TÜRK KÜLTÜRÜNDE “SELAMLAŞMA” VE “VEDALAŞMA” HAKKINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRME... Ahmet KESKİN
Bu çalışmada, kişiler arası temel iletişimi sağlayan ve alışılagelmiş niteliği taşıyan “selamlaşma” ve “vedalaşma” eylemlerinin, Türk kültürünün eski çağlarından günümüze kadar nasıl gerçekleştirilmiş olduğu konusu ele alınmıştır. Bu kapsamda öncelikle, günümüzde selamlaşma ve vedalaşma amacıyla yaygın olarak kullanılan söz ve davranış kalıpları üzerinde durulmuştur. Ardından, Türk dili ve kültürü tarihi üzerinde çalışan araştırmacıların konuyla ilgili ortaya koyduğu bilgiler aktarılmış ve bunların değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışmanın devamında, günümüzde Türk dünyasının farklı coğrafi bölgelerinde yaşayan Türk boyları arasında tarihî süreçte selamlaşma ve vedalaşma süreçlerinde kullanılan sözcük ve ifadeler, köken özellikleri dikkate alınarak belirli gruplara ayrılmış ve bu gruplar altında incelenmiştir. Ortaya konulan tüm bu verilerden hareketle, Türk kültüründe selamlaşma ve vedalaşma eylemlerinin hangi sözcük, ifade ve davranış kalıplarıyla gerçekleştirildiği konusunda ulaşılan sonuçlar paylaşılmıştır. Çalışmanın sonuna, Türk boyları arasında selamlaş-ma ve vedalaşma işlevinde kullanılan ifadelerin karşılaştırmalı olarak izlenebilmesi için, selamlaşma ve vedalaşma ile ilgili sözcük ve ifadeleri gösteren bir tablo eklenmiştir.
Dil ve kültür arasındaki etkileşimlerin belirgin olduğu alanlar arasında, gündelik yaşamdaki rutin iletişim biçimleri ve bunlara bağlı olarak şekillenen konuşma tutumları yer almaktadır. Selamlaşma ve vedalaşma, gündelik yaşamın ve iletişim rutinlerinin başlıca örnekleri ve anlamlı kültürel göstergeler olarak bütün toplumlarda dil ve kültürün önemli yansımaları olarak ön plana çıkmaktadır. Bu iletişim biçimleri ve kültürel unsurlar,Türk kültür tarihinde de özellikle gündelik yaşama ait birikimlerin önemli bir yönünü temsil etmektedir ve bu yönüyle araştırılmaya değerdir.Türklerin tarihin eski dönemlerinden günümüze kadar aman, bayar, boy, çolugar, esen, iyi/yahşi, mindi, sağ gibi Türkçe ve Moğolca kaynaklı ve hayr, hoş, selam, veda, razı gibi Arapça veya Farsça kaynaklı sözcükler etrafında oluşturdukları ifadeleri selamlaşma ve vedalaşma sırasında yaygın olarak kullanmış oldukları görülmektedir. Bu ifadelerde genel olarak, tıpkı diğer toplumlarda olduğu gibi; “dostluk”, “zararsızlık” bilgisinin ve “sağlık”, “esenlik”, “iyilik”, “mutluluk”, “uğurluluk” ve “kutluluk” isteklerinin ön plana çıkartılmış olduğu gözlemlenmektedir. Türklerin İslamiyet ile tanışmasıyla kullanılmaya başlanan Arapça selam, merhaba, veda, hoşsözcükleri ve bu sözcüklerden türetilmiş olan çeşitli ifadelerin, başta Türkiye ve Batı Türklüğü olmak üzere, Türk topluluklarının selamlaşma ifadesi olarak kullanım tutumlarında diğer ifadelere baskın geldiği anlaşılmaktadır. Bu baskınlığa rağmen bazı boylar arasında, özellikle Kazak, Kırgız ve Özbek Türklerinde Arapça ve Farsça kelimelerden türetilen bu sözcük ve ifadelerle birlikte Moğolca ve Türkçe kaynaklı selamlaşma sözcüklerininde kullanılmaya devam ettiği görülmektedir. İslamiyet ile temasları olmayan ya da görece olarak daha geç dönemlerde olan ve dolayısıyla da Arapça, Farsça sözcükleri sınırlı örnekler dışında bünyesine çok fazla almamış olan Altay, Saha ve Tuva Türkleri gibi bazı Türk toplulukları arasında iseselamlaşmanın ağırlıklı olarak Türkçe ve Moğolca kaynaklı sözcüklerle sürdürülmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Türk kültür tarihinde ve günümüzde Türk boyları arasında selamlaşma süreçlerinde kullanıldığı tespit edilen tüm bu tutum, sözcük ve ifadeler dışında da tercih edilmiş olan/tercih edilen daha pek çok tutum ve ifadenin varlığı kuvvetle muhtemeldir. Gündelik iletişimin sağlanmasında yaygın ve rutin bir şekilde baş vurulan tüm bu sözcük, tutum, davranış ve ifadeler ve bunlardaki değişim ve dönüşümler, bir toplumun kültürünü, o kültürü şekillendiren bireyleri, bütün bunların tarihî süreçteki birbirleriyle ve diğer kültürlerle olan etkileşimlerini de temsil ederek yansıtması bakımından, dil ve kültü rçalışmaları için önem taşımaktadır. Kültür ve dildeki çeşitli değişmelerin bir sonucu olarak Türklerin “selamlaşma” ve “vedalaşma” tutumlarının, bu tutumlardaki değişimin kültürel boyutlarının, selamlaşma eyleminde iç içe geçmiş hâldeki bütünleşik görünümlerin daha yakından ve kapsamlı bir şekilde takip edilmesi, Türklerin toplumsal yaşamları hakkında yapılacak art ve eş zamanlı, ayrıntılı ve disiplinler arası yeni çalışmalarla mümkün olacaktır.