou şiiri, keskin toplumsal çelişki ve çatışkıların baskısı altındaki şehirli insanın görünür ve derindeki bireysel acılarına ses veren açık, duru, modern bir söyleyişi temsil eder. Siyah halkın köleliğe ve ırkçılığa cevap olarak tarih sahnesine çıkan özgürlük arayışı, onun tutkulu kadın bireyselliğinde yeni şiirsel ifade olanaklarıyla buluşmuş, sorgulayıcı bir tavır eşliğinde yer yer dinsel söylemle bütünleşen şiiri geniş kitlelere mal olmuştur. Kafesteki Kuşun Şarkısı Maya Angelou'un şiir serüvenini olabildiğince geniş hatta okura sunmayı, biçimsel ve ritmik tercihlerini görünür kılmayı amaçlayan özel bir seçki. "En büyük umudum ağladığım kadar gülebilmek, bir insana sevgimi verebilmek ve bana dönen aşkı kabul edecek cesareti kendimde bulmaktır," diyen şairin şiirleri, Türkçe'de ilk kez bir kitap bütünlüğü içinde yayınlanıyor.