Kedilerin yeri hemen bütün mitolojilerde farklıdır.
Evet, şu her gün birlikte yaşadığımız, hemen her sokakta, meydanda, caddede, apartman girişlerinde, dükkân önlerinde rastladığımız o şirin varlıklardan söz ediyorum.
Evet, şu her gün birlikte yaşadığımız, hemen her sokakta, meydanda, caddede, apartman girişlerinde, dükkân önlerinde rastladığımız o şirin varlıklardan söz ediyorum.
Kediler, hiçbir mitolojide tekin değildir.
Kedinin adı hep nanköre çıkmıştır. Köpekler ne zaman övülmek, yüceltilmek istense, kedi ile karşılaştırılır ve kedicikler, hemen “nankör” yaftasıyla ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf hayvanlar arasına sürgün edilir.
Çünkü köpekler sadıktır.
Oysa kediler, nankördür.
Gerçek ise çok farklıdır.
Çünkü kediler, özgürdür. Üstelik bu, onların hayatlarının her noktasında açık ve seçik, hiç kimseden saklamaya gerek duymadan kullandıkları bir özgürlüktür.
Başka deyişle, kediler sınırsız özgürdür.
Hiçbir kediyi, o istemeden sevip okşayamazsınız.
Size kendini okşatmaya başlamış olsa bile, bu eylem ancak onun çizdiği sınırlar içerisinde ve o istediği sürece gerçekleşebilir.
Onun çizdiği sınırlar aşıldığında, kedi tırmalama ve ısırma gibi savunma yollarına başvurmaktan hiç çekinmez.
Çünkü kediler, asla rüşvet almaz!
Onlara dünyanın en leziz mamalarını bile sunsanız, kendilerini uygun gördüklerinden daha uzun süre sevip okşatmazlar.
Kediler ve ‘sahipleri’...
Görünüşte en tembel ve evden dışarıya adım atmayan kedilerin bile “sahipleri” yoktur. Evinize bir kedi mi aldınız, o andan başlayarak dört duvarınızın mutlak hâkimi artık odur.
Görünüşte en cicili bicili minderleri bile hazırlasanız, evde oturacağı ve uyuyacağı yeri kediniz seçer. Bu konuda ısrarcı olduğunuz takdirde, işi evi terk etmeye kadar vardırabilir!
Çünkü biraz önce de dediğim gibi, aslında bütün kediler sahipsizdir ve göze en çok ev kedisiymiş gibi gözüken kedi bile ruhunun derinliklerinde belli bir sahipsizliği, yani sokak kedisi olma özelliğini ölene kadar taşır.
Bütün kediler, ‘sokak kedisi’dir…
Bir başka deyişle, kedi her zaman ve her koşulda kediliğini sınırsız yaşar. Bu bakımdan kedilerin ruhu ile Gezi Ruhu arasında rahatça özdeşlik kurabilirsiniz. Çünkü ne kadar yaranmaya veya yaltaklanmaya çalışırsanız çalışın, kediden/kedinizden alacağınız karşılık hep aynıdır: Bana, benim uygun gördüğümden daha fazla karışma!
Hele hele, kedinizin rengi bir de KIRMIZI ise, yandınız demektir. Çünkü günün birinde kedinizin dikbaşlılığı yüzünden onun için yaptığınız kedievinin camını çerçevesini kırsanız bile, bu eyleminiz onun çok daha kıpkırmızı kesilmesinden başka bir sonuç vermeyecektir.
Ve kedilerin öfkeden kıpkırmızı kesilmeleri, hiç kimse için tekin değildir!