27 Mayıs 2021

Empirizm


 (Deneycilik)

Bilgilerimizin duyu ve algıdan geldiğini, deneyden türediğini ve doğuştan aklımızdan hiçbir bilgi bulunmadığını ileri süren bilgi öğretisine emprizm denir.

John Locke (1632-1704): Locke’a göre zihinde bulunan her düşünce mutlaka daha önce duyumlarda vardı. Zihnimizde bulunan her düşünce, deneyden doğmaktadır. İnsan zihni doğuşta, ‘’boş bir levha’’ (tabular asa)’dır. İnsan yaşadıkça bu boş levha deneyim ve gözlemler sonucu elde edilen bilgilerle dolacaktır.
Locke’a göre bilgiyi oluşturan iki çeşit deney vardır.
1-Dış deney(duyulmama): Duyu organları yoluyla edinilen izlenimlerdir.
2-İç deney (düşünme): Duyumlama yoluyla elde edilen izlenimlerin işlenerek önermeler biçiminde bilgiye dönüşmesidir.

Bütün düşüncelerimiz, hayallerimiz ve algılarımız bu deney kaynaklarından doğar. Felsefede kaynağı deney olan bilgilere aposteriori (deney sonrası) denir.

 

David Hume (1711-1776): D.Hume, J. Locke’nin dış deney, iç deney düşüncesini reddeder. Bütün bilgilerimizin  yalnız dış deneyden geldiğini söyler. D. Hume, zihnimizde bulunanları izlenimler ve fikirler(düşünceler) diye ikiye ayırır. 

İzlenimler: Canlı duyumlardır, duygulanımlardır. Görürken, işitirken, severken, nefret ederken hissettiklerimiz bu gruba girer.
Fikirler (düşünceler) : İzlenimlerim, duyumların canlılığını yitirmiş kopyalarıdır. Bunların bilincine ancak herhangi bir izlenime yönelip onun üzerinde durduğumuzda varırız. 

D. Hume rasyonalistlerin apriori (deney öncesi-doğuştan) olarak kabul ettiği ‘’nedensellik ilkesini (determinizm)’’ eleştirir ve bunu ‘’alışkanlık’’ ile açıklar. Çünkü insan, olayları göre göre alışkanlık edinir, onların her zaman aynı şekilde olacağını düşünür. 

Aslında bu olaylar arasında zorunlı bir ilgi yoktur. Bu görüşe indeterminizm denir.

Locke ve Hume zihnin, duyu verilerini aldıktan sonra bu malzemeyi düzenleyip işlediğini savunurlar. Oysa bazı düşünürler, bu zihinsel çalışmayı kabul etmezler. Onlara göre duyumların bize verdiğinden başka bilgimiz yoktur. Akıl yalnıza algıların toplamıdır. Bu görüşe Sensüalizm (duyumculuk) denir. En ünlü temsilcisi Etienne Condillac’tır.(1715-1780).