27 Mart 2019

Adnan Yücel Şiirleri




KlRLARA BAHAR YETMİYOR
Herkes kendince seviyor baharı
Kimi ufuklarda yaşamı karşılıyor
Kimi bakışlarda yeni başlayan aşkları
Ey yasa bürünen mayıs sabahları
Kimler onarıyor şimdi
Dallarda dağılan kuşsuz yuvaları
Yapraklar üstünde yanan gözyaşları
Tutulan yasın gizli sözleri
Damlalar
Yine tan vakti analar mı ağlıyor
Ben bu baharlara bahar diyemem
Dersem şivan düşer bah çelere
Nerde yaşamın o fidan coşkuları
Aşkın gelincik yangınları sevgiler
Kırlara bahar yetmiyor ne yapsak
Kara haberlerle soluyer güller

Kim kimden alınıyor bu topraklarda
Bu topraksa tohumu biz
Her bahar boy verip yeşermişiz
Şu çiçeklerse gözlerimiz
Gizli gizli açılıp sevinmişiz
Siz bu sevinm eyi yaşayabilir misiniz
Geleceği besleyen emeğin sabrını
Bir suyun akışında bulabilir misiniz
Ve karanlığın ihanetine karşı
Tetikte nöbetçi bütün sabahları
Ölürcesine sevebilir misiniz
Siz bu sevmeyi öldürebilir misiniz

AY IŞIGINDA
Geceler midir tükenip tükenip giden
Aylar mı yoksa ay ışığında
Kaç kez birbirine karıştı günler
Kaç kez sustu
Kaskatı bir sabır oldu yokluğunda
Ah benim coşkulu çocu kluğu m
Bir özlemi dindirebiirnek uğruna
Şiir pınarımı susuz koyduğum
Nasıl diner şimdi susuzluğu m
Uykusuzluğum nasıl
Dalda yaprakta dalaşıyorum günboyu
Günboyu üzümde balda
Kavak duldasında söğüt altında
Seni söylüyor süpürge çiçekleri
Gecesefaları ve böğürtlenler
Mor mor konuşu yorlar senin adına
Anlıyorum ki artık
Bir derenin yeşil yanaklarında
Sular bile rakip alamıyor sana

Geceler midir tükenip tükenip giden
Aylarmı yoksa ay ışığında
Ey soluğumu soluğunda sevdiğim
Sesimi sesinde dinleyip
Yüreğin i n rengine gön ül verdiğim
Bil ki senden uzak
Ne kuşları avutabilir beni buranın
Ne bah çeleri ne bağları
Özlernin bir nehir olmuş akar
Yarar gider içimdeki dağları

MAVİ DİN MAVİ TARiH
O deniz ki dinimiz oldu bizim
En sevinçli tarihimiz
En tarihi sevincimiz oldu
Tanrıların ölü tapınaklarında
Sularla birlikte inandık
Yeminler ettik aşka ve doğaya
Yüreğin yıkılmazlığına tapındık
Yasaklar kestikçe yollarımızı
Irmaklar gibi döndük dolandık
Hep o mavinin kucağına sığındık
Yarım bir rüya ile bölünen o gece
Yaşanan neydi söyler misin
Çı lg ın bir ay ışığı ile birlikte
Sularda ışıl ışıl gülmek miydi
Yoksa gözlerinin sonsuzluğunda
Soluk soluğa yüzmek miydi

O deniz ki dinimiz oldu bizim
En sarsılmaz aşkımız
En doğurgan sancımız oldu
Ne gökten inmişti
Ne de gökyüzündeydi tanrımız
Dalgalar söylüyordu kıyılarda
Köpük köpük
Yaldız yaldız
Suskun bir pembe içinde
Bin kudüm bin zil ile
Kıyılardan yükseliyordu inancımız
Ay ışığı ile sulanan o kumsalda
Neydi çırpınarak göğsüme yayılan
Rüzgarı kıyılarda kıran
Çığlıkçığlığa dalgalar mıydı
Yoksa çiçek ve mutluluk kokan
Şelale görültüsü saçların mıydı

O deniz ki dinimiz oldu bizim
En sonsuz güzelliğimiz
En güzel geleceğimiz oldu
işte aynı kumsal aynı gece
Yine mavi bir din
Mavi bir tarih yüceliğinde
Yudu m yudu m aynı güzellikten
Bir sen bir de ben
içtiğimiz neydi söyler misin
Bir şişe ay ışığı mıydı
Bir parça bulut m u
Yoksa dudaklarımızda tutuşan
Birer damla köpük müydü
Bırak sular yanıtlası n
Sen omuzu ma koy başını
Beni suların göğsüne yasla

