“Hayat bir olma sürecidir, içinden geçmemiz gereken süreçlerin bir kombinasyonudur. İnsanların burada başarısız oldukları nokta; bir durum, kendilerine bir hal seçip orada kalmak istemeleridir. bu bir nevi ölümdür.”
Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ağaç
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiir ve nesirlerinde ağaçların özel bir yeri vardır. Tanpınar’ın eserlerinde çiçek ve ağaçlar çoğu zaman hayatın devam ettiğini haber verir ve insanoğlunu karamsarlıktan, ölüm fikrinden uzaklaştırır. Bu anlayışın bir sonucu olarak “Manavkadı Camii’nin yıkık duvarları arasında tek başına fırlamış bir erguvan ağacını her bahar bir kerecik olsun ziyaretine gider”. Bu erguvan ağacı Tanpınar için “ezelî ve ebedî arzunun, daima yenileşen hayat aşkının bir timsalidir.”
Çınar ağacıyla ilgili yazdıkları da insan-tabiat ilişkisinin derinliğini vurgular:
“Ben bu çınarda, milyonlarca yaprağın arasında bir yaprağım. Mesele benim devamım değil, bu çınarın devamıdır. O devam ettikçe ben devam etmiş olacağım. Sonsuz zaman içinde onun vakarlı gövdesinin yükseldiğini bilmek benim için yetişir. Milyonlarca kuş her akşam onda toplanacak, her sabah şafakla oradan geniş mekânı fethe uçacak.Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiir ve nesirlerinde ağaçların özel bir yeri vardır. Tanpınar’ın eserlerinde çiçek ve ağaçlar çoğu zaman hayatın devam ettiğini haber verir ve insanoğlunu karamsarlıktan, ölüm fikrinden uzaklaştırır. Bu anlayışın bir sonucu olarak “Manavkadı Camii’nin yıkık duvarları arasında tek başına fırlamış bir erguvan ağacını her bahar bir kerecik olsun ziyaretine gider”. Bu erguvan ağacı Tanpınar için “ezelî ve ebedî arzunun, daima yenileşen hayat aşkının bir timsalidir.” Çınar ağacıyla ilgili yazdıkları da insan-tabiat ilişkisinin derinliğini vurgular: Mevsimler değişecek, devirler geçecek; fakat o daima kendisi kalacak. Başı muzaffer aydınlıkta yüzecek; kökü karışık ağlarıyla toprağın derinliklerini yoklayacak. Fırtına, yıldırım, her şey onu deneyecek; fakat o daima zamanın ve mekânın hâkimi kalacak... (Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşadığım Gibi).
*
Dergi ve gazetelerde dağınık olarak duran bu
yazılar bir kere okunduktan sonra unutulmuşlardı. Kimse onları bir arada
toplu olarak görmemişti, yazarın kendisi bile. Şimdi okumak zevki olan
herkes, Türkçe’nin bu güzel yazılarını okuma saadetine kavuşacak.
Bir araya gelen bu yazılar, Tanpınar’ın alâka ve düşünce sahasını, ana fikirlerini daha açık bir şekilde gösteriyor.
Ahmet
Hamdi Tanpınar’ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından
derlenen Yaşadığım Gibi yazarın, şair, hikâyeci, roman ve edebiyat
tarihçisi olarak milli kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini
yansıtmaktadır.
Yokuşbaşına geldiğinde Bodrum'u göreceksin, sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin.
Senden öncekiler de böyleydiler, akıllarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler…"
Turgut Uyar’ın Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü alan kitabı “Kayayı Delen İncir”
Yapı Kredi Yayınları, toplu şiirler ve öyküler ciltlerinde öne çıkan kitapların ayrı basımlarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Turgut Uyar’ın şiir kitabı “Kayayı Delen İncir” yeniden bağımsız biçimde okuruna ulaşıyor. Kitap, 1982 yılında çıkmış şiir kitapları arasından seçilerek Necatigil Şiir Ödülü’ne değer görülmüştü.
“Kayayı Delen İncir”, 12 Eylül öncesi ve sonrası öne çıkan sorunlar ve duyarlıklar gereği, şairin önceki hiçbir kitabında rastlanmayacak ölçüde “yüklü” bir toplumsal içeriğe sahiptir. Ancak dönemin şairlerinden farklı olarak Turgut Uyar bunu şiir dilinden, estetik yaklaşımından ödün vermeden, yani şiirini slogan söyleyişe alet etmeden gerçekleştirmiştir. Birey olarak yine yalnızdır, çıkışsızdır ama bireysel kurtuluşu toplumsal kurtuluşta gören bir bilince her zaman sahiptir.
Uyar’ın bütün şiirlerini kapsayan Büyük Saat kitabı içinde yer alan “Kayayı Delen İncir” herhangi bir değişiklik olmadan yayına hazırlandı. Ayrıca, şairin kitap dosyasını hazırlarken yaptığı karton kapak bu baskının kapak görseli oldu.
“şimdi nedir ilk bakışta yitirilen