Reform kelime olarak yenilik veya ıslahat anlamına gelmektedir. 16. yüzyılda gittikçe olumsuzlaşan dini şartlar ve kilisenin haksızlıkları karşısında Rönesans’ın da etkisiyle önce Almanya’da başlatılan ve kiliseleri dini değişiklik yapmaya zorlayan harekettir.
16. yüzyıla baktığımız zaman Hristiyanlık, Katolik ve Ortodoks olmak üzere iki mezhebe bölünmüştür. Katolik mezhebinin merkezi Roma’da bulunan Vatikan’dır ve dini liderlerine ise Papa adı verilmiştir. Ortodoks mezhebinin merkezi ise İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’dir, dini liderlerine ise Patrik adı verilmiştir. Bu dönemde din, kilise tarafından tamamen insanları sömüren ve dini inançları kullanan bir kurum haline getirilmiştir. Rönesans’ın etkisiyle, halk arasında özgür düşünceler harekete geçmiş ve Hümanizm (insan sevgisi) ön plana çıkmıştır.
Bu özgür düşünceli insanlar arasında haksızlıkları tahammül edemeyen cesur biri vardı ki, düşünceleriyle tüm dünyanın gidişatını değiştirmiştir. Bu kişi Martin Luther den başkası değildir. Martin Luther, 1517 yılında Roma’ya yaptığı bir yolculukta kilisenin insanları sömürdüğünü, din adamlarının güç ve statü için dini duyguları kullandıklarını fark etmiştir. Kilise’ye olan inancını tamamen yitiren Martin Luther, Almanya’ya döndüğünde 95 maddelik bir metin hazırlamış ve kilisenin duvarına asmıştır. Bu metinde kısaca ifade edilenler şunlardır;
1)- Tanrı ve kul arasına kimse giremez.
2)- Günahları sadece Tanrı affedebilir.
3)- Papalığın af yetkisi bulunmamaktadır.
4)- Endüljans belgesi satan din adamları sahtekar ve suçludur.
Bu metinden sonra Martin Luther, Papa X. Leon tarafından aforoz edilmiştir. Sonrasında Avrupa’ya yayılmaya başlayan bu metin, halkta büyük yankı uyandırmıştır. Ve Martin Luther’i destekleyen insanlar Protestan adında yeni bir mezhep kurmuşlardır. Kurucusu da Martin Luther olarak kabul edilmiştir.
Bu başkaldırış kilisenin, halk ve yönetim üzerindeki korkunç oyunlarından dolayı gerçekleşmiştir. Cennetten para karşılığı yer satışları, Endüljans belgesi ile günah bağışlama, suçsuz insanların sırf para için öldürülmesi, din adamları keyif sürerken halkın sefalet içinde yaşaması ve daha birçok neden bu başkaldırışı gerektirmiştir. Bu mücadele sonrasında, Protestan ve Katolikler arasında imzalanan Ogsburg Antlaşması, Protestanlığın kabulünü ve doğuşunu simgelemiştir.