09 Ocak 2021

Güz Bitigi - Cemal Süreya


16 Dize

Doru at doğru at,

Küfür diyorum bir saldırmama eylemidir.

İnsan süsüdür günah.

Gömmeden önce biraz gezdirin beni.

Zincir gibi öten ağaçkuşları.

Çayım kurudu kahvem taşsökülür.

Yeşil saçlı bataklık kızı.

Yazgının bir günlüğüne güncelleşmesi.

Gözlerinde İbni Sina bozukluğu.

Sazan pullarıyla örmüş kapısını.

Kaç kuruşa elden çıkarmış Alaska'sını?

Her şey kış buğdayı içinde öğütüldü.

Türler esridi kimse yok mu orada?

Renkleri tek tek alırsan hepsi tarikat.

Benim küçük kızçocuğu tanrım!

Mitos, yitme n'olur!

Halide Edib Adıvar - Mor Salkımlı Ev

  İçimde, mor salkımlı bir ev var, Beşiktaş taraflarında idi. Çocukluğum, o evde geçti, gittim, aradım, bulamadım, yanmış...Onu yazacağım.

Mor Salkımlı Ev, Halide Edib Adıvar'ın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar anılarını anlattığı kitabıdır. 1955 yılında Yeni İstanbul Gazetesi'nde tefrika edilmiş, 1963 yılında, yazarın ölümünden hemen önce kitap olarak yayımlanmıştır.

Yazarın aynı dönemi kapsayan anıları daha önce İngilizce olarak yayımlanmıştır (Memoirs of Halide Edip, Londra, 1926). Biri İngilizce, diğeri Türkçe olan iki kitap, öz itibarıyla aynı olmakla birlikte Türkçe kitap, İngilizce'nin çevirisi değildir. Yazar bunu, Türk'ün Ateşle İmtihanı adlı kitabının önsözünde belirtmiştir.

Mor Salkımlı Ev, yazarın iki anı kitabından ilkidir. İkinci kitap, hayatının farklı bir döneminde kaleme aldığı ve 1918-1923 yıllarındaki anılarını içeren Türk'ün Ateşle İmtihanı'dır.

Can Yayınları'nda 2007 yılında gerçekleşen basım, Mehmet Kalpaklı, Gülbin Türkgeldi tarafından yayıma hazırlanmıştır, 1963 baskısını esas alır. İngilizce hatıratta yer alan Epilog bölümünün çevirisi ile Selim İleri'nin kaleme aldığı sönsözü de içerir.

Yazar, eserin birinci bölümünde anılarını üçüncü tekil kişi anlatımı ile kaleme almış, daha şuurlu hatırladığı anılarını anlatmaya başladığı ikinci kısımdan itibaren birinci tekil şahıslı anlatıma geçmiştir.

Halide Edib 1920 
 
Halide Edib Uçağın Önünde

  Halide Edib ve Adnan Adıvar

  Halide Edib ve Babası Üsküdar'da bahçelerinde

 

Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası - Arkadaş Z. Özger


charles chaplin bir savaşta yitirdim sakalımı
çıkmazlığın grev sesi umutlarımı vururken
yendirdim bıyıklarımı papağan kuşkulara
biraz elma şekeriyle kazıdım sakalımı
lohusa şerbetiyle kazıdım sakalımı
yanaklarım paprika lahmacun ister misiniz
al işte sana böyle yüze böyle güz
demeyin deseniz de sakal yok ya ucunda
bu güz vermedi tarla seneye bıyık kerim
ben ettim siz etmeyin sakal veririm size
iğne iplik elimde bıyık dikerim size
yanaklarım taşlıtarla kurabiye yer misiniz

Sayın bayan dursanıza gözünüze kuş kaçmış
bu bıyık hiç gitmemiş sesinizin rengine
sakalınız uzamış inmiş ta belinize
at kuyruğu yapınız ya da örgüleyiniz
kedinizin bıyığını usturayla kesiniz
yanaklarım bileytaşı ispirto sever misiniz
yoksul ve utangaç bir müşteriyim ben
sizde güneş bulunur mu biraz/kaktüs alıcam
saksılarım yeşersin üç beş bulut verin de
çok üşüdü güneşten şizofreni olucak
çabuk olun lütfen dikenleri solucak
yanaklarım gobi çölü soğuk su içer misiniz
yüzüm eski bir artist yaşlandıkça shirley temple
elimde bir baş soğan bir baş sarımsak
ah ne kadar şakacısınız hiç hamlet oynamadınızmı
olmak ya da olmamak bütün sorun bu
yanaklarım yul bryner şimşir tarak istermisiniz

Simone de Beauvoir


Canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim hiç, hayat benden daha yaratıcı.
 
