Sadrazamın Kavuğu
Sadrazam efendimizin kavuğu
Halkın derdini dinler her sabah mâbeyinde
El pençe divân durup ağlaşırlar
Fukara Aliler
Dert küpü olmuş Veliler
Hasanlar, Hüseyinler…
On binler
Yirmi binler
Yüz binler…
Velhasıl mâbeyinde her sabah
Halk inler
Kavuk dinler.
Oyun Havası
Nice vurdumduymazlar, ne geniş yürekliler
Fıkır da fıkır
Fıkır da fıkır
Enseleri kalınlar, yağlılar göbekliler
Şakır da şakır
Şakır da şakır
İşleri bir çırpıda o milyon çalanların
Tıkır da tıkır
Tıkır da tıkır
Adları, yaşadıkça namuslu kalanların
Fakir de fakir
Fakir de fakir
Senelerdir çaldığı zillerin, düdüklerin
Şıkır da şıkır
Şıkır da şıkır
Memlekette en büyük eksiği büyüklerin
Fikir de fikir
Fikir de fikir
Her tarafta kaynayan bir fesat tenceresi
Fokur da fokur
Fokur da fokur!
O beyinsiz başlarda memleket meselesi
Takır da takır
Takır da takır!
Yüzleri alışıktır yine yağmur sanırlar
Tükür de tükür, tükür de tükür!
Diyorlar ki üzülme beterin beteri var
Şükür de şükür
Şükür de şükür
Hesap Dersi
Milyonlar hanesinde istifçiler, vurguncular
Yüz binler hanesinde sahtekârlar, yalancılar
On binler hanesinde yağcılar sabuncular
Binler hanesinde hancılar, hamamcılar
Yüzler hanesinde semerciler palancılar
Onlar hanesinde köylümüz efendimiz
Birler hanesinde biz
Bizde Neler Var
Ne sihir, ne keramet, budur marifet deyip
Sandıktan çıkıveren hokkabazlar bizdedir.
Kendisi afiyetle, üç öğün salkım yeyip
Âleme telkin veren bînamazlar bizdedir.
Bir sofra olmuş vatan, önüne gelen yiyor,
Sonu nereye varacak, bunu kimse bilmiyor,
Herkes birbirine afiyet olsun diyor.
İnce yağlar, pohpohlar, bol piyazlar bizdedir.