Google + kendi isteğimiz, arzumuz ve hevesimizle geçmişimizi fişleyerek gelecekte ne istediğimizi, ne düşündüğümüzü hatta hayallerimizi bile tahmin edip karşımıza çıkaracak güce ulaşabilecek mi?
Laplace’ın Şeytanı Kimdir?
Pierre-Simon Laplace tarafından, 1814’te yayınladığı bir makalesinde belirttiği, evrendeki her atomun yerini ve hareketini bilen ve bu sayede evrenin ve kainatın bütün bir geçmişi ve geleceğini bilen sanal bir varlığın mevcut olduğunu iddia eden düşünsel bir deneydir.
Nedensel determinizmi kavramsallaştırdığı ifadesinin özgün hali ise şu şekilde açıklanabilir;“Evrenin şimdiki halini geçmişin sonucunu ve geleceğin nedeni olarak ele alabiliriz. Bir an için evrenin tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek, ve bunun bu verileri inceleyebileceğini düşünürsek, aynı anda evrendeki en büyük varlıklardan en küçük atomlara kadar her şeyi hesaba katarak bir hesap yaparsa, hiçbir şey belirsiz değildir ve gelecekte de, aynı geçmiş gibi, onun gözlerinin önündedir.”
Google’ ın Misyonu
Dünyadaki bütün bilgileri düzenlemek ve bunları herkes için erişebilir kılarak kullanışlı hale getirmektir.Google’ ın doğruluğundan emin olduğu söylediği on şey;
- Kullanıcıya odaklan; gerisi kendiliğinden gelir.
- En iyisi; tek bir şeyi gerçekten ama gerçekten iyi yapmak.
- Hızlı, yavaştan iyidir.
- Web’de demokrasi işliyor.
- Bir cevaba ihtiyaç duymanız için masa başında olmanız gerekmez.
- Kötülük etmeden de para kazanabilirsiniz.
- Daha keşfedilmeyi bekleyen pek çok bilgi var.
- Bilgi ihtiyacı sınır tanımaz.
- Takım elbise giymeden de ciddi olabilirsiniz.
- Sadece harika olmak yetmez.
Google bunu nasıl yapacak?
Google belki evrendeki bütün varlıkları en küçük atomlara kadar her şeyi hesaba katacak bir dataya ulaşamayacak, fakat Google’a kendi isteğimizle bireysel olarak verdiğimiz bütün bilgiler ve oluşturduğu datalar ile bizim için bir Laplace şeytanı olabilecektir.
Bunu yapabilecek istatistik bilgileri toplayabilir mi?
Olabilir ya da olmayabilir yerine size bilimsel bir cevap;
Olasılık teorisi ve istatistik ;
1700'lerin başında, Londra’ da Abraham De Moivre adında Fransız bir istatistikçi istatistik bilim dalı henüz doğmadığından kumarbazlar için olasılıklar hesaplayarak geçimini sağlıyordu. Moivre şans diye bir şeyin olmadığına, şansın bir yansıma olduğuna inanıyordu. Hiçbir şeyin şans eseri olmadığını ileri sürdü. Sözde rastgele, gelişigüzel olan her şeyin aslında bir fiziksel nedeni olduğunu savundu.
Örneğin; Bir parayı havaya atarsak paranın yazı ya da tura gelmesi şansa bağlı gibi görünür. Ama bunun şans olmadığı, parayı fırlattığınızda bunu etkileyen tüm fiziksel faktörleri hesaplayabilseydik, örneğin elin açısını, yerden yüksekliğini, fırlatmak için harcanan gücü, rüzgar veya hava akımını, paranın alaşımını gibi, o paranın yazı mı tura mı geleceğini yüzde yüz bilebilirsiniz. Çünkü para da diğer her şey gibi, Newton’ un mutlak olan fizik kurallarından etkilenmektedir.
İnsanlar için tüm bu olasılıkları doğru hesaplamak en azından şimdilik imkansız gibi görünse de, sırf biz bu faktörleri hesaplayamıyoruz diye paranın yazı ya da tura geleceğinin şansa bağlı olduğunu söyleyemeyiz.
Biz insanlar evrenin belli gerçeklerini ölçebilecek becerilere sahip değiliz. Olaylar her ne kadar rastgele görünse de, tamamen fiziksel gerçeklerle koşullandırılmışlardır ve böyle belirlenirler. Bu düşünce akımına determinizm denir.