  Kendimi, bana hiçbir şey kazandırmayan insanlar için harcamaktan iğreniyorum.
 
 

İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog - Galileo Galilei

 
 
Üzerinde on altı yıl çalıştığı İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog nedeniyle engizisyonda yargılandı, ev hapsine mahkûm edildi. Mahkûmiyeti sırasında ikinci başyapıtı İki Yeni Bilim Üzerine Diyalog'u tamamladı. Her iki yapıt da kısa sürede pek çok dile çevrildi ve modern bilimin başlangıcı olarak tarihe geçti. Diyaloglar ne yalnızca astronomi ne de fizik kitabıdır. Otoriteyi temsil eden Aristoteles düşüncesiyle sıkı bir polemik yürütürken, aynı zamanda gözlemsel, deneysel, kuramsal birikimiyle Galileo, "doğanın yazıldığı dili" yeniden keşfederek, matematiği temel alan kendi yeni fiziğini kurar. Galileo'nun hakim sınıfa değil, sıradan okura sunduğu diyaloglar anlaşılması kaygısıyla Latince yerine İtalyanca kaleme alınmıştır. 
 
 
 
 

"İstediğimize inanmakta özgürüz " Stephen Hawking

"Eğer insanlık galaksi içindeki tek akıllı yaşam formuysa hayatta kalmayı güvence altına almalıyız" diyen Hawking, “Uzun vadede insan türünün geleceği uzaydadır”  görüşünü  ortaya attı. Hawking nükleer savaş, genetik olarak tasarlanmış virüsler, küresel ısınma gibi tehlikelerin yeteri kadar ciddiye alınmamasından yakınıyordu.

"Tanrı var olabilir ama bilim, evreni bir yaratıcının varlığına ihtiyaç duymadan açıklayabiliyor" görüşü Hawking'in bu konudaki en bilinen sözüydü.

Evrenin bilimin kanunları tarafından yönetildiğine inanan Hawking, "Otoriteyle yönetilen din ile gözlem ve akıl ile yönetilen bilim arasında esaslı bir ayırım vardır. Bilim kazanacaktır, çünkü işe yarıyor" demişti. "İstediğimize inanmakta özgürüz" diyen Hawking, muhtemelen ölümden sonra bir yaşamın olmadığını, elimizdeki tek yaşamın bu olduğunu ve bunun için minnetter olduğunu anlatmıştı.

Ünlü fizikçi, yapay zeka çalışmalarının önemini anlatmakla beraber yapay zekanın gelişimine temkinli yaklaştı. Yapay zekanın insan zekasını geçebilecek bir düzeye gelmesinden endişe ettiğini belirten Hawking, bunun insanlığın sonunu getirebileceğini söylemişti.

Hawking'e göre yapay zeka kendisini geliştirmeyi sürdürebilir, hatta kendisini yeniden biçimlendirebilir, ancak son derece yavaş bir biyolojik evrimle sınırlı olan insanlar, bu tür bir güçle yarışamaz. Yapay zekanın çok güçlü otonom silahlar veya baskı kurmada yeni yöntemler geliştirme olasılığını Hawking'in altını çizdiği başlıca tehlikeler.


