Takvim düzeni herkes için aynı olsa da zaman herkesin
içinde başka türlü ilerler. Aynı geçen yıllar insanlara aynı şeyleri
öğretmez. Yavaş yavaş değişenlerle birdenbire olanların seyri herkesin
hayatında aynı değildir. Bilinen şeyler bunlar; olsun, tekrarlıyoruz.
Yazıyla
uğraşıyorsanız eğer zaman size başka bir yüzünü gösterir. İçinizde
birikenle, kağıtta bekleyenle hayalini kurduğunuz kitaplar arasında
adeta havada asılı kalmış koridorlarda dolaşırsınız. Gençken size
sonsuzmuş gibi gelen zamanın giderek uğultu kazanan nabzını duymaya
başlarsınız. Yük indirme yaşlarıdır bunlar; elemelerin, fazlalıklardan
kurtulmanın, enerjinizi, zamanınızı tutumlu kullanmanın, hayalleri
ölçülü biçili kılmanın, yeni ufuk ayarı yapmanın yaşları. Önünüzde
yaşanacak yılların yaşadığınız yıllar kadar olmayacağını bilmenin
eşiğinde kendi içinizde çeşitli seçimlere, öncelikler sıralamasına
zorlanırsınız.
Pergelin ayağını sapladığınız yerden çizdiğiniz
dairede kendinize yeni bir ufuk ayarı edinirsiniz. Mutlaka ama mutlaka
yapmanız gereken şeyler nelerdir? Olmazsa olmazlarınız. Yapmadan
giderseniz gözünüz arkada kalacak olanlar. Öte yandan siz ne hesap
yaparsanız yapın, hayallerinizi takvimlendirmeye, tasarılarınızı
tarihlendirmeye çalışın, bir yerlerde boy veren yepyeni bir tohum
sarmaşık olup pergelin ayağına tırmanmaya başlar. Sizi tazeler,
gençleştirir, içinizde eskiyen hayaller arasında kendi toy varlığını
dayatır. Sizden kendisine ayırmanız gereken zamanı, özeni, emeği ister.
Hayat, bu hiç hesapta yoktu dediklerinizle yeniden hayat olur.
23 Kasım 2009