“Yüzyıllardır ruhani mistikler bir koruma sahtekarlığı sayesinde varlıklarını sürdürdüler. Dünyadaki yaşamı katlanılmaz hale getirip onlara danışmadan rahatladığınız için sizden para aldılar. Üretkenlik ve neşeyi günah ilan edip günahkârlardan para kopardılar.“
Rand, bu cümlesinde genel kanıya göre ruhani mistikler ifadesini toplumdaki dini liderler olarak tanımlıyor. Ancak buradaki ayrım şu, çeşitli grupların insanı farklı yollarla sömürebileceğine vurgu yapıyor. Günahkârların affedilmesi amacıyla çeşitli ritüeller yapılırken çeşitli eylemlerin günah olarak tanımlanmasından yakınıyor. Özellikle Orta Çağ Avrupa’sında buna benzer pek çok uygulama görmek mümkün.
“Politika ile yalnız bir sebepten ilgilendim; politikayla ilgilenme ihtiyacı duymayacağım günlere ulaşmak için.”
Ayn Rand aslında bir minarşist. Yani devletin sadece askeri sistem, polis teşkilatı, yargı düzeni ve yasama organından ibaret olması gerektiğini savunan minimal devlet biçimidir. Ayn Rand da minarşist olduğundan, devletin olabildiğince küçültülmüş olması gerektiğine inanır. Politikayla uğraşma sebebini de buna bağlar. Politikayla uğraşmayacağı günlerin yaratılması için siyasette yer aldığını ifade eder.
“Bu yolculuğun sonunda bizi bir şey beklemiyordu. Yalnızca yolculuğun kendisi önemliydi.”
Ayn Rand, bireyin yalnızlığı ve kendi mutluluğu için çalışması gerektiğine inanır. Bu inanç, gidilen yolun nereye varacağını düşünmeyi değil, gidilen yolun değerini düşünmeyi gerekli kılar. Yani insan, kendi başarısı için çalışırken nereye varacağını düşünmek yerine, ilerlediği yolun bizzat başlı başına önemli olduğunu kavraması gerekir.
“Aptallıktan yapılan kötülüğü anlarım, Cehaletten yapılan kötülüğü de anlarım. Ama bilerek yapılan kötülüğü anlayamam.”
Çünkü Ayn Rand’ın felsefesi olan objektivizm, bireyin mantıklı olmasını, düşünmesini, sorgulamasını, itaat etmemesini gerekli görür. Düşünmeyen ve sorgulamayan, netice olarak da bilerek kötülüğe yönelen kişi, var oluş mantığıyla çelişir bir konuma düşer. Elbette objektivist olan Ayn Rand için bu kişi anlaşılamaz biridir.
“Ulaşabileceğiniz başarılar arasında bir tanesi, diğerlerinin tümünü mümkün kılacak şeydir; o da, kendi karakterinizi yaratmaktır. Karakteriniz, eylemleriniz, arzularınız, duygularınız hep aklınızın alanı içindedir.”
Karakter, ne istediğini bilmeyi gerektirir; hem düşünce hem de yaşayış bağlamında. Ne istediğini bilen insan, var oluşunun temeli olan mantıklı olma ve yalnızca kendisi için yaşama amaçlarını yerine getirmiş demektir. Güçlü bir karakter bu yüzden Ayn Rand için kıymetlidir.