Cumhuriyetçi direnişin ilk yılını adım adım izleyen ve Umut romanıyla belgeleyen Malraux, yaşadığı sürece çağının sorunlarına tanıklık yapmakla kalmamış , yense de yenilse de oynanan tüm oyunlara katılmıştır. Hem çağdaş hem de klasik olarak adlandırılabilecek bir yazar olan Malraux’nun yapıtları bir yandan çağının izlerini, havasını ve anlamını taşırken öte yandan geleceğe kalacak bir değer de oluşturur. İnsanı yücelten ve aşağılayan değerleri vurgulamaya çalışan Malraux’nun Asya ve Avrupa’da yaşadığı sürece katıldığı tüm eylemler, 1930’larda Gide ile birlikte komünizmi savunuşu daha sonra De Gaulle yönetimindeki Fransa’da Bakanlık yapışı bir eylem adamı oluşunun kanıtlarıdır. “Mutlu bireylerden kurulu bir toplum mutlu olabilirdi ancak,” (Akbal,1976:47) düşüncesinin temsilcisi büyük yazar yetmiş beş yaşında yaşama gözlerini kapatırken pek çok acı yaşamış ,karısının, oğullarının ölümünü görmüştür ama hiçbir zaman yaşamdan kopmamıştır. Çünkü yaşamışlığın sergilendiği sanat ve edebiyat her zaman onu ayakta tutan kaynak olmuştur.