Menemen şehitleri için yaptırılan anıta, “İnandılar, dövüştüler, öldüler” yazıldı.
23 Aralık 2019
Mustafa Kemak Atatürk “Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise”
Menemen şehitleri için yaptırılan anıta, “İnandılar, dövüştüler, öldüler” yazıldı.
Zenaat - Aziz Nesin
John Steinbeck - İnci
Meksikalı inci avcısı Kino dünyanın en büyük incisini bulduğunda, yoksulluk içinde geçen hayatının nihayet bir son bulacağına inanır. Sonunda karısı Juana ile kilisede nikâh töreni yapabilecek, oğulları Coyotito’yu okula yollayabilecektir.
‘ “Artık varsıl bir adam olduğuna göre ne yapmayı planlıyorsun?”
Kino incisine baktı. Juana kirpiklerini indirdi, atkısıyla yüzünü örttü, coşkusu anlaşılsın istemiyordu. İnciye bakan Kino’nun belleğinde bir çok resim canlandı, geçmişte düşlediği ama gerçekleşmesi olanaksız bir sürü resim…” Zenginlik hayalleri öylesine Kino’nun gözünü almıştı ki kendilerinin artık özgür olacaklarını düşünmeye başlamıştı.“Oğlum okuyacak, kitapları olacak. Sonra yazacak, yazmayı öğrenecek. Sayıları, hesap yapmayı… Ve bütün bunlar bizi özgür kılacak, çünkü o öğrenecek, biz de ondan öğreneceğiz.”
İnci öylesine kör eden bir parlaklığa sahipti ki, tüm kötülükleri aydınlatıp yeni umutlar yeşertiyordu. Hâlbuki bu göz alıcı sahte parlaklık, karanlıkların doğmasına sebep olacak, özgürleşmek için çırpınan bu fakir adamın yüreğini önce inatçı bir hırs sonra da yerini yakıp kavuran, güzel olan her şeyi yok eden bir mutsuzluğa bırakacaktı. İnci’nin kötülük getireceğini sezen karısı Juana, Kino’ya bu inciyi yok etmelerinin daha iyi olacağını söylediğinde Kino:
‘ “Yo” dedi. “Savaşacağım, yeneceğim! O inci bizim tek şansımız. Almaya çalışıyorlar.” Yumruğunu döşeğe indirdi. “Ama kimseye bırakmayacağım onu” dedi’
Zamanla Kino’nun kendisi de bu incinin felaket kaynağı olacağını anladı ancak fakirliği öylesine kendisini güçsüz kılmıştı ki, hayallerinin parlaklığına yenildi Kino.
‘ “Satınca ilk işim tüfek almak olacak” dedi ve parlayan yüzeyde tüfek görmeye çalıştı, ancak yerde boylu boyunca uzanmış karanlık bir gövde gördü, Boğazından koyu kan sızıyordu. Hemen ekledi:
“Önce büyük bir kilisede evleneceğiz.” İncide Juana’nın yumruklanmış yüzünü, karanlıkta sürünerek eve gelişini gördü.
“Oğlumuz okuma yazma öğrenecek” dedi kendinden geçerek. Bu kez oğlu Coyotito’nun ilaçtan şişmiş ve kızarmış yüzünü gördü. Kino inciyi yeniden gömleğinin cebine yerleştirdi. Şimdi inci şarkısı uğursuzca çınlıyordu kulaklarında ve kötülük şarkısıyla karışıyordu, sanki iç içeydi.” ‘
Samuel Beckett’in faşizme karşı mücadelesi
Mehmet Akif Ersoy
Şeyh Bedreddin Yahut Tarihsel Bir Kimliğin Yeniden İnşası
Sonuç olarak Şeyh Bedreddin’i konu edinen bu romanlarda yazarların ideolojik tercihlerinin belirleyici olduğunu söylemek gerekir. Resmî Osmanlı tarihinin devlete baş kaldırmış, sapkın fikirleri olan bir imgeye dönüştürdüğü Şeyh Bedreddin, bu romanlarda farklı farklı imgelere dönüştürülerek verilmiştir...dergipark.org.tr
Jean Genet - Cenaze Merasimi
İnsanlar tıpkı aşkta olduğu gibi savaşta da politikanın, idealizmin ve etiğin sınırları aşar; yani aşkta ve savaşta her şey mubahtır. İşte Cenaze Merasimi her şeyin en uç noktalarda yaşandığı o günlerde, insanlar, onları ölüme gönderen hükümetler ve savaş alanlarında çözüme bağlanmaya çalışılan kişisel çatışmalar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları anlatan fantastik ama bir o kadar da ciddi bir roman.
Bu romanda anlatıcı olarak Jean Genet'nin kendisi var; Alman işgaline direnirken sokak savaşında ölen aşığı Jean var; aşığının Alman işbirlikçisi, Hitler'in de aşığı olan erkek kardeşi var; bir Alman subayını evinde saklayan, şahsında Genet'nin orta sınıfı yerden yere vurduğu Jean'ın annesi var. Bu kitapta tüm güzelliği ve çirkinliği, tüm çıplaklığı ve şiddetiyle aşk var, ihanet var.
"Bir halkın utandığı suçlar onun gerçek tarihini oluşturur. Aynı şey insan için de geçerlidir" diyen Jean Genet, ölüm ve belirsizlik karşısında her zaman iyi bir sığınak olmuş mizahı da bolca kullanarak, savaşta ve aşkta insana neler olduğunu anlatıyor.
Düş - Paul Eluard