şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım'dan
düz saçlarıyla ne yapsın şehzadebaşı tiyatrolarında şapkalarını
tüketemezmiş hiç
İşte kel hasan bu kel hasan karanlığı süpürürmüş
ters yakılmış güldürmemek için serkldoryan sigaralarıyla
işte masallara da girermiş bir polis o zamanlardan beri sürme
kirpiklerini aralayarak insanları çocukların
Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep
gibi bir üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara kınar
hanım'ın denizlerinden.
FAYTON
Erol Gülercan’a
"O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey
incecik melankolisiymiş yalnızlığının
intihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam
caddelerinden ölümler aşkı pera’nın"
Ece Ayhan’ın 1955-58 yıllarında yazdığı ilk şiirlerinden oluşan “Kınar Hanımın Denizleri” (1959)
İkinci Yeni hareketinin tipik yapıtlarından biri sayılan “Kınar Hanımın Denizleri” aklın sınırlarını zorlayan ve sürrealizmi çağrıştıran kurgusu; tarihe, coğrafyaya, sokak hayatına, ekonomiye, ölüme ve tutkuya dönük lirizmiyle Ece Ayhan şiirinin bütün özelliklerini taşıyor. Şiirimizin kilit taşlarından olan kitap, kapağında bu kez şairin yakın dostu Ömer Uluç’un bir resmiyle okuruna ulaşıyor.