"Kesin inançlı" kendi siyasi, dini, felsefi inancının "mutlak gerçek" olduğuna, bunu başkalarına zorla uygulamak gerektiğine bağnazca inanır. Hiç şüphesi, hatta merakı bile yoktur. Bu yüzden, okumuşlarında bile "cehalet havası sezilir."
Bu
kitapta, ister dini hareketler olsun, ister sosyal devrimler veya
milliyetçi hareketler olsun, bütün kitle hareketlerinde ortak olan bazı
özellikler incelenmiştir. Bu kitap, bütün kitle hareketlerinin
birbirinin aynı olduğunu iddia etmemektedir, fakat bazı temel
karakteristikler kitle hareketlerinde öylesine ortaktır ki, bu onların
aynı familya içinde görünmesine imkân vermektedir.
Bütün kitle hareketleri, taraftarlarında ölümü göze almak ve birlikte
eyleme geçmek duygusu yaratır: ortaya koydukları program ve telkin
ettikleri öğreti ne olursa olsun, bütün kitle hareketleri aşırılığı,
gayreti, parlak umudan, nefreti ve hoşgörüsüzlüğü körükler: bütün kitle
hareketleri hayatın belirli bölünmelerinde güçlü bir faaliyet akışı
yaratmaya muktedirdir ve körü körüne bir inanç ve sadakat ister.
Öğreti ve ilham yönünden ne kadar farklı olurlarsa olsunlar, bütün kitle
hareketleri ilk taraftarlarını aynı tip insanlar arası ndan seçer ve
aynı düşünce tarzındaki insanlarla ilişki kurar.
Her ne kadar aşırı Hıristiyan, aşırı Müslüman, aşırı milliyetçi, aşırı
Komünist ve aşırı Nazi arasında belirgin farklar bulunmaktaysa da,
bunları harekete geçiren aşırılığını aynı kökten geldiği kabul
edilebilir. Bunların etki alanını genişletmeye ve dünya egemenliğini ele
geçirmeye doğru iten güç için de aynı şekilde düşünülebilir. Kendini
adamak, inanç sahibi olmak, iktidar peşinde koşmak, birleşmek ve
nefsinden feragat etmek gibi duyguların ortak noktaları vardır. Kutsal
amaçların ve öğretilerin içyapısında büyük farklar mevcut olmasına
rağmen, bunları etkili hale getiren etkenlerde büyük benzerlik vardır.
Hıristiyan öğretisinin etkisine ait nedenleri gören bir kişi aynı
zamanda komünist, Nazi ve milliyetçi öğretinin etkisine ait nedenleri de
görmektedir. İnsanların uğrunda öldükleri kutsal amaçlar birbirinden
çok farklı olsa bile, o insanlar esas itibarıyla aynı şey için
ölmektedirler.
Bu kitap temel olarak, kitle hareketlerinin aktif olan dönemiyle
ilgilenmektedir. Bu dönem, kesin inanç adamının (diğer bir deyimle,
hayatını kutsal saydığı bir amaç uğruna feda etmeye hazır olan kişinin)
yürüttüğü dönemdir ve bu kişinin nasıl doğduğu ve karakterinin ne olduğu
incelenmeye çalışılmıştır. Bunun için geçerli bir kuramdan
yararlanılmıştır. Bütün kitle hareketlerinin ilk taraftarları arasında
hayal kırıklığına uğramış kişilerin çoğunluğu oluşturması ve bunların
genellikle kendi gibi olanlarla birleşmesi gerçeğine dayanarak farz
edilmiştir:
1) Hayal kırıklığının bizzat kendisi, kışkırtıcı hiçbir dış etkiyi
gerektirmeksizin, kesin inanç adamının kendine özel karakteristiklerinin
çoğunu yaratmaya yeterlidir;
2) Etkili bir saptırma tekniği, temel itibarıyla, hayal kırıklığına
uğramış kişilerdeki kolayca eğilim gösterme ve uyma yeteneğini,
istenilen yönde eğitmek ve o yönde tespit etmekten ibarettir.
