İnsan pek ehemmiyetsiz şeylere mânâ verir. 
*
Peyami Safa'nın insan ruhunun derinliklerinde dolaştığı Şimşek romanı, 
yaşanan ruhi gerilimlerin beden üzerindeki somut etkisini mükemmel bir 
şekilde gösteriyor. Bağlarbaşı'nda misafirlerin bir gün bile eksilmediği
 büyük ve eski bir köşkte, Müfid çocukluğundan beri dayısı Sacid ile hep
 aynı çatı altındadır. Müfid dayısının arkadaşlarından Pervin'le daha 
yeni evlenmiştir. Evlenmeden önce Sacid'le ilişkisi olan Pervin, her ne 
kadar evlendikten sonra ilişkisini sonlandırmaya çalışmışsa da Sacid her
 seferinde onu ikna etmenin yollarını bulmuştur. Müfid, dayısı ve eşi 
arasında gizli bir ilişki olabileceğinden şüphelenmektedir ve çare 
olarak eşiyle birlikte köşkten ayrılmak ister, fakat Pervin'den umduğu 
desteği bulamaz. Müfid, karşılaştığı olaylar ve arkadaş çevrelerinin 
imaları neticesinde bir veda mektubu bırakarak teyzesinin Çengelköy'deki
 evine taşınır. Bütün şüphelerine ve aslında içten içe inandığı 
gerçeklere rağmen, eşine duyduğu sevgiden vazgeçemeyen ve zaten zayıf 
bir bünyeye sahip olan Müfid, Pervin'e duyduğu hasretten dolayı yatağa 
düşer. Ancak hasretine dayanamadığı eşinin kendisini ziyarete gelmesine 
daha sonra müsaade eder. Hatta Pervin'in varlığından aldığı güçle biraz 
olsun iyileşmeye başlar. Fakat o gün, bir şimşek aydınlığının doldurduğu
 hasta odasında korkunç bir manzara ile karşılaşır.