05 Kasım 2019

Ümit Yaşar Oğuzcan



Sadrazamın Kavuğu
Sadrazam efendimizin kavuğu
Halkın derdini dinler her sabah mâbeyinde
El pençe divân durup ağlaşırlar
Fukara Aliler
Dert küpü olmuş Veliler
Hasanlar, Hüseyinler…
On binler
Yirmi binler
Yüz binler…
Velhasıl mâbeyinde her sabah
Halk inler
Kavuk dinler.

 Oyun Havası
 Nice vurdumduymazlar, ne geniş yürekliler
 Fıkır da fıkır
 Fıkır da fıkır
 Enseleri kalınlar, yağlılar göbekliler
 Şakır da şakır
 Şakır da şakır
 İşleri bir çırpıda o milyon çalanların
 Tıkır da tıkır
 Tıkır da tıkır
 Adları, yaşadıkça namuslu kalanların
 Fakir de fakir
 Fakir de fakir
 Senelerdir çaldığı zillerin, düdüklerin
 Şıkır da şıkır
 Şıkır da şıkır
 Memlekette en büyük eksiği büyüklerin
 Fikir de fikir
 Fikir de fikir
 Her tarafta kaynayan bir fesat tenceresi
 Fokur da fokur
 Fokur da fokur!
 O beyinsiz başlarda memleket meselesi
 Takır da takır
 Takır da takır!
 Yüzleri alışıktır yine yağmur sanırlar
 Tükür de tükür, tükür de tükür!
 Diyorlar ki üzülme beterin beteri var
 Şükür de şükür
 Şükür de şükür

Hesap Dersi
Milyonlar hanesinde istifçiler, vurguncular
Yüz binler hanesinde sahtekârlar, yalancılar
On binler hanesinde yağcılar sabuncular
Binler hanesinde hancılar, hamamcılar
Yüzler hanesinde semerciler palancılar
Onlar hanesinde köylümüz efendimiz
Birler hanesinde biz

 Bizde Neler Var
 Ne sihir, ne keramet, budur marifet deyip
Sandıktan çıkıveren hokkabazlar bizdedir.
Kendisi afiyetle, üç öğün salkım yeyip
Âleme telkin veren bînamazlar bizdedir. 

Bir sofra olmuş vatan, önüne gelen yiyor,
Sonu nereye varacak, bunu kimse bilmiyor,
Herkes birbirine afiyet olsun diyor.
İnce yağlar, pohpohlar, bol piyazlar bizdedir.