10 Nisan 2018

Halil Cibran - Ve hüzün doğduğunda / Ve sevincim doğduğunda

Ve hüznüm doğduğunda hüzünle besledim onu,
Gece gündüz üstüne titredim sevecenliğimle..

Ve hüznüm büyüdü zamanla, serpilip güçlendi,
Tüm canlı varlıklar gibi olağanüstü güzelleşti.

Ve hüznümle ben, hep sevdik birbirimizi, ve dünyayı
Kaynaştık güzel ruhlarımızla birbirimize ve dünyaya..

Ve hüznümle ben, söyleştikçe günlerimiz kanatlanır,
Konuşkan düşlerimizle seçkinleşirdi gecemlerimiz.

Ve hüzünmle ben, şarkılar söylerdik, komşular dinlerdi;
Çünkü deniz gibi derindi, anılarla dopdoluduydu ezgilerimiz.

Ve hüznümle ben gururla yürürdük, saygılı gözler önünde;
Düşmanca bakanlarda olurudu, çünkü soyluydu hüznüm.

Ve hüznüm her canlı gibi öldü bir gün, yanlız kaldım;
Kendimden geçtim, düşüncelere daldım, bunaldım.

Ve konuştuğumda duymuyorum şimdi kendimi,
Ve komşularım gelmiyor artk şarkılarımı dinlemeye.

Ve düşlerimde dost sesler bana bakıp fısıldıyor şimdi:
"İşte bakın, burda yatıyor hüznüyle birlikte ölen adam."

💕

Ve sevincim doğduğunda, çatıya çıkıp haykırdım:
"Gelin komşular, görün,gülümseyen güneş oldum!"

Ama hiçbir komşum gelmedi sevincimi görmeye,
Aylarca sürdü şaşkınlığım, unutuldum, yanlızdık..

Ve sevincim solgun, güçsüz büyüdü; benden başka
Hiçbir yürek ona sevgi duymadı, öpmedi hiçbir dudak;

Ve sonunda her canlı gibi öldü sevincim, yanlızlıktan...
Ve şimdi öldü sevincimi, ölü hüznümle anımsayabiliyorum.

Ve yüreğimde kardeş anıları, rüzgarda mırıldanıp düşen
Suskun ve Solgun güz yapraklarını andırıyor şimdi...