02 Şubat 2020

James Joyce "Büyük dehalar deliliğe çok yakındır."




Ayn Rand

  Bilginin kısa yolu olduğu iddia edilen iman, sadece aklı yok etmenin kısa yoludur.

 Amerika'daki zenginlik ortak bir amaç uğruna insanların kamusal fedakarlıkları sayesinde değil, kendi kişisel amaçları ve servetlerini kazanma doğrultusunda hareket eden özgür insanların üretken dehası sayesinde kazanılmıştır.

 Birey haklarını ihlal etmek demek, onu kendi yargısının aksi yönde davranmaya zorlamak veya onun değerlerini kamulaştırmak demektir. Esas olarak bunu yapmanın yalnız bir yolu vardır: Fiziksel zor kullanımı. İnsan haklarının iki olası ihlalcisi vardır; suçlular ve siyasi yönetim

  Kapitalizm, mülkiyet hakkı dahil, bütün birey haklarını tanıyan, bütün mülkiyetin özel bireylerce sahiplenildiği bir sosyal sistemdir.

  Kapitalizmin dış politikasının özü serbest ticarettir; yani ticarette konulan duvarların, korumacı gümrüklerin ve özel imtiyazların kaldırılmasıdır; dünya ticaretinin, birbirleriyle doğrudan ilişkide bulunan bütün ülkelerin vatandaşları arasında, serbest uluslararası değişim ve rekabete doğru yolların açılmasıdır.

  Sosyal yaşamda kazanılan iki büyük değer vardır: Bilgi ve ticaret.

Özgür toplumu savunmak isteyen bir kimse, özgür toplumun vazgeçilmez temelinin birey hakları ilkesi olduğunu bilmelidir. Birey haklarını muhafaza etmek isteyen bir kimse, kapitalizmin birey haklarını karşılayabilecek ve koruyabilecek tek sistem olduğunu anlamalıdır.

Hak ettiğiniz dünyayı elde edebilirsiniz; o dünya mevcuttur, gerçektir, mümkündür: O dünya sizindir. Fakat onu elde etmek için kendinizi tamamen adamanız, geçmiş dünyanızla, o dünyanın ‘insan başkalarının hatırı için yaşaması gereken kurbanlık hayvandır’ diyen temel doktrini ile bütün bağlarınızı koparmanız gereklidir. Kendi kişiliğinizin kıymeti uğruna mücadele edin. Kendi gururunuz uğruna mücadele edin. İnsan tabiatının özü olan hükümran ve rasyonel zihniniz uğruna mücadele edin. Ahlakınızın yaşamanın ahlakı olduğuna, mücadelenizin, yeryüzünde var olmuş her başarının, her kıymetin, her yüceliğin, her güzelliğin, her iyiliğin mücadelesi olduğunu bilmenin verdiği mutlak güven ve dürüstlükle mücadele edin.

 Onların gerçeklere, fikirlere, yapılan ve yapılacak işe kaygısı yok. Onların tüm ilgisi insanlara dönük. "Bu doğru mu?" diye sormuyorlar. Yargılamak için değil, tekrarlamak için. Yapmak için değil, yapıyormuş izlenimi vermek için. Yaratmak değil, göstermek. Yetenek değil, dostluk. Nitelik değil, fors.

Benim felsefem, özünde, hayattaki ahlaki amacı kendi mutluluğunu olan, varlığının yegane amacı ve en yüce eseri olarak yaratıcı üretkenliğini gören kahramansı bir varlık, bir insan konseptidir.

 İnsan önce Tanrı'nın tutsağıydı. Zincirlerini kırdı. Sonra kralların tutsağı oldu. Yine zincirlerini kırdı. Artık hiç kimsenin tutsağı olmamalı.

Paranın tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu söylüyorsunuz. Pek hiç tüm bu paranın kaynağının ne olduğunu sordunuz mu? (Atlas Shrugged Romanından)

Para bir araçtır. Sizi istediği yere götürür ama hiçbir zaman sürücü koltuğuna oturtmaz.
    (Atlas Shrugged Romanından)

    Eğer normal olsaydı, yaygın olurdu.

