02 Ağustos 2019

Oktay Akbal "Aşksız Yaşam Olur mu?"

 

"Evet nakarat gibi yazabilirim onu,

Görebilsinler diye gelecek yüzyıllara

Aşk Jenny'dir, Jenny de aşkın adı"

Jenny von Westphalen, Karl Marx'ın eşiydi. Kendisinden dört yaş büyük... Yaşam boyu süren bir birliktelik... Daha çocuk yaşında başlayan bir sevda...

"Jenny, gülerek sorarsın – Neden şarkılarım Jenny'ye – Yalnız senin için yüreğim çarparken – Şarkılarım yalnız senin için ağlarken – Yürekleri yalnız senden esinlenirken – Her hece söylerken yalnız senin adını..."

Karl Marx'ın şair olduğunu bilir miydiniz? Şaştınız mı, niye? En büyük bilimciler, felsefeciler, toplumbilimciler şiirden, sanattan, müzikten geçmişlerdir. Duyarlı olmak dünyayı, insanları daha içten anlamayı sağlar. Toplumdaki bozukluklar, çıkmazlar, ancak sevmesini bilenlerce daha kolay çözümlenir, daha kolay algılanır.

Sol Yayınları Marx'ın, Engels'in uzun süredir ortalıkta bulunmayan kitaplarını yeniden yayımladı: "Hakiki Sosyalistler", "Yahudi Sorunu", "Komünist Parti Manifestosu", "Komünizmin İlkeleri", "Ütopik Sosyalizm" vb.. Ama Marx'ın iç dünyasını yansıtan "Jenny'ye Adanmış Şiir Albümlerinden" (Çeviren: Barış Pirhasan) kitabını daha ilginç, daha doğrusu daha güncel buldum. Düşünce adamlarının, bilimcilerin sanattan ışık almadan başarılı ürünler ortaya koyamadıklarının bir çeşit kanıtı olarak...

Karl ile Jenny gerçek bir aşkla birbirlerine bir ömür boyu bağlandılar. Böyle yazıldı, söylendi. Ama bunca uzun yıllar süren bir evlilikte, ne denli sağlam görünürse görünsün, yine de bazı çatlaklar olur. "İşte binlerce cilt doldurabilirim / 'Jenny' yazarak her satırına" diye yazan Karl'a Jenny de aynı aşk dolu mektuplar yazıyordu:

"Bugünkü çılgınca aşkımı koruyabilecek miyim? Ah, Karl eğer yakınıyorsam bu, aşkımın öyle güzel, öyle etkili, öyle ihtiraslı olmasındandır. Aşk itirafların öyle güzel ki, herhangi bir başka kızı hayalinin coşkun tasvirlerini mutlulukla doldurabileceğini düşünmemek elde değil! Bütün bunlar beni dehşete ve tereddüde sevkediyor. Bütün hayatım, varlığım, yalnızca seni düşünmek içindir."

Jenny'dir, Karl'ın yaşam boyu en yakın desteği, yardımcısı. Marx'ın yazdıklarını el yazısıyla temize çeken oydu, düşüncelerine ortak olan, onu bilimsel araştırmalarında etkileyen hep Jenny idi. Ne var ki en büyük aşklar da zamanla soluyor. Karl'ın da, evlerinde yardımcı olarak çalışan, çocuklara anneleri kadar yakınlık gösteren Helene Demuth'la ilişki kurmasına Jenny'ye olan aşkı engel olmamış. Hatta bir de oğlu olmuş!..

"Karl Marx'ın Aşk Hayatı" kitabının (Sinan Yayını) yazarı Pierre Durand, Marx'ın evlilik müessesesine karşı çıkan bazı ham, kaba komünistleri eleştirdiğini, aynı zamanda aşkla hiç ilgisi olmayan, servete ve karşılıklı çıkar ilişkilerine dayanan burjuva evliliklerini de şiddetle eleştirdiğini yazıyor:

"Marx'ın aşk hayatını anlatmaya niyet etmiştik, mutluluğu, sefaletleriyle, coşkuları ve umutsuzluklarıyla, yücelikleri ve küçüklükleriyle büyük bir aşk keşfettik. Marx'ın duygu dünyasının monografisiyle sınırlanmış olan insan yaşamını tanıtmayı diliyoruz: Bir insan ki, en zor yaşama koşullarında dahi Jenny'ye karşı duyduğu ve Jenny'nin de muhteşem bir şekilde karşılık verdiği aşkı sayesinde varlığının en derin anlamını bulmuştur."

Bu gerçek bize büyük yapıtlar, ölümsüz kuramlar, düşünler, bilimsel atılımlar başaranların şiirden, aşktan güç aldıklarını göstermiyor mu?

Evet, "Aşk Jenny'dir, Jenny de aşkın adı."
Oktay Akbal - Cumhuriyet, 3 Ocak 1999