Pygmalion ve Özel Bir Kadın kendi
dönemlerine has izler taşıyan özgün birer eserdir. Yunan
mitolojisindeki Pygmalion efsanesi Shaw’a Pygmalion oyununu yazmada
esin kaynağı olsa da Shaw kendi hayat görüşünü ve bakış açısını
da harmanlayarak yeni ve özgün bir eser yaratmıştır. Efsaneye göre,
Kıbrıs Prensi ve heykeltraş olan Pygmalion kendi yaptığı heykeline
âşık olur ve Afrodit’e heykeline can vermesi için yalvarması sonucu
sonradan insan yapılan heykeliyle mutlu şekilde yaşarlar. Pygmalion
oyununa baktığımızda Shaw kesin suretle romantizme karşı
çıkmış ve Higgins’le Eliza’nın sevgili olmasına izin vermemiştir.
Özel Bir Kadın filmi birçok sahnesinde Pygmalion’a gönderme yaparken
sonu bir peri masalı gibi bitmiştir. Bu çalışma, metinlerarasılık
bağlamında, filmin son sahnesi Sindirella masalını hatırlatsa da
gerek tiyatro eserinde gerekse filmde
kadının kendi değerini anlayıp güç kazanmasını vurgulamış ve
sonuç olarak heykellerin canlanamayacağını ya da peri
masallarındaki imkânsızın gerçekleşemeyeceğini bilecek kadar aklı
başında iki kadın olan Eliza ve Vivian’ın toplum karşısında
gerçekliğini, varlığını ve bir ‘hiç’ sayılamayacağını göstermiştir.