Bertrand Russell " Kuyruklu Yıldızlar Üzerine "

Eğer bir kuyruklu yıldız olsaydım, çağımız insanlani dejenere olmuş bir soy sayardım. Eski zamanlarda, kuyrukluyıldızlara her yerde derin bir saygı duyulurdu. Kuyruklu yıldızlardan biri Sezar’ın öleceğini önceden göstermiş; bir başkası ise İmparator Vespasian’ın ölümünün yaklaştığına işaret sayılmıştı. Aklı başında bir adam olan İmparator, kendisi dazlak, buna karşılık yıldız saçlı olduğuna göre onun başka bir anlam taşıyor olması gerektiği tezini savunmuş, ama bu son derece mantıksal görüşü paylaşan pek çıkmamıştı. Saygıdeğer Bede, kuyrukluyıldızların «krallıklarda devrimler çıkacağına, vebaya, savaşa, rüzgâra ya da sıcağa alâmet » olduğunu söylemişti. John Knox kuyrukluyıldızlara tanrısal öfkenin kanıtlan gözüyle bakar, başka İskoç Protestanlan ise bunlann, «Katoliklerin kökünü kazıtması için Krala bir ihtar» olduğunu düşünürlerdi.

Kuyrukluyıldızlar yönünden Amerika, özellikle de New England haklı olarak ilgi çekici bir yerdir. 1652 yılında, tam ünlü Mr. Cotton’un hastalandığı sırada bir kuyrukluyıldız görülmüş ve o ölünce kaybolmuştu. Aradan on yıl bile geçmeden, Boston şehrinin günahkâr halkına, «şehvetperestlikten ve sarhoşluk yoluyla, yeni moda elbiseler giymek yoluyla Tannnın salih mahlûkatına karşı küfürde bulunmaktan,» vazgeçmelerini ihtar için, bir kuyrukluyıldız göründü. Seçkin ilâhiyatçı Increase Mather, kuyrukluyıldızlarla güneş tutulmalarını, Harvard Üniversitesi Rektörlerinin ve Koloni Valilerdim öleceklerine işaret sayar ve cemaatine, «yıldızlan alıp, onlann yerine kuyrukluyıldızları göndermemesi için,» Tanrıya dua etmelerini söylerdi. Kuyruklu yıldızların da aklı başında gezegenler gibi güneşin çevresinde hiç değilse düzgün bir elips çizdiklerinin Halley tarafından keşfedilmesi ve Newton’un, kuyrukluyıldızların da yerçekimi yasasına boyun eğdiklerini kanıtlaması üzerine bütün bu kör inançlar yavaş yavaş defedildi. Nispeten eski usul öğretime bağlı kalan üniversitelerde, bir süre Profesörlerin bu buluşlardan söz etmelerine izin verilmedi, ama sonunda gerçek saklanamadı.

Günümüzde, ister yukarı sınıftan, ister aşağı sınıftan, ister öğrenim görmüş, ister görmemiş herkesin tasa içinde kuyruklu yıldızları düşündüğü ve bir kuyruklu yıldız görününce dehşete düştüğü bir dünya düşünmek zordur. Çoğumuz hiç kuyruklu yıldız görmemi şizdir. Ben iki tane gördüm, ama umduğumun tersine hiç de etkileyici bir yanlan yoktu. Kuyruklu yıldızlar karşısındaki tutumumuzda meydana gelen bu değişikliğin nedeni sadece akılcılık değil, aynı zamanda yapay aydınlatmadır.

Modern bir şehrin sokaklarında geceleyin gökyüzü görünmez, ıssız bölgelerde ise geceleri, pınl pırıl farlarıyla yolu aydınlatan otomobillerde yolculuk ederiz. Gökyüzünü karaladığımız için, yıldızların, gezegenlerin, meteoritler ve kuyruklu yıldızların varlığından hâlâ haberdar olanlar sadece birkaç bilim adamıdır. Zamanımızın dünyası daha önceki herhangi bir çağdakine oranla çok daha fazla insan yapısı niteliği taşımaktadır. Bunda kazancımız olduğu kadar, kaybımız da vardır: İnsanoğlu egemenliğinin güvenliği içinde saçma, kibirli ve bir parça kaçık olmaktadır. Bununla birlikte bir kuyruklu yıldızın, 1662’de Boston’da gösterdiği törel yönden iyileştirici etkiyi şimdi gösterebileceğini sanmıyorum; şimdi kuyruklu yıldızlardan daha güçlü bir ilâç gerekiyor...

Aylaklığa Övgü