02 Nisan 2020

Peyami Safa - Bir Akşamdı


 
Bir Akşamdı, gençlik hülyalarının, tecrübe noksanlığının ve hepsinden önemlisi iyi bir aile terbiyesi alamayışın neticesi olarak bilinmeyen ama cazip görünen, zengin bir hayat yaşama hevesi ile kendini baştan aşağı değiştirmek isteyen Meliha'nın romanıdır. Akrabalarından Kamil adlı bir gencin Kafkas cephesinden dönüşünde İzmit'e uğramasıyla hayatı değişen Meliha hasta babasını ve muhitine bir türlü uyum sağlayamamış annesini arkasında bırakarak, Kamil ile birlikte bir gece gizlice İstanbul'a kaçarlar. Bir süre sonra da evlenirler. Ancak Meliha, kendisini hiç hesaba katmadığı, hatta hayal bile edemediği olayların ağında bulur. Tutkusunun bedelini, hemen bütün değerlerini kaybederek ağır bir şekilde öder. Şişli'nin meşhur çapkınlarından olan Kamil, Meliha ile evlendikten sonra eski alışkan­lıklarını terk etmediği gibi, eşini de sefahat âlemleriyle tanıştırır. Meliha, Kamil'in etrafındaki sayısız kadınla mücadele etmekle uğraşırken, kocasının savaştan önce evlendiği ve bir çocuk sahibi olduğu Fransız eşi de çıkıp gelir. Kadınlar arasında kalan ve çareyi devam etmekte olan İstiklâl mücadelesine katılmakta gören Kamil, bunalımlarını atlatabilmek için gittiği Anadolu'da kendini gerçek cehennemin ortasında bulur.
 
 

Émile Zola - Gerçek

Gerçek
19. yüzyılda Fransız toplumu 1789 Devrimi öncesinin toplumsal ve kültürel değerlerine doğru kısa süreli bir gerileme dönemi yaşadı. Yeni rejim Kilise'yi kutsamakta, toplumun dindarlaşması için elinden geleni yapmaktadır. Bu sürecin en olumsuz etkileri eğitim alanında görülür. Doğal bilimler, laisizm, kadın erkek eşitliği, eğitim kurumlarından başlayarak Fransız toplumunun hayatından çıkmaya başlar. Kilise insanların yaşam tarzını belirlemekte, din tacirleri "cennete giriş tahvilleri" satarak kazanç sağlamaktadır. Yahudi düşmanlığı, bu gelişmenin bir başka sonucudur.

Gerçek, bu ortamda mücadele eden, bilimi ve seküler ahlakı savunan bir grup öğretmenin aileleriyle birlikte verdikleri mücadelenin anıtsal öyküsüdür. Merkezinde bir çocuk cinayeti ve sanık olarak yargılanan bir Yahudi öğretmenin bulunduğu roman, aslında ünlü Dreyfus Davası'na yapılan bir gönderme niteliğini taşır. Gerçeklerin gizlenemeyeceğini, halktan saklanmak istenen her şeyin er yada geç açığa çıkacağını anlatan bu roman bir edebiyat şaheseridir.
 
*

Ağustos 1902-15 Şubat 1903 arasında Paris'te Aurore'da tefrika edilen Gerçek, Zola'nın Quatre Evangiles (Dört İncil) dizisinin üçüncü kitabı olan yapıt, doğrudan doğruya Dreyfus olayına bağlıdır; Simon-Dreyfus kahramanlarından Gorgias-Esterhazy kahramanlarına kadar bu olayın serbest uyarlamasıdır. Yapıttaki temel karşıtlık hiç kuşkusuz geleceğin güçleriyle karanlıkçılığın çatışmasıdır. Sürekli mücadeleye mahkûm cesur eğitimciler ya da kurbanlar, aynı zamanda kurnaz, entrikacı, güç ve paraya susamış açgözlü, sapık insanlar dikkat çeker. Kitabın en önemli özelliklerinden biri, kamuoyunun ve özellikle de eskiden itaatkâr ya da bağnaz, yobaz olan kadınların daha sonra aktif ve bilinçli insanlara dönüşümüdür. Dolayısıyla Zola bir mesaj vermiştir: Halka gerçeği göstermek gerekir. Gerçek, Zola'nın vasiyeti niteliğinde bir yapıttır çünkü bu dizinin dördüncü yapıtı olarak planladığı Adalet'i yazabilmeye yetmemiştir ömrü.. Gerçek, gerçek üstüne namuslu ve akıllıca bir araştırmanın insani ve edebi bir kanıtlamasıdır.
 


