22 Kasım 2020

Sevgi Soysal’ın romanlarındaki kadın kahramanların bilişsel, duyuşsal ve devinişsel davranışlar


Yürümek romanının baş kişisi Elâ’nın bilişsel davranışlarının oranı duyuşsal ve  devinişsel  davranışlarının  oranından  fazladır.  Diğer  romanlarda  aynı  işlevi yürüten  kadın  kahramanlara  göre  Elâ’nın  bilişsel  davranışları  fazladır.  Elâ’nın çocukluktan  itibaren  yaşadıkları  onun  cinsiyet  ve  cinsellik  konusunda  bilişsel davranışlar kazandığı görülür. Elâ’nın küçük yaşta annesinin her söylediğinin doğru olamayacağını öğrenmesi onun olayları ve durumları daha fazla sorgulamasına neden olur.  Elâ’nın  evlendiği  gün  duyuşsal  davranışlarının  daha  fazla  olması  beklenirken Elâ  bilişsel  süreci  sürdürmekte  ve  kocasıyla  evlenme  nedenlerini  sorgulamaktadır. Çocuğunun   doğumundan   sonra   yaptığı   benzetmelerle   davranışlarında   bilişsel süreçlerin  ağır  bastığını gösterir.  Elâ  baş  kişiler arasında  en  çok  devinişsel  davranış oranına sahip kahramandır. Bunda Şenel’in isteklerini yerine getirmek için yaptıkları önemli bir paya sahiptir. Devinişsel davranışlar gündelik yaşam içinde sıradanlaştığı için  önemini  yitirir  ve  aktarılmasına  gerek  duyulmaz.  Ancak  Elâ’nın  Şenel’in isteklerini    yerine    getirirken    yaptıkları    gündeliğin    dışına    çıktığını    gösterir. Yürümek’in   cinsiyet   eğitimi,   kadınlık   durumları   ve   okumanın   önemi   gibi konularında okuyucunun bilişsel ve duyuşsal gelişimine katkısı olduğu görüldü  

Şafak’ın baş kişisi Oya’nın bilişsel ve duyuşsal davranışlarında bir denge söz konusudur. Oya’nın devinişsel davranışı yoktur. Bunda romanın bir gecede meydana gelen  olayları  konu  almasının  etkisi  vardır.  Oya  en  çok  hatırladıklarıyla  bilişsel sürecin  bilgi  düzeyinde  bulunmasıyla  dikkatleri  çeker.  Oya’nın  gece  boyunca hatırladıkları  onun  bilişsel  ve  duyuşsal  süreçleri  sürdürmesine  neden  olur.  Şafak’ın okuyucunun   bilişsel   ve   duyuşsal   gelişimine   özellikle   tutuklanma,   sorgulanma, insanların  kendilerini  yetiştiren  insanlara  karşı  borçlu  kalmaları  konusunda  katkıları bulunduğu söylenebilir 

Yenişehir’de   Bir   Öğle   Vakti’de   Olcay’ın   bilişsel   davranışlarının   oranı duyuşsal  davranışlarına  göre  fazladır.  Olcay’ın  bilişsel  ve duyuşsal  gelişiminde  en belirleyici  etmenin  anne  ve  babasının  ilişkisi  olduğu  görüldü.  Anne  ve  baba ilişkisinin  çocuğun  bilişsel  ve  duyuşsal  gelişimine  etkisinin  göz  önüne  serilmesi bakımından  bu  durum  önemlidir.  Olcay  anne  ve  babasından  alamadığı sevgiyi başkalarından   almaya   çalıştığını   ve   bunun   engellenmesiyle   içine   kapandığını düşünmektedir.   Burada   çocuklarına   bütün   maddi   imkanları   sağlayan   anne   ve babaların çocuklarının mutsuz olma nedenlerinden birinin sevgi eksikliğinin çocuğun bilişsel ve duyuşsal gelişimine olumsuz etkide bulunduğu düşünülebilir.

