05 Kasım 2019

Bülent Ecevit - Bach Sonatı


ne ben sorayım seni
ne sen beni sor
soyunmuş seslerimiz tenden
boşlukta bir aşk örüyor

ses olmuş duygular
yaklaşır dalga dalga zamansız
kavuşsa da seslerimiz birbirine
biz kavuşamayız

ne kollarımız var saracak
ne öpecek dudaklar
ne görülecek yüzümüz var
ne görecek göz

biz aşk örüyoruz boşlukta
çizgiden soyut
zerreden öz

1953


Tel Örgüde Sarı Çiğdem - Gülten Akın



Dağlarda gördüm onları yollarda gördüm
Bir yokuşu çıkıyordu tilki oğlu tilki
Kediler bütün gün ağaçlarda
Nedir yelle ilintisi kaplumbağanın
Bomuzlar gerinip güne karşı
Gergedan inişte

Zındancıbaşılar zındancıbaşılar
Bağlamışlar tayları
Ceylanlar bukağıda

Bir bayırda apansız
Yollarımı kesen sarı çiğdem
Alsam koğuşlara götürsem
Götürsem götüremem
Ellerim telörgüde

Telörgüde boynu bükük
Bir saı bir küçük bir serin çiğdem
Canımın parçası öte geçede
Bedeninde yarı ışık yarı gölge
Beton avlulardan duvarlardan doğru
Gün vurur gözümün gözümün içine
Bir o beni görür bir ben onu görürüm
Alırım sesini sesini sesini
Düşürürüm ardıma
Bahar sellerinden geçiririm
Yolaksız dağlardan aşırırım

Zındancılarbaşı zındancılarbaşı
Gelimli gidimli dünya
İlle de ölümlü dünya
Senin gücün yetse yetse bana yeter
Suya çavmış güz güneşi

Ah demem çün bilirim
Ne gelir ardından gecelerin
Çözülür, çözülmez sandığın kördüğüm
Unufak olur bukağı

Ah demem
Ah demez canımın parçası
Toplu Şiirler

Gilles Deleuze "Başkalarının Düşlerinden Sakının"





“Yaratma Eylemi Nedir?” başlıklı konferansında söylediği şu cümleleriydi: “Başkası düşlediği an tehlike vardır. Düş korkunç bir güç istencidir. Her birimiz az ya da çok başkalarının düşlerinin kurbanıyız. Başkalarının düşlerinden sakının.” 


Ümit Yaşar Oğuzcan



Sadrazamın Kavuğu
Sadrazam efendimizin kavuğu
Halkın derdini dinler her sabah mâbeyinde
El pençe divân durup ağlaşırlar
Fukara Aliler
Dert küpü olmuş Veliler
Hasanlar, Hüseyinler…
On binler
Yirmi binler
Yüz binler…
Velhasıl mâbeyinde her sabah
Halk inler
Kavuk dinler.

 Oyun Havası
 Nice vurdumduymazlar, ne geniş yürekliler
 Fıkır da fıkır
 Fıkır da fıkır
 Enseleri kalınlar, yağlılar göbekliler
 Şakır da şakır
 Şakır da şakır
 İşleri bir çırpıda o milyon çalanların
 Tıkır da tıkır
 Tıkır da tıkır
 Adları, yaşadıkça namuslu kalanların
 Fakir de fakir
 Fakir de fakir
 Senelerdir çaldığı zillerin, düdüklerin
 Şıkır da şıkır
 Şıkır da şıkır
 Memlekette en büyük eksiği büyüklerin
 Fikir de fikir
 Fikir de fikir
 Her tarafta kaynayan bir fesat tenceresi
 Fokur da fokur
 Fokur da fokur!
 O beyinsiz başlarda memleket meselesi
 Takır da takır
 Takır da takır!
 Yüzleri alışıktır yine yağmur sanırlar
 Tükür de tükür, tükür de tükür!
 Diyorlar ki üzülme beterin beteri var
 Şükür de şükür
 Şükür de şükür

Hesap Dersi
Milyonlar hanesinde istifçiler, vurguncular
Yüz binler hanesinde sahtekârlar, yalancılar
On binler hanesinde yağcılar sabuncular
Binler hanesinde hancılar, hamamcılar
Yüzler hanesinde semerciler palancılar
Onlar hanesinde köylümüz efendimiz
Birler hanesinde biz

 Bizde Neler Var
 Ne sihir, ne keramet, budur marifet deyip
Sandıktan çıkıveren hokkabazlar bizdedir.
Kendisi afiyetle, üç öğün salkım yeyip
Âleme telkin veren bînamazlar bizdedir. 

Bir sofra olmuş vatan, önüne gelen yiyor,
Sonu nereye varacak, bunu kimse bilmiyor,
Herkes birbirine afiyet olsun diyor.
İnce yağlar, pohpohlar, bol piyazlar bizdedir.