Kış süslediğinde her bir dalı
O gerçeküstü tacıyla,
Ve sessizliğin mührünü bastığında şimdi
Altındaki yapraklara;
Her akarsu kendi kulübesinde
Kendi yolunda çağlarken,
Ve bir fare yuvasında
Çayır samanını kemirirken;
Öyle gelir ki bana yaz hala yakındadır,
Ve saklanır altımızda,
Tıpkı o çayır faresinin yattığı gibi
Huzurla, geçen yılın çalısında.
Ve eğer baştankara kuşu
Belirsiz bir söz fısıldarsa yakında,
Kış örtüsüdür yazın,
Kendi üzerine, kendisinin serdiği.
Uğurlu tomurcuklar mutlu ağaçları bezer,
Ve göz alıcı meyveler güvenen;
Poyraz bir yaz esintisine ah çeker,
Isıran soğuğu uzaklaştıran,
Müjdesini getirir bana,
Dikkatimi vermiş dinlerken,
Sonsuz bir sakinliğin,
Korkması gerekmeyen kıştan.
Tam karşıdaki sessiz gölde,
Kabına sığmayan buz çatlar,
Ve göl perileri zıplaşır neşeyle,
Kulakları sağır eden tahribatın ortasında.
Hevesle koşarım vadiye,
Taze haberini almış gibi,
Kaçırmanın mümkün olmadığı,
Doğa’nın verdiği şenliğin.
Zıplaşırım komşum buz ile,
Ve depremi anımsarım,
Her yeni çatlak uzandıkça aniden
Neşeli göl boyunca.
Yerdeki cırcır böceğiyle bir,
Ve şöminedeki çalı çırpı ile,
Yankılanır nadir duyulan evcil sesler,
Orman yolu boyunca.
Çeviri: Aykut Kutucu