KIRILAN BIR ZINCIR SEViNCINDE
Narın morlaştığı yerdeyiz yine
Aynı kutsal mavinin yüreğindeyiz
Sevdanın zor kaçaklığına karşı
Yeşeren bir dal
Ve kırılan bir zincir sevincindeyiz
Sen yine sonsuz düşlerinde suların
Her şafak vakti
Bin sabahı birden sunuyorsun
Saçının her telinde bir nehirle
O şiir dünyasını yeniden kuruyorsun
Tanrılar rengarenk açmış bu kez
Apolion bir papatya beyazı sanki
Zeus taze bir gelincik kızılı
Bütün tapınaklarda aynı özlem
Bütün sütunlarda aşk yazılı
Poseidon yine masmavi bir öfke
Suların göğsüne tığlarla kazılı

Geçmiş yılların sabır çatlatan hüznü
Şimdi bir günün batışıdır yüzünde
Hani severdik gizli gizli
Suyun ve toprağın sevgisi derdik
Dinler yaratırdık tanrısız ve mavi
Yılları ay-ayları gün ederdik
Pürköpük coşkuyla gelirdik her yıl
Boynu bükük ve çaresiz dönerdik
Narın morlaştığı yerdeyiz yine
Aynı kutsal mavinin yüreğindeyiz
Ne tapınaktayız şu anda
Ne agerada ne saraydayız
Her yerde birden kutlanan
Çığlıkçığlığa bir zaferdeyiz
Yıllar sonra bütün baskılara inat
Yeşeren bir dal
Ve kırılan bir zincir sevincindeyiz

SUSKUNUM SANA
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde

Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Ve susuyorum
Oysa haykırabilsem
Işık yumağı bir pınar olur soluğum

Hangi türküye uzansam suskunum sana
Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
Tut ki vurulmuşum
Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
Bir saçlarının rüzgarına
Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
Hangi dalga silebilir beni senden
Hangi kasırga koparabilir
Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
Coşkuların her şahlanışında
Sana deprem deprem susmuşum
Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum

Yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
Sözlerinde baskı yasası yeter
Hangi kavgayı özlesem suskunum sana
Zafer sabahlarında gece kadar
Bayram sabahlarında yas kadar suskun
Böyle güzelliklere de
Böyle suskunluklara da lanet olsun
Al bu suskunluğumu al artık
Al ki
Bütün gürültüler kahrolsun

 SON TÜKENIŞ
Bin kez açıldı bir menekşe
Bin kez soldu
Kurudu parmaklarımda
Hangi yaprakta kaldı sevgimiz
Söyleyebilir misin
Acılar yanıyor şimdi ağzımda
Çocuksu büyük acılar
Geçip giden onbir koca yıl
Ne yağmurlar tüketti bende
Yeniden yağdırabilir misin
Sandık kadar odalarda
Uçurumlar oluşmadı mı aramızda
Bir yastık ta deniz
Bir yastıkta musluktan bir damla
Ne masallar uydurduk birbirimize
Yalan ve korkunç masallar
Anlatsam şimdi
Bir daha dinleyebilir misin

ilk kez
Saçlarımda başladı o yangın
Yüreğimde söndü h er gece
Görüp de anlayamadı n
Severnedin hiçbir sabah ı
O berbat uykularına kıyamadın
Nerede şimdi o sabahlar
Geri getirebilir misin
Nice kitaplar tozlandı karşında
Nice şiirler ki bakmadığı n
Ve domuzuna anlamadığın
Hep yangınlarla yazıldılar yanında
Bin kez yağdı bir yağmur
Bin kez buharlaştı
Uçup gıtti toprağırndan
Hangi damlada kaldı sevincimiz
içinde duyabilir misin

Hani bir tarnurcuk vardı aramızda
Bir tem muz sabahı
Tohumsuz göm müştük toprağa
Sende Allahcı bir kader oldu
Bende toplumsal bir yara
Sür desem şimdi merhemini
Sürebilir misin
Artık vakit geldi demektir
Ayrılığı çalıyar saatler
O yolculuk mutlaka başlayacak
Bir daha dönmernek üzere
Çünkü bende sabah başlıyor
Sende ise bitimsiz bir gece
Bir gece ki
Boğuyor bütün şafaklarımı
Gizli gizli ve sessizce

Çocuksun dedim bunca yıl
Baktım bekledim de büyüternedim
Taşlar konuştu şiirlerimda
Dağlar ağaçlar konuştu
Sana ırmak dilinden
Bir söz bile söyleternedim
Bin kez coştu bir dalga
Bin kez kırıldı
Çekildi kıyılarımdan
Hangi köpükte kaldı birlikteliğimiz
Gösterebilir misin

 GÖZLERİ ŞİİR YAZAN ÇOCUKLAR
Oturdum kıyısına bir çocuğun
Suskun ve uzaktı bütün oyuncaklar
Gözleriyle söylüyordu en gizli sözlerini
Akbabaları n pençesinde bir zaman
Onun çocukluğuna kurmuştu yuvasını
O günden beri de yalnızca
Rüyalarında görebilmişti babasını
Hep duvarlar girmişti araya
Ve dipsiz uçurumlar
Bir türlü kıramamıştı zulmün kapısını
Ey içimizde köpüren deli sular
Siz mi yarattınız bu uçurumları
Yoksa çocukları babalardan ayıran duvarlar
Uçurumları göz yaşlarıyla mı yardılar
Ki böyle yorgun böyle yenilmiş
Yalnızca acılardan geçiyor yollar