Kişisel Gelişim




Sevgi ve Dostluk
Kavgayı bir ağacın yaprağına yazmak isterdim, sonbahar gelsin yaprak kurusun diye. Öfkeyi bir bulutun üzerine yazmak isterdim, yağmur yağsın, Bulut yok olsun diye. Nefreti karların üzerine yazmak isterdim, güneş açsın karlar erisin diye. Ve Dostluk ile sevgiyi yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yazmak isterdim, onlarla Büyüsün, dünyayı sarsın diye...Rav Naftali Haleva




Altın Çağ
Mutlu bir altın çağ olduysa eskiden Niçin bir kez daha olmasın? Her şey dönüp dolaşıp Gelmiyor mu eski yerine? Düşündüğüm, öğütlediğim gibi benim Paylaşsaydı insanlar Yararları, mutluluğu ve ahlâkı Cennet olurdu dünya... Uyanık, temiz sevgiler gelirdi diyorum Azgın, kör sevgiler yerine Yalan dolan, bilgisizlik yerine Gerçek bilgi gelirdi Ve kardeşlik zorbalığın yerine...Tommaso Campanella







Sakin bir ev kendi yetiştirdiğimiz çiçekler, ilham verecek kitaplar, sevilmeye değer birkaç arkadaş, acı veya pişmanlık vermeyen masum eğlenceler, gerçeğe bağlılık, güven, ümit ve sevgi dolu bir yürek. Dünya'nın bütün zevklerinden daha değerlidir...J.H. Doodson





 




Farklar
Düşündüğünüz, Söylemek istediğiniz, Söylediğinizi sandığınız, Söylediğiniz, Karşınızdakinin duymak istediği, Duyduğu, Anlamak istediği, Anladığını sandığı, Anladığı ; arasında farklar vardır. Dolayısıyla,insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 ihtimal var...Sylviane Herpin


Gelincik
Seni tuale yaparken, Parlak kırmızıyla laciverti, Birbirine karıştırıyorum. Ey gelincik Söyle bana; Toprakta ne al, ne lacivert, Ne kırmızı, ne de sarı varken; Sen nasıl renklendiriyorsun, Çiçeğinin yapraklarını?...Nakagawa Kazumasa







Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez
Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şeyden anlamaz. Hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir. Oysa anlayan biri, hem sever hem fark eder hem de görür... Bir şeyde ne kadar çok bilgi varsa, O kadar büyük sevgi vardır... Bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri, üzümleri hiç tanımıyor demektir...Paracelsus





 

İtibar Karakter
İtibarı yaşadığın ortam belirler karakteri, inandığın doğrular... İtibar, sandığın şeydir; karakter ise olduğun... İtibar fotoğraftır; karakter ise yüz... İtibar dışardan gelir; karakter ise içten... İtibar, yeni bir topluluğa girdiğinde sahip olduğundur; karakter giderken elinde olan... İtibarın bir anda olur; karakterin, ömür boyunca... İtibarın bir saatte öğrenilir; karakterin bir yılda açığa çıkmaz... İtibar mantar gibi büyür; karakter sonsuza kadar sürer... İtibar zengin veya fakir yapar; karakterse mutlu ya da mutsuz... İtibar insanların mezar taşına kazıdıklarıdır; karakter meleklerin Tanrı huzurunda senin için söyledikleri...William Hersey Davis


En İyisi
Dağ tepesinde bir çam olamazsan, Vadide bir çalı ol. Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver. Bir misk çiçeği olmazsan bir saz ol. Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz. Dünyada hepimiz için bir şey var. Yapılacak büyük işler, küçük işler var. Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir. Cadde olamazsan patika ol. Güneş olamazsan yıldız ol. Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir. Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın... Douglas Malloch