Pazartesi
benim adımı bağışla
"sabah uyandırıldığında pazartesiydi
bunu iyice bildi, ağzı çirişli
yersiz, ürkek, yeni yaratılmış gibi
yenilmenin tohumunu taşır her pazartesi
çünkü yoktur dağların ve yaratılışın öncesi
insan uzatır ellerini bir perdeyi çeker
ve pazarsızlık kişiyi şaşkın eder
siner buğular gibi düşüncemize
her şeyin en haklısı en incesi
benim adımı bağışla
"sabah uyandırıldığında pazartesiydi
bunu iyice bildi, ağzı çirişli
yersiz, ürkek, yeni yaratılmış gibi
yenilmenin tohumunu taşır her pazartesi
çünkü yoktur dağların ve yaratılışın öncesi
insan uzatır ellerini bir perdeyi çeker
ve pazarsızlık kişiyi şaşkın eder
siner buğular gibi düşüncemize
her şeyin en haklısı en incesi
beklemek bir tepenin mutluluğunu
bir acının yakıp geçmesini beklemek..."
benim adımı bağışla
ben iklimler coğrafyasının ta kendisi
sanırım suyum başkalarınca ısıtılır
pazartesi
aldım pazartesi akşamı bir okka sucuk
öncesiz ve beceriksiz geldim odama.
Salı
birden karışmış gördüm
-karışmış olduğunu gördüm-
otobüs duraklarıyla reklam levhalarının
tutunduğum bir sarmaşık değildi
bir kayıştı otobüste
vakit akşamdı. ikinci gün
vakit akşamdı.
birden bazı yerlerde ışıklar yandı
ayrıldım.
eve döndüm
evi buldum.
Çarşamba
hiçbir şeye hazırlıklı değildik
oyunlar oynandı, gökler kapandı, yenildik
O zaman şehre çıktım bir elimde fırça
kim varsa gelsin artık yeniden oynayalım
hızım bir araba dolusu aşk gibidir
gölün rengiyle asfaltı karıştırıp
kızım, ne varsa hep yeniden boyayalım.
üçüncü gün. yorgun
ev aklımda. gitmeyi unuttum.
Perşembe
yersiz bir hamaratlı, bir görev duygusu
bir sarı lale kadar makbulse
akşamüstü bir kadına sunulan
çaresizlik değil yenilgi. (sonradan övülecek)
herkesin içinde yürekle buluştuğu bir yerdi
durduk ve yenilgiden umutlandık
başkaları başka şeyleri seçtiler
seçsinler
çarşamba günü sanki her şeyimiz tamdı
motorlar sirenler gidip gelişler
koyduğunu koyduğun yerde buluşlar
belki güzel bir takım şeyler
ama artık vakit akşamdı.
perşembe.
bir uzun ses bekledim. oturmadım
sabahı bekledim. cumayı
Cuma
ne söylenebilir! tam çağıydı, olağandık
sabahlarda süzgündük, ancak akşamlarda vardık
ne söylenebilir! her şey düzeliyor sandık
odalarda çok geniş alanlarda dardık
ne söylenebilir! tam çağıydı. belki aldandık
otlarla yeşerdik, güllerle sarardık
gücüm tazelenmedi, suratım eski. yırtık.
her şeyleri bıraktım, geniş kıyılara dadandım.
aik diye geceleri çözümledim. aldandım.
Cumartesi
yarın pazar
yarınki pazarların sessizliği
Pazartesi
kanatır akışını akarsuların çıplak şimdiki
başarılmamış bir geçmişten arta kalan şaşkınlık
şimdiki çıplak. yarı aydınlanmış bir duvardaki.
bir yenilgiden çıkarılmış bir deney. bir yaşlılık
soluğunu ağartırdı bir altın damlanın
seven, saygı duyan, yaslanan sana
mermerden yanılan, pelikülden, insan onurundan
mermere yenilen, peliküle, insan onuruna
seçim sandıklarından otuzüç dönülü plaklara
yenile yenile şaşkın, şimdiki çıplak
bir yaşlılık
ağartır soluğunu bir altın damarının
yenile yenile şaşkın
arta arta kendi diline aktardığı
sıkıntısına
"kutsal yenilgi!.. şimdiki.
o'na bağımsızlığını hatırlatıyorsun şimdi
her şeye yeniden başlamanın
kanattıkça"
bir acının yakıp geçmesini beklemek..."
benim adımı bağışla
ben iklimler coğrafyasının ta kendisi
sanırım suyum başkalarınca ısıtılır
pazartesi
aldım pazartesi akşamı bir okka sucuk
öncesiz ve beceriksiz geldim odama.
Salı
birden karışmış gördüm
-karışmış olduğunu gördüm-
otobüs duraklarıyla reklam levhalarının
tutunduğum bir sarmaşık değildi
bir kayıştı otobüste
vakit akşamdı. ikinci gün
vakit akşamdı.
birden bazı yerlerde ışıklar yandı
ayrıldım.
eve döndüm
evi buldum.
Çarşamba
hiçbir şeye hazırlıklı değildik
oyunlar oynandı, gökler kapandı, yenildik
O zaman şehre çıktım bir elimde fırça
kim varsa gelsin artık yeniden oynayalım
hızım bir araba dolusu aşk gibidir
gölün rengiyle asfaltı karıştırıp
kızım, ne varsa hep yeniden boyayalım.
üçüncü gün. yorgun
ev aklımda. gitmeyi unuttum.
Perşembe
yersiz bir hamaratlı, bir görev duygusu
bir sarı lale kadar makbulse
akşamüstü bir kadına sunulan
çaresizlik değil yenilgi. (sonradan övülecek)
herkesin içinde yürekle buluştuğu bir yerdi
durduk ve yenilgiden umutlandık
başkaları başka şeyleri seçtiler
seçsinler
çarşamba günü sanki her şeyimiz tamdı
motorlar sirenler gidip gelişler
koyduğunu koyduğun yerde buluşlar
belki güzel bir takım şeyler
ama artık vakit akşamdı.
perşembe.
bir uzun ses bekledim. oturmadım
sabahı bekledim. cumayı
Cuma
ne söylenebilir! tam çağıydı, olağandık
sabahlarda süzgündük, ancak akşamlarda vardık
ne söylenebilir! her şey düzeliyor sandık
odalarda çok geniş alanlarda dardık
ne söylenebilir! tam çağıydı. belki aldandık
otlarla yeşerdik, güllerle sarardık
gücüm tazelenmedi, suratım eski. yırtık.
her şeyleri bıraktım, geniş kıyılara dadandım.
aik diye geceleri çözümledim. aldandım.
Cumartesi
yarın pazar
yarınki pazarların sessizliği
Pazartesi
kanatır akışını akarsuların çıplak şimdiki
başarılmamış bir geçmişten arta kalan şaşkınlık
şimdiki çıplak. yarı aydınlanmış bir duvardaki.
bir yenilgiden çıkarılmış bir deney. bir yaşlılık
soluğunu ağartırdı bir altın damlanın
seven, saygı duyan, yaslanan sana
mermerden yanılan, pelikülden, insan onurundan
mermere yenilen, peliküle, insan onuruna
seçim sandıklarından otuzüç dönülü plaklara
yenile yenile şaşkın, şimdiki çıplak
bir yaşlılık
ağartır soluğunu bir altın damarının
yenile yenile şaşkın
arta arta kendi diline aktardığı
sıkıntısına
"kutsal yenilgi!.. şimdiki.
o'na bağımsızlığını hatırlatıyorsun şimdi
her şeye yeniden başlamanın
kanattıkça"