"Şunu bunu görüyor gözüm. Eğriyi doğruyu seçiyorum. Seçiyorum da...Yani nedir bu olanlar? Neden, niçin, anlamıyorum. Bir başka hayat vardır bu dünyada mutlaka. Bir başka hava, bir başka güneş... başka insanlar vardır mutlaka. Başka türlü bir hayat vardır..."
Henüz dört yaşında yetim, yedi yaşında ise öksüz kalan Yevsey Klimkov'un cümleleri bunlar. Toplum denen karmaşık ilişkiler yumağına çok küçük yaşta, pusuladan yoksun bir şekilde adeta fırlatılan Klimkov, gözlemlerinden ve erkenden edindiği acı tecrübelerinden yola çıkarak bir insan inşa etmeye çalışıyor. Çarlık Rusyası'nın son zamanlarına denk gelen bu kişilik mücadelesi, dönemin sosyal yapısının insanlara dayattığı mücadeleye karışıyor.
Gorki; adalet, dostluk, güven, aidiyet kavramlarını böyle bir arka planda ustalıkla sorgularken Yevsey Klimkov'un kendinden bir "insan yaratma" çabasını da toplumsal olandan ayırmadan aynı usta bakış açısıyla gözler önüne seriyor.
Henüz dört yaşında yetim, yedi yaşında ise öksüz kalan Yevsey Klimkov'un cümleleri bunlar. Toplum denen karmaşık ilişkiler yumağına çok küçük yaşta, pusuladan yoksun bir şekilde adeta fırlatılan Klimkov, gözlemlerinden ve erkenden edindiği acı tecrübelerinden yola çıkarak bir insan inşa etmeye çalışıyor. Çarlık Rusyası'nın son zamanlarına denk gelen bu kişilik mücadelesi, dönemin sosyal yapısının insanlara dayattığı mücadeleye karışıyor.
Gorki; adalet, dostluk, güven, aidiyet kavramlarını böyle bir arka planda ustalıkla sorgularken Yevsey Klimkov'un kendinden bir "insan yaratma" çabasını da toplumsal olandan ayırmadan aynı usta bakış açısıyla gözler önüne seriyor.