Albert Einstein'dan sonra dünyanın en önemli fizikçisi olarak görülen  Stephen  Hawking,  Oxford'ta fizik, Cambridge'de evrenbilimi eğitimi aldı. Kuantum fiziği ve kara delikler ile ilgili araştırmalar yapan Hawking, 21 yaşında sinir sistemini felç eden ALS hastalığında yakalandı. 75 yaşındaki Hawking, hayatını tekerlekli sandalyeye bağlı olarak geçiriyor ve kendisi için hazırlanan özel bir bilgisayar ile iletişim kurabiliyordu. Cambridge Üniversitesi'ne 1962'de giren Stephen Hawking, "Genişleyen Evrenlerin Özellikleri" başlıklı doktora tezini 1966'da 24 yaşındayken yazmıştı. Ekim 2017'de internet ortamında kamuya açılan Hawking'in doktora tezi milyonlarca kişiye ulaştı. Hawking, çalışmalarının ışığında bazıları çok popüler olan çok sayıda kitaba imza attı. 1988'de yayımlanan "Zamanın Kısa Tarihi" en çok bilinen eseri oldu. 40'tan fazla dile çevrildi, yaklaşık 10 milyon sattı. Evrenin geçmişini ve gelecekti evreni anlattığı kitabında Hawking uzay bilimi, zaman, Büyük Patlama, kara delikler, ışık konikleri gibi kavramları okurlara basit bir şekilde açıklamaya çalışmıştı.

 Stephen Hawking ölmeden önce bu uyarıları yapmıştı Bilimsel çalışmalarının yanı sıra bilimi herkesin anlayacağı bir dille de anlatması Stephen Hawking'i dünya çapında tanınır bir isim haline getirdi. İşte beş soruda Stephen Hawking...(Kaynak: DW Türkçe) 

Halil Cibran - Ermiş "İyiye ve Kötüye Dair "

Kentin yaşlılarından biri, bize İyiden ve Kötüden Söz Et, dedi. O da yanıtladı: 
İçinizdeki iyiden söz edebilirim, ama kötüden söz edemem. 
Çünkü kötü, kendi açlığının ve susuzluğunun ıstırabıyla kıvranan iyiden başka nedir ki? Gerçekte iyi acıktığında en karanlık mağaralarda bile yiyecek arar, susadığında ise bataklıktan bile su içer. 
Kendinizle özdeş olduğunuz zaman iyisinizdir. 
Ama kendinizle özdeş olmadığınız zaman kötüsünüz anlamına gelmez bu. Çünkü bölünmüş bir ev haydut ini değildir, sadece bölünmüş bir evdir. 
Dümensiz bir gemi tehlikelerle dolu adalar arasında başıboş seyretse de batmayabilir. 
Kendinizden vermeye çaba gösterdiğinizde iyisinizdir. 
Ama kendinize çıkar sağlamaya çalıştığınızda kötü olmazsınız. 
Çünkü çıkar sağlamaya çabalarken toprağa yapışıp memesini emen bir kökten başka bir şey değilsiniz. Kuşkusuz meyve köke, “Benim gibi olgun, dolgun ve her daim bereketli ol” diyemez. 
Çünkü meyve için vermek nasıl ihtiyaçsa, kök için de almak ihtiyaçtır. 
Ne dediğinizi bilerek konuştuğunuzda iyisinizdir. 
Ama uyurken diliniz amaçsızca debelendiğinde de kötü olmazsınız. 
Kekelemek bile güçlendirebilir zayıf dili. 
Amacınıza doğru sağlam ve cesur adımlarla yürürken iyisinizdir. 
Ama bu yolda topalladınız diye kötü olmazsınız. 
Topallayanlar bile geriye doğru gitmezler. 
Fakat siz güçlü ve tez adımlı olanlar, merhametli olacağız diye topallamayın topalların önünde. Pek çok bakımdan iyisiniz ve iyi olmadığınız zaman kötü değil, sadece aylak ve miskinsinizdir. 
Ne yazık ki geyikler öğretemiyor kaplumbağalara tez canlılığı. 
Dev özünüze duyduğunuz özlemde yatar iyiliğiniz: Hem hepinizin içindedir bu özlem. 
Fakat kimilerinizde, yamaçların gizlerini ve ormanın şarkılarını sürükleyerek var gücüyle denize koşan bir seldir. Diğerlerinizde ise, köşelerde ve dönemeçlerde kendini yitiren ve kıyıya varmakta oyalanan durgun bir akarsu. Fakat çok özleyen, az özleyene “Neden ağırdan alıyor, duraklıyorsun?” demesin. 
Çünkü gerçekten iyi olanlar çıplak olana “Giysin nerede?”, evsiz olana “Evine ne oldu?” diye sormaz.