Oturdum kıyısına bir çocuğun
Adı Bahar
Yüzünde yediveren gülleri
Düşlerinde yakılan kitaplar var
Göz bebeklerinde genç bir adam
Tahliye kararını dinliyordu ayakta
Ağ la küçüğü m ağ la sevinçten
Ama azar azar-boğum boğum ağla
Özgürlüğün bedeli kolay değil
Ağlayacağın çok günler var daha
Oturdum kıyısına bir çocuğun
Adı Çağdaş
Yepyeni bir dünya birikiyordu ellerinde
Adım adım-yavaş yavaş
Özlemeyi ve beklemeyi tanımıştı
Çünkü yaşamının her sayfasını
Baskınlarla parçalanan uykular
Ve alınıp götürülen umutlar yazmıştı

Oturdum kıyısına bir çocuğun
Gülüşü çığlık mıydı
Haykırması susmak mı bilinmez
Nasıl da büyümüştü zamansız
Sabır çatiarnıştı pembe yüreğinde
Direnen bir ananın kucağında babasız
Daha yürümeyi bile bilemeden
Bir tarihin öznesi olmuştu apansız
Ey gözleri şiir yazan çocuklar
Dünya nasıl da yenik ve yaralı
Yorgun düşmüş avuçlarınızda
Bir tek
Sizin gülüşünüz var onu güldürecek
Bir de filiz veren tohu m elleriniz
Bugünün yorgun ayaklarını
Yarının güzel sabahlarına götürecek

Bir adam vardır tarihin en önünde
Güneş ve rüzgar yüzündedir her zaman
Dili doğanın dilidir
Elleri bütün insanlığın elleri
Çocuklarım
Dalları zorlayan tomurcuklarım benim
işte siz o sonsuz geleceğin
Akışın a koyup yüreğinizi büyüyeceksiniz
Ve bütün korkuların dindiğini
O geleceğin güzelliğinde göreceksiniz

 ANLAYAMAZSIN
Bilirsin ki en büyük acılar
Hep ayrılıkla başlar
Bir serüven olur her ayrılık
Nasıl anlatsam
Anlayamazsın
Önce hüzün tutar ufukları
Yüreğin başına keder yağar
Sonra çağiayarak geçer zaman
Nasıl koştursam
Yakalayamazsın
Bakarsın ki yaralar kapanmış
Dinmeye başlamış bile sancılar
Bir acılı şiir kalmış geriye
Bir de sesini yitirmiş anılar
Nasıl açıklasam
Kavrayamazsın

Biz ki birlikte çıkmıştık yola
El ele
Kol kala
Ve çocukca
Daha ilk sabaha varmadan
Bıraktın beni
Dalıp gittin karanlıklara
Nasıl uyandırsam
Uyanamazsın
Artık ne yırtılmış bir resim
Ne kırılmış bir çerçeve
Çekip giden bir yolcuyu
Bir daha döndüremez geriye
Her şiir bir dünyadır çünkü
Kaybolursu n kaybettikçe
Ağlayamazsın

Aşka yumruk sı kan bir intihar
Ya da gözü yaşlı bir mektup
Hiç dönüşebilir mi sevgiye
Sevmek ki bir yürek işidir
Nasıl tanıtsam
Tanıyamazsın
Bir kez yazıldı bu acının şiiri
Yazılıp geçti suların tarihini
Gücünüz yetmez artık
Nehirleri durduramazsın

ANILAR ÇEŞITLEMESI
Anılar vardır acı bir şarap gibi
Her damlası bir yere dökülmüş
Ne bir ses verirler geçmişten
Ne de geleceğin koliarına uzanırlar
Yanlışlar karanlığında birbaşlarına
Anılmazlık batağına batmış anılar
Anılar vardır ecelsiz ölümler gibi
Her saniyesi bir acıya karışmış
Anıldıkça denizler durur
Ufuklar susar
Gökyüzünde yıldızlar sızlar
Yorgun gülüşlere yatmış anılar
Anılar vardır baharda leylak gibi
Her çiçeği çoğalmayı kuşanmış
Önünde çılgın bir ateş
Ellerinde yağmur ve rüzgar
Korkuları güzellikten atmış anılar

Anılar vardır sonsuz yaşanan
Öz be öz kardeşleridir doğumların
Acılar da içindedir
Çoğalmalar da
Yüreğin doruğunda dururlar her zaman
Dağlar onlarla şiirleşir dillerde
Onlarla çiçeklenir kırlar
Yaşamı sonsuzluğa katmış anılar