Tante Rosa’da bilişsel davranışların oranı duyuşsal davranışlara göre fazladır. Tante  Rosa’nın  küçük  yaştan  itibaren  okuduğu  “Sizlerle  Başbaşa”  dergisinin  onun bilişsel  ve  duyuşsal  gelişimine  olumlu  ve  olumsuz  katkıda  bulunduğu  görüldü. “Sizlerle Başbaşa” dergisi on soruda ilişkinizin durumunu öğrenin, kolay kilo verme yöntemleri ve erkeği mutlu etmenin yolları gibi başlıklarla kadınlara ne yapmaları ve ne yapmamaları gerektiğini söyleyen dergilerin bir benzeridir. Yazarın, kadın ve aile dergilerine  dikkati  çekmek  için  Rosa’nın  her  şeyi  “Sizlerle  Başbaşa”  dergisinde yazanlara  göre  değerlendirmesi  ve   düş  kırıklığına  uğraması  üzerinde  durduğu sonucuna ulaşılabilir. Rosa’nın “Sizlerle Başbaşa” dergisinde yazan her şeyin doğru olmayabileceği  sonucuna  varması  okuyucunun  bilişsel  gelişim  sürecine  olumlu katkıda  bulunur.  Tante  Rosa  namus  kavramı  ile  ilgili  olarak  okuyucunun bilişsel gelişimine olumlu katkıda bulunur.

Baş  kişilerde  belirgin  olan  bilişsel  süreç  ağırlığın  nedeni  olarak  insanın herhangi  bir  tutum  ya  da  değere  ulaşabilmesi  için  bilişsel bir  süreçten  geçmesi gerektiği  görülebilir.  Her  insan  kendi  deneyimlerinden  yola  çıkarak  değerler  üretir, yargılara   varır.   Duyuşsal   davranışların   ortaya   çıkabilmesi,   kişinin   bir   şeyden hoşlanması,  sevmesi,  nefret  etmesi  vb.  davranışlar  gösterebilmesi  için  önce  onunla ilgili  bir  bilişsel  süreçten  geçmesi,  onu  tanıması,  yorumlaması  kısaca  üzerinde düşünmesi  gerekir.  Baş  kişilerin  dışındaki  kahramanlarda  duyuşsal  davranışların fazlalığının  nedeni  olarak  bu  kahramanların  baş  kişilerle  ilişkileri  çerçevesinde tanıtılması   görülebilir.   Bu   kahramanlara   baş   kişileri   etkiledikleri   oranda   yer verilmesi,    aynı    zamanda    bu    kahramanların    baş    kişilerin    dikkatini    çeken davranışlarına  yer  verilmiş  olması  duyuşsal  davranışların  fazlalığının  nedenleri arasındadır.

İncelemede  kahramanların  devinişsel  davranışlarına  çok  az  yer verildiği görüldü.  Gündelik  yaşamda  insanların  devinişsel  davranışlarının  tekrarlardan  dolayı sıradanlaşması   ve   önemini   yitirmesi   devinişsel   davranışların daha   az   dikkat çekmesine  neden  olur.  Toplumda  ayırıcı  devinişsel  davranışları  olan  kişilerin  azlığı bunun  bir  başka  nedenidir.  Yazar  kahramanlarını  yaşadığı  çevreden  seçtiği  ve kahramanlarını   aktarırken   seçmeler   yaptığı   için   devinişsel davranışlar   eserde diğerlerine göre daha az yer bulur.

İncelenen  romanları  okuyanların  kazanacağı  bilişsel  ve  duyuşsal davranışlar göz  önüne  alındığında;  okuyucuların  kadınlık  durumları,  boşanmış  kadınlar, toplum tarafından kadının namusunun nasıl algılanması gerektiği konuları ile ilgili bilişsel ve duyuşsal  davranışlar  kazanacakları  görüldü.  Kadının  toplumdaki  yeri,  toplumdaki cinsiyetçi  yaklaşım,  yanlış  cinsel  eğitim  gibi  konularda  okuyucunun bilişsel  ve duyuşsal gelişimine olumlu katkılar sağlandığı tespit edildi. Tante Rosa, Yürümek ve Yenişehir’de  Bir  Öğle  Vakti’nde  okumanın  yararlı  olduğunun  vurgulanması, ayrıca  Tante  Rosa’da  insanın  her  okuduğunun  doğru  olmayabileceğinin  ve  her bilginin insana yarar sağlamayacağının vurgulanması okuyucunun bilişsel gelişimine katkı sağlar. Bilişsel ve duyuşsal gelişime yapılan bu katkılar insanın kendisini, diğer insanları anlamasını ve kendisini geliştirmesini sağlar.