Bu varsayımların gerçekten geçerli olup olmadığını denemek için, hayal
kırıklığına uğramış kişiyi etkileyen kötü durumları, bu tepkilerin kesin
inanç adamının tepkilerine uygunluk derecesini ve nihayet, bu
tepkilerin bir kitle hareketinin doğuşu ve yayılışını ne şekilde
kolaylaştırdığını incelemek gerekmiştir. Ayrıca, saptırma tekniğinin
geliştirildiği ve fiilen uygulandığı çağımızdaki kitle hareketlerinin
geçtiği yolları incelemek ve bu suretle bu saptırıcı kitle
hareketlerinin taraftarlarını kasten hayal kırıldığına sevk ettiği ve
böylece onların eğilimlerini otomatikman kendi çıkarları yönünde
geliştirdiği görüşünün doğru olup olmadığını araştırmak
gerekmiştir.İçinde yaşadığımız bu günlerde, kesin inanç adamının
tepkilerine uygunluk derecesini ve nihayet, bu tepkilerin bir kitle
hareketinin doğuşu ve yayılışını ne şekilde kolaylaştırdığını incelemek
gerekmiştir. Ayrıca, başarılı saptırma tekniğinin geliştirildiği ve
fiilen uygulandığı çağımızdaki kitle hareketlerinin geçtiği yolları
incelemek ve bu suretle bu saptırıcı kitle hareketlerinin taraftarlarını
kasten hayal kırıklığına sevk ettiği ve böylece onların eğilimlerini
otomatikman kendi çıkarlan yönünde geliştirdiği görüşünün doğru olup
olmadığını araştırmak gerekmiştir.
İçinde yaşadığımız bu günlerde, kesin inanç adamının içgüdü ve tepkileri
hakkında bir bilgi sahibi olmak çoğumuz için gerekli bir durum
almıştır. Her ne kadar içinde yaşadığımız çağ, dinsiz bir çağsa da
inançsız olma yönünden durum tam tersinedir. Kesin inanç adamı her yerde
yürüyüşe geçmiştir ve gerek saptırma ve gerekse düşmanlığı tahrik etme
yoluyla dünyayı kendi hayaline uygun bir hale sokmaktadır. Bizler onun
tarafına geçecek de olsak, o nun karşısına çıkacak da olsak, kesin inanç
adamının bünyesini ve potansiyelini elimizden geldiği kadar tanımak
bizim yararımızadır.
İhtiyatlı olmak yönünden bir konuyu daha eklemek herhalde gereksiz sayılmamalıdır. Kitle hareketlerinin familya benzerliği nden söz ettiğimiz zaman, “familya” kelimesini, canlıların tasnifi anlamında kullandık. Domates ve köpek üzümü aynı familyadandırlar. Her ne kadar bunlardan biri besleyici, diğeri zehirliyse de her ikisinde de aynı olan birçok morfolojik, anatomik ve fizyolojik özelliklerdeki benzerlikleri, biyoloji bilgini olmayan bir kişi bile görebilir. Kitle hareketlerinin birçok ortak özelliği olduğu varsayımı, bütün kitle hareketlerinin aynı eşitlikte yararlı veya yıkıcı olduğu anlamına gelmez. Bu kitap ne bir yargıya varmakta, ne de bir tercih yapmaktadır. Bu kitap sadece açıklamaya çalışmakta ve her biri bir kuram olan açıklamalar kesin bir tonda yazılmış izlenimini verseler dahi, birer tarif ve tartışma niteliği taşımaktadır. Bu konuda Montaigne’in bir sözünü benimserim. “Bütün söylediklerim karşılıklı bir sohbettir ve hiçbiri öğüt niteliğinde değildir. Bu kadar serbest konuşabiliyorsam bu, başkalarını kendime inandırmak zorunda olmadığım içindir.”
Çevirmen: Erkil Günur