Deterministler hiçbir şeyin belirsiz olmadığına inanırlar; her şey önceki bir sebebin sonucu ortaya çıkar, ama biz bu sebebin ne olduğunu bilemeyiz.
Kalabalık bir sokakta yürürken bir tanıdığına çarpmak da şans eseri değildir. Diyelim ki, hem senin aklından geçenleri ve beynini, hem de arkadaşınınkilerini okuyabilen bir bilgisayar olsun. Eğer o bilgisayar aynı zamanda tüm dünyadaki tüm çevresel koşulları da bilse, o zaman nerede ve nasıl karşılaşacağınızı da bilirdi. Yani şans eseri karşılaşma aslında şans eseri olan bir şey değil, bu tahmin edilebilir bir gerçektir. Böyle bir bilgisayar olmadığı için ya da henüz yapılamadığı için böyle bir olayı önceden göremeyiz ve bilemeyiz.
Daha da ileri gidelim;
De Moivre öleceği günü öngörmüştü ve öngördüğü tarihte de öldü. Hayatının son birkaç ayında Moivre her gece onbeş dakika fazla uyuduğunu fark etti. O bir determinist olduğu için o veriyi doğal sonucuna kadar hesapladı. Eğer uykusu her gece onbeş dakika uzarsa, o zaman 24 saat uyuyacağı gece ölecekti. Bu günü de 27 Kasım 1754 olarak belirledi. Ve o gün, aynen hesapladığı gibi de ölmüştü.De Moivre çok ünlü bir Fransız matematikçi olan Simon Pierre Laplace’ ın çalışmalarının temelini oluşturmuştu.
İstatistik ve olasılık arasındaki fark; olasılık teorisi sözde şansa bağlı olguları inceler. Zarlar, yazı tura gibi. İstatistikte ise gerçek olaylar hesaplanır, doğum oranları, ölüm oranları gibi. Diğer bir deyişle olasılık teorisi denklemler oluşturmak içindir, bunlar da istatistikleri elde etmekte kullanılır.
Olasılık teorisinin işlemesi ile ilgili, Laplace gerçeği tahmin etmenin en iyi yolunun doğru cevabı hesaplamak değil de, en az yanlış olan cevabı hesaplamak olduğunu kanıtladı.Olasılık teorisi, bilim adamları bir cevaptan %100 emin olmasalar da doğru olduğunu söyleyebilmelerini sağlar. Çünkü olasılık teorisine göre yanılma payı çok ama çok az olduğu zaman gerçeği buldunuz demektir.
Laplace evrenin deterministik olduğunu varsaydığı için, biri eğer fizik kurallarını ve bir an için evrendeki her şeyin konumunu bilirse, o kişi olan herşeyi bilebilir ve gelecek tüm tarihi de bilebilir diyor.
Hiç bir şey imkansız değildir. Belirli şeyler olasılık dışıdır, ya da olasılıksızdır.
Google şimdiden Laplace’ ın Şeytanı oldu bile
Sonuç olarak, bahsetmiş olduğumuz bilimsel teori verilerden yola çıkarak Google’ ın hayatımızda Laplace’ ın şeytanı olduğunu şu anda kısmen de olsa söyleyebiliriz. Kısa vadede, nelerden hoşlandığımızı, hangi ürünü satın almak isteyeceğinizi, sizin ihtiyacınız olan ve almayı isteyebileceğiniz kurguda size özel reklam kampanyalarını siz düşünürken önünüze çıkartacak.
Orta vadede, ihtiyacınız olan ve hayır diyemeyeceğiniz ürünü siz daha istemeden kapınıza getirecek bilgiye ulaşacak.
Uzun vadede, hayallerinizi ve düşlerinizi %100 de olmasa bile tahmin eden, size özel ve tam sizin istediğiniz gibi bir hayat sunan Laplace’ın şeytanı.
Dünyada İnternet kullanıcılarının %80’ni Google kullanıcısı. Türkiye'de, 50 Milyona yakın İnternet kullanıcısı olduğunu ve bu kullanıcıların %98’inin Google kullandığını düşünürsek, neyi ne kadar istediğinize verdiğiniz bilgilerin miktarı ve doğruluğu ölçüsünde siz karar vereceksiniz.
Ya da Google’dan başka bir Laplace’ ın Şeytanını tercih edeceksiniz.
kobitek.com