Ne Kitapsız Ne Kedisiz adlı deneme kitabında şöyle diyor: “Ama, okudum. Yaşamım boyunca, durmamacasına; okumaksızın yaşayamayacağımı duya duya. Birçok şeyin ölüp gittiği -ölüp gittiği düşünülen- bu yaşımda bile, en çılgın çeşitliliği içinde okumalarımı sürdürmemek, usumdan geçirebileceğim en büyük ‘olmazlık’.”
Bilge Karasu'nun özellikle genç okurlarımızca en çok okunan kitabı galiba... 1994'te Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü aldı. Birçok okurumuzdan en güzel isimli kitabınız diye övgüler almıştık, ilk kez yayımlandığında.
"Ona bakıyorum. Susuyor. Önüne bakıyor. Çocukluğundan beri bu oyunu oynar: Gözetlenme oyununu. Önceleri belki bir suçluluk duygusuydu bu: Kendisine dikilen göz Tanrının, anasının, büyüklerden birinin, sevmediği birinin gözü olur, kınardı o anda yaptığını. Adı konmadan yaşanırdı bu suçluluk. Şimdi ise gerçekten bir oyun: kimi dakikayı, 'bakan, gören varmış gibi yaşamak'... Karasu kendi kendine bir şeyler anlatır, gözetlenme oyunu da o sıra oynanır. Bakan göz o anlatılanı dinlemektedir. Nasıl gözse!.. İşte bundan ötürü bakıyorum ona. Baktığımı biliyor, susuyor, önüne bakıyor. Ne düşündüğünü bildiğimi biliyor." Bilge Karasu